Sayfalar

4 Nisan 2012 Çarşamba

Bulgaristan Hasköy Gezisi 2


XACKOBO = KHASKOVO = HASKOVO = HASKÖY

“Annem ile Babamın doğup büyüdüğü 
ve 
Zorunlu Göç Ettikleri Kent”
Bulgaristan Gezi Notları 2
Bulgarista’nın yeşil pasaportu olanlara vizeyi kaldırmasıyla ailemin doğup büyüdükleri yerleşim bölgesi Hasköy’ü görmek üzere ilk fırsatta gitmiş bulundum. Önceki hafta Salı günü ilk olarak 1 Mart günü Bulgaristan’da kutlamalarına başlamış bulunan Martenitsa sembolünden bahsetmiş bulundum. Bugünde kaldığım yerden Hasköy’de Balkanlarda 1395 yılında ibadete açılan Babamın (Sofuoğlu) ailesinin açıldığı günden 1989 tarihine kadar görev yaptığı Eski Cami hakkında öğrenebildiğim bilgileri sizlerler paylaşacağım.

Hasköy’ün Tarihi Gelişimi
Önce Sizlere Hasköyle ilgili birkaç bilgiden bahsedeyim.
Hasköy (Bulgarca: Хасково / Oblast Khaskovo, trl: Haskovo),Bulgaristan’ın Türkiye ile Yunanistan sınırına yakın, 96 000 nüfuslu, 5543 Km2 lik bir kenttir. Yukarı Meriç vadisi boyunca uzanmaktadır. Osmanlı döneminde adı, Hasköy’ün yanı sıra Uzuncaova şeklinde de geçer. Hasköy isminin ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı kesin olarak bilinmemektedir. Fakat bunun bölgenin fethinden sonra üst seviyedeki bir devlet görevlisine has olarak tahsis edilmesinden kaynaklandığı sanılmaktadır. Başka bir söylenti de, Hasköy, adını sultana veya hükümdara özgü olan 'Has' ve 'köy' kısımlarından alır. 1230 yılında Haskovo yakınlarındaki Klokotnitsa köyünde İkinci İvan Asen kumandası altında Bulgar askeri Bizans'a karşı stratejik bir zafer elde ettiğinden dolayı Bulgar tarihinde de önemli bir öneme sahiptir. Uzuncaova adı ise bu yerleşme yerinin bulunduğu ovadan gelmektedir. Balkanların fetihle birlikte Rumeli eyaletinin Çirmen sancağına bağlı bir kaza merkezi oldu. Şehrin Fatih Sultan Mehmed döneminde burası on iki mahalle 150 hane yaklaşık 750 kişilik orta büyüklükte bir kasaba idi. Tamamı Müslümanlardan oluşan kasaba ahalisi, Hacı Mahmud, İsa Fakih, Sofular, Saraç İnebey, Saraç musa, Hacı Kayalı, Cüllah, Hacı İsmail, Kadı Debbağlar, Hacı Bayezıd ve Dervişan adlı mahalleledir. Hasköy’ün bir köy şeklinde kurulduğu ve zamanla kasaba haline geldiği, geçiş döneminde Fazih Sultan Mehmed zamananında gerçekleştiği söylenir.
XVI. yüzyılda, kasaba gelişmesini sürdü. 1515’te Hasköy’ün mahalle sayısı yedi ve nüfusu 1400 kişi cıvarına geldi.
Kâtip Çelebi, bu yüzyılın ortalarında Hasköy’ün coğrafi yeriyle ona komşu şehir ve kasabaların fetih edilmesinden sonra Edirne’den itibaren üçüncü menzilde yer aldığını yazmaktadır.
Koca Sinan Paşa’nın, 1592’de Macar’a karşı yaptığı sefer esnasında halkın isteği üzerine buraya iki kervansayar, iki hamam, dükkânlarla cami ve imaret yaptırdığını yazar. Ayrıca, Eylül ayı içerisinde iki gün süreli bir panayır kurulduğu işaret eder.
XIX. yüzyılda, Edirne vilayeti içindeki panayırlar arasında önemli bir yere sahip olan Hasköy, bu yüzyılın ortalarından itibaren idari değişiklikle 1864 yılında Filibeye bağlandı.
1875’te Rusya’nın Bulgarlar’a kurdurduğu ihtilal Cemiyetlerinin faaliyetleri ve 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı esnasındaki olaylardan oldukça etkilendi. Savaştan sonra 1878’de imzalanan Berlin antlaşması ile muhtar bir Bulgaristan Prensliği ve Doğu Rumeli vilayeti kurulunca Hasköy Doğu Rumeli vilayetinin sınırları içerisinde kaldı.
1912-1913 Balkan savaşları sırasında Trakya ve Makedonya’dan gelen Bulgarlar Hasköy’de iskân edildi. Bu sırada şehirdeki Türk evlerinin önemli bir kısmı yağmalandı ve tahrip edildi. Buna rağmen bölgede önemli bir Türk unsuru kaldı.

Hasköy’ün Nüfusu ve Etnik Grupları
Bulgaristan verilerine göre mensup olunan etnik grup ve anadil için beyana dayalı veriler 224.500 Bulgar 31.250 Türk, 17.000 Çingene, şeklindedir. Dini aidiyet konusunda 230.000 kişi Hiristıyan, 34.000 kişi Müslüman olduklarını belirtmişler, 12.000 kişi bu konuda bildirimde bulunmamıştır.
Eski Cami Hakkında Öğrendiğim Bilgiler
Hasköy Osmanlı döneminde, büyük önem taşıyan bir bölgedir. Avrupa ve Asyadan tüm sanatkârları bir araya getiren Uzuncaova panayırı bu bölgede kurulurdu. Türkler bu bölgeye 14’üncü asrın ortalarından Trakya fetihleri döneminde yerleşmeye başladı. Osmanlılar, Vidin kalesini fethedince 1393 yılında tüm Bulgaristan'ı egemenliği altına alır. Birkaç yıl sonra Yıldırım Bayezıd döneminde Haskovo’da Balkanların ilk camisi Hasköy de 1393 yılında inşaatına başlanmış 1395 yılında inşaatı tamamlanlarak ibadete açılmıştır. Balkanlanda ki ilk Camisi hafif eğri minaresiyle dikkati çeken Eski Cami, Bulgaristan'ın en eski camisidir.
Camide görevli bulunan kişi camiye İtalya, İspanya, Belçika gibi ülkelerden gelen turistlerin ilgisini çektiğini, Eski Cami hakkında ve yapılan değişikliklere şöyle değindi.
“Eski Cami’nin duvarlarının kalınlığının 110 cm. olduğunu ve elektronik aletlerle ölçüldüğünü anlattı. Mahfil girişi biraz alçak olduğundan ikinci katı biraz yükseltildiğini. Bu yükseltme esnasında çalışanların duvarların tamamen kaba taş ve çamur ile yapıldığına şahit olduklarını. Caminin tabanında çürümüş tahtalar değiştirilerek yerine beton döküldüğü. Caminin minaresi onun çok eskilere dayandığını gösteren başka bir delil. 80 kadar taş üzerinde tahtalarla yapılan merdivenler, horosanla geçilen etrafları gizemliliğini korumakta olduğunu. Çapı 5–10 cm. olan bir kolonun etrafında dönen merdivenlerle şerefeye çıkmak mümkün olduğunu. Minarenin enteresan bir özelliğininde yeryüzüne tam dikey değil hafif eğik olduğunu. Biraz dikkat edildiğinde çıplak gözle de anlaşılan bu durumu yıllar önce Geodezi araştırma firması 'Geometrik' yapılan ölçümlerle ispatlandığını. Ancak, bu kaymanın ne zamandan beri olduğuna dair bilgi bilinmediğidir. Minarenin biraz eğik olması bazıları tarafından İtalya'daki Piza kulesine benzetildiğini. Her ne kadar katolik kulenin çok daha fazla eğik olduğu bilinse de, iki yapının yaklaşık aynı dönemde inşa edilmiş olması benzetmeleri artırdığnı.” Bana bu bilgileri 1999 yılında gittiğimde söyledi.

3 Mart 2012 Cumartesi günü gittiğimde. İlginç bir olayla karşılaştım. Eski Cami’nin minaresini gördüm. Yanına yaklaştığımda bir türlü kapısını bulmakta güçlük çektim.

Şöyleki, Caminin etrafına 10 yıldan bu güne kadar çok katlı iş merkezleri yapıldığından sadece minaresi görünüyordu. Caminin etrafında bir tur attıktan sonra tavuk döner satan dükkânda ki ustaya sordum. Başını pencereden çıkartarak bize caminin girişi olarak kullanılan küçük yeşil kapıyı gösterdi. 160 veya 170 cm yüksekliğinde ki kapıdan girerek caminin küçük avlusunda bulunan cemaatle buluşarak biraz konuştuktan sonra tabiki içerisine girdim. İçeride namaz vaktini bekleyen cemaatle konuşma fırsatını yakaladım. Üst katta bekleme odasında da birkaç cemaatle görüştükten sonra onlarla helalleşerek ayrılma vaktimizin geldiğin söyleyerek tekrar buluşmak üzere ayrıldım. 
Hasköy’ün Ekonomisi
Osmanlı döneminde, Hasköy’de daha çok tarıma dayalı ekonomi hâkimdi. Bunun yanında kasabada bazı meslek ve sanat dallarıyla uğraşanlar da vardı. Bunlar arasında özellikle dericilik ve deri sanatıyla ilgili zenaat kolları oldukça gelişmişti. Bunun işareti olarak Fatih Sultan Mehmet Döneminde mahallelerden biri Debbağlar adını taşımaktaydı. Bu mahalle sakinleri içinde dericilerin veya bütün esnafın yöneticisi durumunda olan bir ahi baba bulunurdu. Dericilikle ilgili sanat dalları arasında daha çok pabuçculuk, saraçlık ve kürkçülük ön plandaydı. Bu arada terzi, sabuncu, keçeci, nalbant, ipekçi, boyacı ve hasırcı gibi meslek ve sanat dallarıyla uğraşanlar da mevcuttu. Bu meslek ve sanat dalları, XVI. Yüzyıl boyunca tarıma dayalı ekonominin yanı sıra çeşitlenerek gelişmesini sürdürdü. Bir bozahane ile pek çok malın alınıp satıldığı bir pazara sahipti.
 Bölgede tütün tarımı yapıldığından Bulgaristan'ın en büyük sigara fabrikaları Hasköy’dedir. Ayrıca, Avrupa-Türkiye karayolu İstanbul-Edirne -Filibe-Sofya hattı üzerinde bulunmasından dolayı işlek bir merkezdir. Strateji konumunda olduğundan bu bölge çok değer taşır. Burasının Has bir bölge olarak önemini arttırdı. Bölge eski Trakya, Yunan, Roma, Bizans dönemi eserleriyle çok zengindir. Birçok eski Trakya kentleri ve tapınakları bulunur. Doğu Rodop Dağlarında birçok antik kent ve kaleler vardır. Hasköy çevresinde arkeoloji kazılar sonucu Neolitik çağlara dayanan buluntulara göre burasının 6-7 bin yıl öncesi dönemin önemli bir yer olduğundan, Bulgarlar tarihi önemi taşıyan bu bölgeye Maritsa İztok denir. Traklara ait milattan öncesi en çok eserlerin bulduğu bölgelerden biridir.
Sayın dostlarım sizlere Bulgaristan’da gitmiş olduğum Hasköy ve Eski Camiyle ilgili öğrenebildiğim bilgilerden kısa bir bölümü sunmuş bulundum. Şayet bu bilgilerden hatalı olanlar var ise düzelmek üzere veya eksik olupta tamamlamak istediğiniz bilgeleriniz var ise bana ulaştırırsanız çok memnun olurum.
Gelecek hafta başka bir konuyla buluşmak üzere hoşça kalın.
Kaynaklar
·       TTK Belleten, LIII/207-208 (1989) s. 637-676; Kamüsü’l-a’lam, III, 2011-2012.
·   Yusuf Halaçoğlu, “XVI. Yüzyılda Sosyal Ekonomik ve Demografik Bakımdan Balkanlar’da Bazı Osmanlı Şehirleri”
·       Mahir Aydın, “Şarkî Rumelisi’nin Tarih ve Corafyası”, GDAAD, Sy. 4-5 (1976), s.134.
·       Kâtip Çelebi, Cîhannümâ, Österreichischen Nationalbibliothek, mxt. Nr, 389, vr.62.
·       Gökbilgin, Edirne ve Paşa Livâsı,
·       M. Kemal Özergin, “Rumeli Kadılıkların’da 1078 Düzenlemesi”.
·       Ayverdi, Avrupa Osmanlı Mimari Eserleri IV, s.45.
·       M. Türker Acaroğlu, Bulgaristan’da Türkçe Yer Adları Kılavuzu, Ankara 1988, s. 180.
·    Güler Kıvrak, XIX. yüzyılın İlk Yarısında Edirne Gümrüğü (Yüksek lisan tezi, 1989, İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Bölümü). S.51-52.
·       Ahmed Basev, Hasköy kentinin çevresiyle ilgili bilgilendirme.
·       BA, MAD, Nr. 35. Vr. 20, BA, TD, nr. 50. S. 78: nr. 35 s. 377
·       BA, TD, nr. 370. S. 377
·       BA, TD. Nr. 651, s. 115-119
·       http://www.mimar.cc/makale/rumeli-de-turk-eserleri-32.html.

1 yorum:

  1. Sayın blog kullacısı sitenizi uzun zamandır takip etmakteyiz Arama moturu optimizasyonu şirketi olarak paylaşımlarınızı ve makalelerinizin devamını diler teşekkür ederiz...

    YanıtlaSil