GAZİ ve SPOR
Birinci Dünya Savaşında Çanakkale’de destanlar yaratan büyük kahraman Anafartalar Grup Kumandanı Miralay (Albay) Gazi Mustafa Kemal’in başından geçen bir spor anısı.
Bir gece Gazi Ada’da Yat Kulübü’nde konuşurken, yanındakilerden birinin sportmen olduğunu anladı. Ona şu suali sordu:
“Spor nedir?”
Muhatabı sporu herkesin bildiği gibi tarif etti.
Gazi de di:
“Bana daha açık bariz bir tarif bulabilir misiniz?”
Belgi en güzel cevabı bulmak için düşünen sportmenin ufak bir tevakkufu üzerine Gazi şu hatıratını anlattı.
“Arıburnu kumandanı idim, iki tarafın ateş hatları arasında elli altmış metre mesafe vardı. Birbirine en yakın hatlar arasında dolaşan Türk ve İngiliz keşşaflarından ikisi gecenin kara kesafeti içinde ellerindeki uzun silahları istimal edemeyecek kadar burun buruna temas etmişler. Her iki cesur keşşaf, silahlarını atmışlar doğrudan doğruya birbirlerine boğazlamak için ellerini kullanmak zaruretini hissetmişler.
İngiliz keşşaf yumruklarını sıkmış, boks denilen idmanı, Türk neferinin vücut ve kalbi üzerinde tatbik etmeye başlamış. Bu mahirane yumruk idmanını bilmeyen Türk neferi kalbine maddeten, vicdanına manen vurulan darbelerin tesiri altında iki elini ötekinin boğazına uzatmış, var kuvvetiyle düşmanın gırtlağını yakalamış. Düşman neferinin boğazı iki demir pençenin mengenesinde sıkışınca, bizim nefer, boks darbelerinin iptida hafiflediğini biraz sonra zail olduğunu görmüş.
Nefer esirini sürükleyerek benim yanıma getirdi. Gece yarısından sonra idi. Evvela düşman neferini isticvap ettim:
—Ne oldu? Sen niçin buralara kadar geldin?
—Spor, cevabını verdi.
Bizimkine sordum:
—Nasıl oldu?
Nefer, esirin verdiği ilmi cevabı anlamamış olmaktan korkarak:
—Bilmiyorum, dedi.
Ben, birinci ilmi ve fenni değil, ikincinin cehilden ziyade ede ve terbiyesi üzerinde fazla durmadım.
—Sportmen misin?-Evet, çok iyi…
—Evet, çok iyi.
—Bizim neferi nasıl buldun?
—Bilmiyor, dedi.
Türk neferine döndüm:
—İşitiyor musun, senin için bilmiyor, cahildir, dedi.
Kısaca:
—Huzurunuza getirdim efendim, cevabını verdi”
Gazi devam etti:
Benden spor nedir, diye sorulursa vereceğim cevap şudur:
Spor, vatanın, milletin âli menfaatlerine tecavüz edenleri gırtlağından yakalayıp memleket ve millet hadimlerinin huzuruna getirebilmek kabiliyeti maddiyesi ve maneviyesidir.
Kaynak
- Halûk San, Belgeleri ile Türk Spor Tarihinde Atatürk, Türk Spor Vakfı Yayınları, Cilt.1,1981,No.2, s.34–36.
- Beden Terbiyesi ve Spor Mecmuası’nın Atatürk’ün birinci ölüm yıldönümü olan 10 Kasım 1939 günü yayınladığı “10. II’ inci Teşrin” broşürünün 7. sayfasında Falih Rıfkı Atay “Gazi ve Spor” başlığı altında yayınlanmıştır.
- Burhan Aytekin, Gazi ve Spor, Edirne Yenigün Gazetesi, 14 Kasım 2007, s. 11. www.edirneyenigun.com
Keşşaf is. (keşşaf: f) Ar. Keşşaf esk. 1. Bilinmeyen çok önemli bir şeyi keşfeden. 2. Keşif kolu. 3. İzci.
Keşşaflık, -ğı is. İzcilik
Hadim sf. (ha: dim) Ar. Hâdim esk. Hizmet eden, hizmet edici, yarayan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder