17 Şubat 1921’de yazılan,
12 Mart 1921’te TBMM Kabul edilen,
2010 yılında telifi kamulaştırılmaya başlanan
Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı
İstiklal Marşı’nın Şiiri
Meclis’in bir İstiklâl Marşı güftesi için açtığı yarışmaya katılan 724 şiirin hiçbiri beklenilen başarıya ulaşamayınca maarif vekilinin isteği üzerine, 17 Şubat 1921 tarihinde Mehmet Akif’in yazdığı İstiklal Marşı şiiri Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda, kabul edildi.
Mehmet Âkif Ersoy şiirlerini yayınladığı Safahat kitabına dâhil etmeyerek İstiklâl Marşı’nın Türk milletinin eseri olduğunu beyan etmişti.
Şiirin bestelenmesi için açılan ikinci yarışmaya 24 besteci katılmış, 1924 yılında Ankara’da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay’ın bestesini kabul etmişti. Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930’da değiştirilerek, dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör’ün 1922’de hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe kondu. Toplamda dokuz dörtlük ve bir beşlikten oluşan marşın armonileşmesini Edgar Manas, bando düzenlemesini de İhsan Servet Künçer yapmıştı.
Yazıldığı ve bestelendiği günden günümüze kadar hiç kimsenin ilgilenmediği İstiklal Marşımız bir Alman şirketinin telif istemesiyle Türkiye’nin İstiklal Marşı’nın üzerinde hiçbir hakkı olmadığı ortaya çıktı.
Kültür Bakanlığı Sinema ve Telif Hakları Genel Müdürlüğünün İstiklal Marşı’nın sözlerinin ve bestesinin kabulünde herhangi bir sorun olmadığın, ancak istisna sayılması konusunda Türkiye’nin elinde herhangi bir belge bulunmadığı anlaşılmıştır.
Konunun düzeltilmesini girişimlerine acilen başlayan bakanlık, İstiklal Marşı’nın kullanımıyla ilgili ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin malıdır. Hiç kimse bir hak talep edemez’ ifadelerinin de yer aldığı bir yazıyı Bakanlar Kurulu’na göndererek, Bakanlar Kurulu kararı ve Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla tartışmanın son bulması sağlamamak için çalışmalara başlamıştır.
Mehmet Âkif’in Hayatı
İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akif Ersoy 27 Aralık 1936’da İstanbul’da öldü.
1871 yılında İstanbul’da doğan Ersoy’un ilk şiirleri Resimli Gazete’de yayımlandı. 1906’da Halkalı Ziraat Mektebi ve 1907’de Çiftlik Makinist Mektebi’nde hocalık etti. 1908’de Darülfünun Edebiyat-ı Umûmiye müderrisliğine tayin edildi.
İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girdi. I. Dünya Savaşı sırasında Teşkilât-ı Mahsusa tarafından Berlin’e gönderildi. Burada Almanların eline esir düşmüş Müslümanlar için kurulan kampta incelemeler yaptı. Batı’nın gelişme düzeyini onu derinden etkiledi. Yine Teşkilât-ı Mahsusa’nın bir görevlisi olarak çöl yoluyla Necid’e ve savaşın son yıllında Lübnan’a gitti. Dönüşünde yeni kurulan Dâr-ül Hikmetül İslâmi’ye adlı kuruluşun başkâtipliğine getirildi. Savaş sonrasında Anadolu’da başlayan direniş hareketini desteklemek üre Balıkesir’de etkili bir konuşma yaptı. Bunun üzerine 1920’de Dâr-ül Hikmet’teki görevinden alındı. İstanbul Hükümeti Anadolu’daki direnişçileri yasa dışı ilan edince Sebillürreşad dergisi Kastamonu’da yayımlanmaya başladı ve Mehmed Âkif bu vilayette Milli Mücadele hareketine katkısını hızlandıran çalışmalarını sürdürdü.
Kaynaklar
- E. Behnan Şapolyo, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi 1918-1950, Milli Eğitim Bakanlığı, Basımevi
- Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, İş Bankası Yayınları.
- S. Eriş Ülger, Özgün Belgelerle Türkiye Cumhuriyeti ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
- Mükerrem K. Su-Prof. Dr. Ahmet Mumcu, Türkiye Cumhuriyet İnkılâp Tarihi, Milli Eğitim Bakanlığı, Basımevi.
- Esra Kaya, İstiklal Marşı’nın telifi kamulaştırılacak, Hürriyet Sanat, Hürriyet Gazetesi 3 Aralık 2010 s.5.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder