Sayfalar

10 Kasım 2011 Perşembe

10 Kasım 2011 Atatürk Yolu Uygarlık Yoludur

Atatürk Yolu 
Uygarlık Yoludur
Yolunda yürüyen yolcunun yalnız ufku görmesi yeterli değildir. Muhakkak ufkun ötesini de görmesi ve bilmesi gerekir. Kemal Atatürk


Atatürk, vatanı gençliğe emanet etmiştir
Şu sözleri gençleredir:
“Ey yükselen yeni nesil,
Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz.”

 Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! Mustafa Kemal Atatürk 20 Ekim 1927
Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerini inkâr edenler ve beni yerenler çıkabilir. Hatta bunlar, benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasından bile olabilir. Fakat ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidirler ki bu fikirler, Hint'ten, Mısır'dan döner dolaşır gene gelir, verimli neticeleri kalpleri doldurur." Mustafa Kemal Atatürk
Büyük ölümlere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekirAtatürk
Ölene dek fikirlerine bağlıyız Ulu Önderim.
Ben nasıl unuturum seni can bedenden çıkmayınca
Dünyanın Gözünde
Mustafa Kemal Atatürk
"Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım." Mustafa Kemal Atatürk


Kendisini Türk Milletine Adamış
Büyük Önder

Mustafa Kemal Atatürk

Bütün varlığını mensubu olmakla gurur duyduğu yüce Türk milletine adamış olan, Türk milletinin önderi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, dâhi asker ve büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, ebediyete intikalinin 73’üncü yıl dönümünde saygı, şükran ve rahmetle anıyoruz.

Umutların tükendiği bir dönemde, ülkenin ve milletin içinde bulunduğu imkansızlıklara boyun eğmeyen Yüce Atatürk, Kurtuluş Savaşı ile, yıkılmış bir imparatorluğun küllerinden Türk milletinin yeniden daha güçlü ve saygın bir şekilde tarih sahnesine çıkmasını sağlamıştır. O, sadece vatanı kurtarmak emeli ile uğraşmamış, vatan toprakları üzerinde yaşayan milletin ruhunda devrim yaparak sönmez bir azim ve irade ile ebedî barış ve çağdaş bir hayat ateşi yaratmıştır. Kurduğu modern Türkiye Cumhuriyeti ile tarihimizin en kapsamlı çağdaşlaşma hareketini başlatarak bizlere bağımsız bir ülke ve aydınlık bir gelecek armağan etmiştir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mücadelelerle dolu hayatı, düşünceleri ve gelecek nesillere emanet olarak bıraktığı idealleri, bizlere tarihi bir görev yüklemektedir. Bu görev; Anayasamızda ifadesini bulan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar yaşatmak ve onun ideallerini gerçekleştirerek gelecek kuşaklara devretmektir.
Ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk,
İlke ve devrimlerinle aydınlattığın uygarlık yolunda akıl ve bilimsel doğruların rehberliğini esas alan ve onu ebedi kılan fikir ve düşünceleriniz, geleceğimize yön vermeye devam edecektir. Tarihi boyunca kendisine verilen bütün görevleri üstün bir başarıyla gerçekleştiren Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin, dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de senin gösterdiğin istikamette; aynı bağlılık, bilinç, heyecan ve şevkle kutsal vatan topraklarının bölünmez bütünlüğünün ve milletimizin birliğinin güvencesi olmaya devam edeceğine manevi huzurunda bir kez daha söz veriyoruz.
Ruhun şad olsun. Huzur içinde yat.
Necdet Özel Orgeneral Genelkurmay Başkanı



Atatürk İlkeleri Nerede?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Atatürk kurmuştur. Kurduğu bu devletin gelişmesi, yükselmesi, dünya durdukça var olabilmesi için de devletin idaresine, ekonomisine, ülküsüne dair bazı ilkeler koymuştur. Bunlar altı tanedir.
Bu ilkeler:
  • Cumhuriyetçilik,
  • Millîyetçilik,
  • Halkçılık,
  • Laiklik,
  • Devletçilik,
  • İnkılâpçılık (devrimcilik).

  • Cumhuriyetçilik, halkın kendisini yönetmesi.
  • Millîyetçilik, kişinin hangi ırktan, dinden olursa olsun kendini Türk hissetmesidir. Millî birlikten, bütünlükten yana olmasıdır. Buradaki millîyetçilik ırkçılık anlamında değildir, Atatürk millîyetçiliğidir.
  • Halkçılık, devletin gelirlerinin bir sınıf, bir zümre, bir grup için değil halk için harcanmasıdır. Devlet sultan için değil halk için vardır.
  • Laiklik, vicdanlar üzerinde hiçbir din adına baskı yapmamak, din ile devlet işlerini birbirinden ayırmaktır. Hukuk kurallarına göre davranmaktır.
  • Devletçilik, düzeni korumanın adıdır. Devletimizin temelinde Atatürk millîyetçiliği, ilke ve inkılâplarının yattığı Anayasa’daki ilk üç madde ile belirtilmiştir. Türk varlığının ülkesi ve milletiyle (bütünüyle) bölünmez bir bütün olduğu açıklanmıştır. Ayrıca Türklüğün manevi değerlerinin, Türk tarihinin korunması gerekliliği belirtilmiştir.
  • İnkılâpçılık çağdaşlık demektir. Atatürk ilke ve inkılâplarının korunması ve geliştirilmesidir.

Türk millîyetçiliği dünyadaki diğer ırkların millîyetçiliğinden ayrıdır:
“Türk millîyetçiliği, kökü, ırkı, dini ne olursa olsun bir kişinin kendini Türk bilmesi, Türk hissetmesidir.”
Atatürk bu konuda şunları demiştir:
“Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür.(1933)”
“Başarılarda gururu yenmek, felâketlerde ümitsizliğe karşı gelmek lâzımdır.(1930)”
“Türk’ün haysiyeti, gurur ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür.”
“… Bizim milletin manevi kuvveti bütün milletlerin manevi kuvvetlerinin üstündedir.”
“Mazide sayısız medeniyet kurmuş bir ırkın ve milletin çocuklarıyız.”
“Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir.”
“Türklük esastır. Bu mevcudiyeti tarih içinde araştırmak; birbirini izleyen bir tarih zinciri içinde tesbit edilecek Türk medeniyeti ile öğünmek yerinde olur. Fakat bu öğünmeye lâyık olmak için bugün çalışmak lâzımdır. Her sahada, bilhassa medeniyet âlemine eser vermek için çalışkan olmayı hedef tutmalıdır.”
“Türk! Öğün, çalış, güven!”
“Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.”
“Türk tarih tezi olgunlaştı. Onun üzerinde yürümek, durmadan çalışmak lâzımdır. Bazı imansızlar olabilir. Bunlar yol kesenlere benzeyebilir, aldırmayınız.”(1938)

Devletçilik, bir ekonomi siyasetidir. Devlet gelirlerinin halk için harcanması, devletin halkın hizmetinde olmasıdır.
Devletin, devlet güvenliği ile ilgili işleri kendisinin yapması, ülkenin yeraltı kaynaklarını, madenlerini, kara, deniz ve hava yollarını işletmesi, özel sermayenin yapamayacağı işleri yapması devletçiliktir. Devletin enerji gücünü elinde bulundurması, yurt savunmasında kimseye muhtaç olmamasıdır.
Atatürk devletçilik hakkında şöyle demiştir:
“Türkiye’nin uyguladığı devletçilik sistemi 19’uncu yüzyıldan beri sosyalist görüşlerin ileri sürdükleri düşüncelerden alınıp çevrilmiş bir düzen değildir. Bu, Türkiye’nin gerçeklerinden doğmuş, Türkiye’ye özgü bir düzendir. Devletçiliğin anlamı bizce şudur:
Kişileri, özel sermayeyi ve kişisel girişimleri esas tutmak, ama büyük bir milletin ve geniş bir memleketin bütün ihtiyaçlarını gözönünde tutarak memleket ekonomisini devletin elinde bulundurmak. (1936)”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder