Sayfalar

6 Kasım 2011 Pazar

6 Kasım 2011 Kurban Bayramı

Kurban Bayramınız 
Kutlu Olsun 
  • Kurban bir ibadettir.
  • İbadet Allah (c.c.) için yapılır.
  • (Müğni'l-Muhtâc. c/4 sf:282) Nisaba (zenginlik ölçüsüne) mâlik olan ve gerekli diğer şartları taşıyan her Müslümanın kurban yapması vâciptir. Şartlarını taşıdığı hâlde kurban yapmamak günahtır. (ed-Dürrü'l-Muhtâr: C/5. sf: 219)
Kurban
  • Davar (koyun, keçi)
  • Sığır (İnek, dana, öküz, boğa, manda) veya
  • Deveyi Kurban Bayramı'nın ilk üç gününde, Kurban niyetiyle (ibadet kastıyla) boğazlamaktır.
Akla şöyle bir soru gelebilir
Neden sadece koyun, keçi, sığır ve deve cinsinden kurban oluyor da diğer hayvanlardan kurban edilmiyor?
Akıllı, buluğa ermiş, mukim (misafir olmayan) ve hür olan Müslümanlara ihtiyaç eşyasından fazla nisap miktarı menkul ve gayrimenkulleri varsa, kurbana niyet ederek, belli günlerde (Kurban Bayramı'nın ilk üç gününde) belli hayvanları (keçi, koyun, sığır ve deveyi) kurban etmeleri vâcip olur.
Kurban ibadeti Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.)'in Medine'ye hicretinin ikinci senesi emredilmiştir.

Kur'ân-ı Kerim'de
"Rabbin için namaz kıl ve kurban kes." (Kevser Suresi, Ayet: 2.)
"Kurbanlık develeri de size Allah'ın dininin alâmetlerinden kıldık." (Hacc Suresi, Ayet: 36) buyurulmuştur

Peygamberimiz'in Sünnet-i Seniyyelerinde
Hazreti Enes (r.a.)'ten rivayet edildiğine göre: "Rasûlüllah (s.a.v.) beyazı siyahından çok, boynuzlu iki koç kurban etti. O'nun ayağını hayvanın yanlarına koyduğunu, besmele çekip tekbir getirdiğini ve eliyle onları kestiğini gördük." beyanında bulunulmuştur. (Kütüb-i Sitte müellifleri rivayet etmiştir.)
Efendimiz (s.a.v.)'in ayağını hayvanın yanlarına koymasının sebebi bu şekilde hayvanı daha sağlam tutması, hayvanın başını sallayarak sarsıntıya sebep vermemesi ve böylece hayvanın zarar görmemesi içindir; Allah-u âlem.
Hz. Aişe radiyallahu Anha vâlidemizden rivayet edilen bir başka hadiste: "...Gönül hoşluğu ile kurbanlarınızı ifa ediniz..." buyurulmuştur. (İbni Mâce ve Termizi rivayet etmişlerdir.)
Kurban yapmanın meşruiyeti üzerinde Müslümanların tamamı birleşmişlerdir.
Böylece Kurban yapmak Kitap, Sünnet ve icma ile sabit olmuştur. (Keşşâfu'l-Kınâ'. c/3. sf: 17)
Kurban yapmak Hanefi Mezhebi'ne göre vâciptir. Delilleri şu hadistir:
"Kim genişlik ve imkân bulur da Kurban yapmazsa bizim namazgâhımıza yaklaşmasın." (İbni Mâce rivayet etmiştir.)

Hanefiler derler ki, Böyle bir tehdit ancak vâcibin terki hakkında söz konusudur.
Kurban, Allah (c.c.)'a yaklaşma vesilesidir. Bunun için "Kurban" kelimesi, kendisiyle Allah (c.c.)'a yaklaşılan mânâsında kullanılır.
Kurban, insanın ruhunu kaplayan dünya ve madde sevgisini kesip atmanın ve hepsini Allah (c.c.) yolunda feda etmenin işaretidir. Allah'a ulaşacak olan kurbanın eti, derisi, kanı değil, kurban vesilesiyle kulun takvâsıdır. Konu tam buraya gelmişken Mevlâna Celaleddin Rûmi'nin şu ikazını da hatırlatalım. Hazret der ki:
"Keçinin gölgesini kurban etmeye kalkışma."
Yani kurban ibadetinin özünü unutup da sadece şekliyle meşgul olarak kendini kandırma, demek ister:
Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz'in şu hadisini Mevlâna'nın yorumlama tarzı da gayet dikkat çekicidir. Efendimiz (s.a.v.) buyurur ki:
"Namaz, her muttaki kişinin kurbanıdır." (Kuzâi. Müsned: c/1. Sf: 181)

Mevlâna işte bu hadisten yola çıkarak der ki
Muttakiler tekbir getirip namaza başlayınca, kurban gibi bu dünyadan çıkıp gittiler.
Ey namaz kılan kişi, sen de onların ardınca ilerlemek için mihraptaki mum gibi kıyam ederek namaz kıl. Bilesin ki, namaza başlarken:

"- Allah-u Ekber" demenin mânâsı şudur
"Ey Allah'ım! Biz Senin huzurunda kurban olduk. Nasıl ki kurban yaparken Allah-u Ekber dersin. İşte öldürülmeye lâyık olan nefsi kurban ederken de bu söz söylenir."
Kurban yapanlar bu inceliği ve espriyi iyi anlamamız gerektiğini bilelim. Bilelim ki, niçin kurban yaptığımızın idraki içinde olalım, inşaallah

Kurban Bayramı 
Müslümanlar tarafından Hicri Takvime göre Zihicce ayının onuncu gününden itibaren dört gün boyunca kutlanan bir dini bayram.
Zihincce ayının onuncu, on birinci ve on ikinci günlerine ‘Eyyâm-ı nahr’ (Kesme günleri) ve bir önceki gün olan Zilhicce ayının dokuzuncu gününe Arife denir. Kurban Bayramı, aynı zamanda İslam âleminin her yıl Mekke’de hac farizasını ifa ettikleri vakittir.
Kurban Bayramı, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan birçok ülkede dinî bayram olmasının yanı sıra resmi tatil ilan edilir. Ramazan Bayramı ile beraber İslam dinindeki en önemli iki bayramdan biridir.
Bayramda Bayram Namazı kılınır ve Bayram Hutbesi okunur.
Arefe günü sabah namazından itibaren bayramın son ikindi namazı dahil her farz namazdan sonra aşağıdaki teşrik tekbirleri okunur:
Allahü Ekber Allâhü Ekber Lâ ilâhe İllâllahü Vallâhü Ekber, Allâhü Ekber ve Lillâhi`l-Hamd

Kurban’ın Istılahı Anlamı
Istılahta, yani bir İslam dini terimi olarak Kurban, Allah’a yaklaşmak ve Allah rızasına ermek niyetiyle kesilen, kurban edilen, hayvan demektir. Kurban’da geçen İbrahim peygamber ve oğlu İsmail ile ilgili kıssadan yola çıkarak, kurban kavramı, çok daha genel bir adanmışlığı, Allah için bireyin her şeyini feda edebilecek olmasını, Allah'a teslimiyeti ve ona karşı şükür içinde olmayı ifade etmektedir. Kur'an 'da Hac Suresinde geçen şu ayet, kurbanın islam inancındaki yerini özetler:
"Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşacak olan ancak, sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir." (Hacc 22/36;37)

Diğer dillerde Kurban Bayramı

Kurban Bayramı farklı dillerde ve farklı kültürlerde, kültürel etkilerle de, farklı isimlerle anılmaktadır. Arapça İyd-el Adha şeklinde okunan tüm dünyada yaygın olan bir isimdir. Türkçede Kurban Bayramı olarak anılırken, Hindistan ve Pakistan’da bayrama genelikle Bakra Eid denir ki bunun anlamı "Keçi Bayramı"dır; bu ülkelerde sıklıkla kurban edilen hayvan keçidir. Bakra Eid Güney Afrika’da da kullanılan bir isimdir. Bangladeş’te kullanılan yaygın isimler seld-ul-Azha ve Korbani ld’dir. Türkçe ismine benzer bir şekilde Bosna-Hersek, Bulgaristan’da Koç Bayram, Arnavutluk’ta Kurban Bajram şeklinde anılır. Nijarya’da Babbar Sallah, Somali’de ve Kenya ile Etiyopya’nın Somalice konuşan bölgelerinde ise Ciidwayneey.

Tarihçe
Taah’a göre İbrahim’in Eşi Sara'dan bir çocuğu olmuyordu ve İbrahim Sara'dan bir çocuğu olması durumunda bunu Tanrı'ya Kurban olarak adadı. Tanrı, “İshak’ı sevdiğin biricik oğlunu al, Moriya bölgesine git" dedi, "Orada sana göstereceğim bir dağda oğlunu yakmalık sunu olarak sun.", 8-9-10-11-12-13: İbrahim, "Oğlum, yakmalık sunu için kuzuyu Tanrı kendisi sağlayacak" dedi. İkisi birlikte yürümeye devam ettiler. Tanrı'nın kendisine belirttiği yere varınca İbrahim bir sunak yaptı, üzerine odun dizdi. Oğlu İshak'ı bağlayıp sunaktaki odunların üzerine yatırdı. Onu boğazlamak için uzanıp bıçağı aldı. Ama RAB'bin meleği göklerden, "İbrahim, İbrahim!" diye seslendi. İbrahim, "İşte buradayım!" diye karşılık verdi. Melek, "Çocuğa dokunma" dedi, "Ona hiçbir şey yapma. Şimdi Tanrı'dan korktuğunu anladım, biricik oğlunu benden esirgemedin. İbrahim çevresine bakınca, boynuzları sık çalılara takılmış bir koç gördü. Gidip koçu getirdi. Oğlunun yerine onu yakmalık sunu olarak sundu." (Yaratılış: 22:2-8-9-10-11-12-13)
Kur’an metinlerinde bahsi geçen çocuğun "yumuşak huylu bir erkek çocuk" olmasından bahsedilip ismini belirtilmemiştir (Sâffât Süresi: 101). Fakat genelde İsmail olarak tefsir edilir ve Müslümanlar çocuğun İsmail olduğuna inanırlar.
Diğer İslami kaynaklara göre, İbrahim Peygamberin eşinin kısır olması nedeni ile bir çocuğu olmayınca (bazı rivayetlere göre 125 yıl) Allah'a yalvarır, dua eder. Kendisinin ve eşinin yaşlı olduğu bir zamanda mucizevî bir şekilde oğlu olur. Çocuk biraz büyüdüğünde, İbrahim peygamber rüyasında onu kurban etmesi gerektiğini görür. Oğluna "Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?” dedi. O da, “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın”der. Peygamberlerin rüyaları normal insanların rüyalarından farklı olduğundan bu bir emir olarak kabul edilmiş ve İbrahim peygamber oğlunu kurban etmeye götürmüştür. Ancak Allah'ın emriyle bıçak çocuğu kesmez. Bu esnada Cebrail kucağında bir koç ile gelir. Bu imtihan başarı ile geçildikten sonra tüm İbrahimi dinlerde Zilhicce ayının 10. günü aynı şekilde kurban kesilerek kutlanan bayram olmuştur. İslam peygamberi, Hac gibi terkedilen İbrahim' geleneği, tekrar hayata geçirmiştir.

Kurban Bayramı Kutlamaları
Kurban Bayramı'nda misafirlere sunulmak için hazırlanmış bir tabak: yaprak sarması, Kavurma ve börek. Bu yiyecekler Kurban Bayramı sırasında Türkiye'de sıklıkla sunulan ve hazırlanan yiyeceklerdir; özellikle kavurma, kurban etiyle yapılan ve Türk kültüründe Kurban Bayramı ile özdeşleşmiş bir yiyecektir.

 

Türkiye’de Kurban Bayramı Kutlamaları

Güneş'in doğuşundan 45 dakika sonra bayram namazı kılınır ve kurban genelde ilk gün kesilir. Kesilen bu etin üçte biri akrabaya, üçte biri fakirlere dağıtılır. Kalan üçte bir ise kurbanı kesenindir. Kesilen kurbanın etinden yapılan yemekler bayram boyunca misafirlere ikram edilir. Tanıdık ve akrabalar ziyaret edilir, çocuklara harçlık ve hediyeler verilir. Çocuklar büyüklerinin elinden öper ve bayramda tüm küslükler son bulur.

Diğer Dinlerde Kurban Bayramı
İslam'daki gibi belirli bir bayram zamanı ile ilişkilendirilen büyük bir kurban eylemi bugün varlığını sürdüren İbrahimi dinlerde nadir görülse de diğer İbrahimi dinlerde de kurban kavramı mevcuttur. Arapça’da kurban sözcüğü ile ilişkili olan İbranice’de korban sözcüğü de sözlükte "yakınlaşmak" anlamına sahiptir ve dinî bağlamda, şeklî uygulama açısından İslam'dakine benzer bir tür kurban etmeyi öngörür. Günümüzde Musevilerin büyük bir kısmı hayvan kurban etmeyi kesmişlerdir bunun en büyük sebebi Tapınak'ın var olmayışıdır; bununla birlikte hayvan kurban etmenin özellikle Tapınak mevcutken düzenli bir şekilde yapılan bir ibadet olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte bu hayvan kurbanı büyük oranda günahlardan arınmak için yapılırdı ve İslam'daki Kurban Bayramı’na benzer bir uygulama bağlamında ele alınmazdı.

 

Kurban Bayramı Tarihleri

İslam dininde kullanılan ve bayram günlerini tespit etmekte temel alınan takvim ay takvimi olduğu için Gregoryen takvimi yıllarında farklı günlere denk gelir. Aynı sebeple aynı Gregoryen yıl içerisinde iki Kurban Bayramı da yaşanabilir. 2012 yılında Kurban Bayramı Türkiye'de 26 Ekim tarihinde başlayacaktır.
Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder