Taraftar Gözüyle
Olcay Akdağ
Türkiye Basketbol Federasyonu İnternet
sayfasında bir haber başlığı var… Başlığı okur okumaz içim cız etti… Haberin
içeriğini okumadım, okuyamadım… Çünkü biliyorum ne yazdığını… Başantrenörümüz
Sayın Cem Akdağ ve Başkan Vedat Kumuşoğlu bu aralar sık sık bu konuya değindi;
“Olin Edirne Taraftar Desteği Bekliyor”
Tüm basketbol camiasının takip ettiği bir
sitede ve daha birçok mecrada bu konuya değinen açıklamalar okuyoruz…
Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi, Olin
Edirne’nin taraftar desteği isteyeceği…
Bu salonu dolduran bizler değil miydik her
maçta coşkuyla takımını destekleyen, basketbolun seyirciyle, dolu salonlarda
oynandığında çok daha güzel olduğunu tüm Türkiye’ye hatırlatan… İşler iyi de
gitse, kötü de gitse oyuncularına destek veren, sevgi gösteren… En kötü sezonda
bile en uzak deplasmanlara takımının
peşinden giden… Taraflı tarafsız basketbol camiasının saygısını, beğenisini
kazanan… Hatta Karşıyaka taraftarından sonra, basketbolu en iyi bilen,
deplasman takımlarına en zor atmosferi yaratan seyirci topluluğu olduğumuzu
iddia eden, bizler değil miydik…
Sadece bizler de değil… Geçmişten bazı
örneklerle hatırlayalım mı ;
“…Belki seyirci baskısı belki deplasman
olması nedeniyle maça çok kötü başladık.
Sayı atamadık, 10-12 sayı gerilere düştük…”( Trabzonspor Başantrenörü Tolga Öngören)
13/11/2011
“…İlk
devre istediklerimiz sahaya yansıtabildik. Olin Edirne’nin uzunlarıyla içerden
iyi oynadığını biliyorduk ve orada önlem alabildik. İkinci yarıda da bunu
yaparken, Olin Edirne iyi bir dış atış yüzdesi yakaladı. Biraz yorgunluk biraz
da seyirci baskısı oyundan düşmemize neden oldu…” (Mersin Büyükşehir Belediyesi
Başantrenörü Ercüment Sunter) 25/12/2011
“…“Takımımıza muhteşem bir destek veren ve her
türlü koşulda bu desteğini sürdüren büyük taraftarımıza önce bir kez daha takım
adına teşekkür etmek istiyorum. Geçtiğimiz sezon vermiş olduğu destekle hem
takımımızın almış olduğu başarılı sonuçlarda katkısı olan, taraftarlık adına
yaptığı organizasyonlar ve basketbola kattığı renklerle tüm Türkiye’nin
dikkatini üzerinde toplayan Edirneli taraftarlar bu sezon da her şart altında
takımlarını desteklemeye devam etmişler ve basketbol sevdasının, gerçek
taraftarlığın sadece başarılara endeksli olmadığını göstererek bir kez daha
Türkiye’nin en iyi basketbol taraftarları olduğunu kanıtlamışlardır…” (Genel
Koordinatör Ali Burgul) 31/01/2012
“Pınar Karşıyaka antrenörü Hakan Demir, her
zaman zorlu bir deplasman olan Edirne’den galibiyetle döndükleri için mutlu
olduklarını belirti. Demir, “Olin Edirne deplasmanı her zaman hem zorlu hem de
basketbol atmosferi olarak çok güzel bir ortamda geçiyor…” (8 Ocak 2012
tbf.org)
“Olin
Edirne Başantrenörü Gökhan Taştimur, ‘Seyircinin coşkusunu son periyotta
oyuncular da iyi kullandı ve kazanmasını bildik’ dedi.” (05 Mart 2011)
“…Basketbolun her açısından zor bir deplasman
olan Edirne’de kaybettik…” (Alp Bayramoğlu – Hacettepe Ünv.) 05/02/2012
“…Olin her zaman zor bir deplasman olmuştur.
Bugün de burada zor bir atmosfer vardı…” (Can Altıntığ –Tofaş)05/01/2013
“…Basketbol sevgisi odaklı gayet saf ve temiz
duygularla oluşturulan bu organizasyon, taraftarı ile bir bütün olduğunu her
maçta gösterdi. Misafirlerine salonu hiçbir zaman cehenneme çevirmediler ama
hiçbir zamanda sahada rakiplerine istediklerini kolayca vermediler ve asla
teslim olmadılar…” (NTVSpor.net yazarlarından Emre Günbay)
“…Tabi ki ligdeki en iyi taraftarlardan biri
olan ve basketbolu iyi bilen Edirne seyircisi de takım için bütçe kadar
önemli…” (5 Ekim 2013
http://www.altinciadam.com)
Örnekleri
sayfalarca alt alta yazabiliriz… Hepsi aynı çerçevede verilmiş demeçler
ve değerlendirmeler….
Şimdi ise Basketbol Kamuoyu “Olin Edirne Taraftar
Desteği Bekliyor” haberlerini okuyor… Eminim ki şaşkınlık içinde okuyorlardır…
Son olarak da takımımızın yıldızı Darius
Washington’un açıklaması geldi ;
“…Daha önce Mimar Sinan Spor Salonu’nda rakip
olarak oynamadım. Ama arkadaşlarımın anlattıklarından biliyorum. Olin Edirne
taraftarlarının nasıl etkili tezahüratlar yaptıklarını anlatıyorlardı. Şimdi
sarı-yeşil forma altında bu tezahüratı, bu güzel ortamı ben de yaşamak
istiyorum. Ben taraftarın yoğun desteğinden, salondaki ambiyanstan fazlasıyla beslenen
bir oyuncuyum…”
Bu sezon Beko Basketbol Ligi’nin yıldızı
olmaya aday Darius, dolu tribünler önünde oynamayı haketmiyor mu sizce de…?
Karşıyaka maçının boş tribünlerinden
eleştiriler, yakınmalar da geldi kulağımıza…
Darius kendine oynuyormuş…! Francis nasıl
pivotmuş…! Ribaund alamıyormuşuz…!
El insaf yahu…
Ligin en düşük bütçesiyle yola çıkılmış… Bu
bilinçle, kadro oluşturulmuş… Koçun bütçe doğrultusundaki planlamasına göre
hareket edilmiş… Üstelik bu haliyle de dar rotasyona rağmen, -sakatlık gibi talihsizlikler
yaşanmadığı sürece- ilk beşi ve benchteki 1-2 oyuncusuyla oldukça iyi bir kadro
olduğunu kabul etmek gerek…
Trabzon gibi oldukça yüksek bir bütçeyle,
oldukça iyi kariyere sahip ve geniş bir oyuncu kadrosundan oluşan takımı
deplasmanda yenmiş olmamız da bu gerçeğin yansıması değil mi…?
Takımın tamamen Darius’a endeksli olduğunu
söylemek diğer oyuncularımıza karşı büyük bir haksızlıktır… Darius bu takımın
en önemli parçası, lokomotifidir… Belki oyun sistemi de Darius’un özellikleri,
yetenekleri dikkate alınarak şekillendirilmiştir… Ama unutulmamalıdır ki
basketbol takım oyunudur ve bunlar tamamen Cem Akdağ’ın insiyatifindeki
konulardır…
İlk iki hafta oynanan maçlara bakarsak
Darius’un toplam 50 sayı ürettiğini görüyoruz.
Aliağa’dan Marshall da 50 sayı üretmiş…
Torku Konya Selçuk Üniversitesi’nden Troy
Gillenwater 49 sayı atmış.
Demek ki skor yükünü paylaşacak geniş bir
kadro kurmaya bütçeniz yetmiyorsa, skorer yıldız oyunculara ihtiyacınız olur…
Kaldı ki ilk iki hafta sonunda Christos
Tapoutos 41 sayı, Francis de 26 sayı
üretmiş…
Alamadığımız! ribauntlara da bir göz atalım ;
İki maçta biz 54 ribaunt almışız…
Aliağa 57… Konya 54… TED 67… Mersin
(Samardjiski faktörüyle) 63… Uşak 58…
Ribaunt da alıyormuşuz demek ki..!
Son olarak Koçun Trabzon maçından sonraki
açıklamalarında bahsettiği oyuncuların çabası, topa sahip olmak için
kendilerini yerlere atmaları konusu var…
Olin Edirne iki maçta 16 top çalma ile
oynamış… Üstelik yarısı da takımın en skorerleri Darius ve Tapoutos’dan gelmiş…
Buna karşılık Uşak 8 top çalabilmiş… Aliağa
9… Mersin 8… TED 4…!
Takımın asist sayısı da Aliağa, Mersin ve
Uşak’tan fazla, Konya’yla başabaş…
Bu istatistiğin lokomotifi Barış Güney…
Erol Can Çinko ve takıma sonradan katılmasına
rağmen Berkay Sahillioğlu’nun da takıma ciddi katkı verdiğini görüyoruz…
Özellikle Berkay’ın 7 asisti, ümit verici… Form tuttuğunda Caner Ercan ve
sakatlığını atlatan Reha Öz var daha… İhtiyaç duyulduğunda devreye girip varını
yoğunu ortaya koyan Kerem Hotiç de Trabzon maçının kritik bir anında attığı
üçlükle “ben de varım” mesajını verdi…
Kombineler, çekiliş biletleri satıldığında ve
verilen destek sözleri yerine
getirildiğinde yapılacağını duyduğumuz takviye de cabası…
Uzun lafın kısası ; mevcut şartlar altında
oldukça iyi durumda bir takımımız, yetenekli oyuncularımız, çok iyi bir koçumuz
var…
Onlar üzerlerine düşeni yapmak için çaba
gösteriyorlar…
Biz de bize düşeni yapalım…
Sarı-yeşil kıyafetlerimiz, atkılarımız,
bayraklarımızla salondaki yerimizi alalım…
Alışageldiğimiz desteği verelim…
Edirne’yi tekrar zor deplasman haline
getirelim…
Bu takım bunu hakkediyor…
Büyük fedakarlıklarla yıllardır bu
organizasyonun yükünü taşıyan ana sponsorumuza da hiç değilse bu kadarını
borçluyuz…
Kısıtlı kaynaklar ve zorluklara rağmen bizler
ülkenin en renkli tribünlerini oluşturduğumuz için yıllardır devam ediyor bu
organizasyon…
Kalıcı olsun istiyorsak tribünde olmalıyız…
İlle de organize olmamız gerekmiyor…
Sarı-yeşil giyinip salonda olmak… Olin
hücumunda destek vermek… Rakip hücumlarında ıslıklamak, uğultu, gürültü yapmak…
Hepsi bu…
Biz bunu hep yaptık…
Yine yapabiliriz..
http://www.edirnebasket.com/taraftar-destegi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder