Sayfalar

9 Kasım 2010 Salı

Halk Aydınlanması, Atatürk ve Halkevleri


Halkevleri imparatorluktan ulus-devlet’e geçişte, büyük siyasî değişimi halka benimsetmek ve halkı “aydınlatmak” için örgütlenmiş bir kurumdur. Yüzyıllardır imparatorluğun ümmeti olarak yaşayan halkı, yeni bir siyasi bilinç “millet” (ulus) olma fikri aşılanır. Bir imparatorluk ardından kurulan “ulus-devlet”, ülkenin dört bir yanında ve köylere kadar iktidarını temsil eden “Cumhuriyet Meydanları”nı kurmuştur. Halkevi Binaları “yeni” kent merkezleri olan “Cumhuriyet Meydanları” üzerinde yer alır. Yeni siyasi erk, iktidarının damgasını Cumhuriyet Meydanları ile kent mekânına vururken, Halkevleri de bu yeni kent merkezini tanımlayan yapılardan biridir
Halkçılık ilkesi bağlamında “Köylü Ülkenin Efendisidir” olarak özetlenebilen, köycülük anlayışı, “Köyevleri ve Köy Planlamalarının” tasarlanmasını sağlar. Bu dönemden bir mimarın ifadesi ile Köy Enstitüleri Cumhuriyet’in özellikle Mimarı bakımdan da iftihar edilecek müesseselerdir” ve köylerin ve hatta şehirlerin çekirdeği olacağı aşikârdır”.
Avrupa’daki toplumsal akımların etkileri ile sağlığa ve genç nesle verilen önem, “sağlam kafa sağlam vücutta bulunur ilkesi ile özetlenir ve yapı alanlarında, “spor alanlarının ve spor salonlarının” yapımını sağlar. Tiyatro ve konferanslarla telkin dönem boyunca amaçlanmıştır. Anfi tiyatrolar yapılır.

Halkevlerinin Tarihsel Gelişimi
İstiklal savaşı kazınıldıktan ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduktan sonra, Atatürk’ün en büyük hedefi ülkeyi çağdaş uygarlık seviyesine ulaştırmaktı. Bunun gerçekleşmesi için önce altyapının oluşturulması gerekiyordu.
1927 yılında yapılan ilk nüfus sayımında ülkemizdeki okuma-yazma oranı yaklaşık %8 dir. Bu oran erkeklerde % 13, Kadınlarda %3 olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzde nüfusun yaklaşık %80’i okuma-yazma bilmektedir. Hedef %100 dür.
Atatürk, 1928 yılının 9–10 Ağustos gecesi İstanbul Sarayburnu’nda yapmış olduğu konuşmada yeni yazı ile tüm yurttaşlarımızın okuma-yazma öğreneceğini söylemiştir. Yeni harflerin öğrenilmesi için yurdun her köşesini dolaşmış, tahta başında kendisi dersler vermiştir.
3 Kasım 1928’de Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun” Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edildi. Yeni harflerle okuma-yazmayı öğretmek için 1 Ocak 1929’da “Millet Mektepleri” açıldı. Yine aynı amaçla 1930’da “Halk Okuma Odaları” açıldı. İnsanımızın okuması ve kültür etkinliklerinde bulunması için de “Halkevleri” açıldı. Bütün bunlar Atatürk’ün ulusunu çağdaş uygarlık aşamasına ulaştırma ülküsünü uygulamaya koymasından başka bir şey değildi.
1930’lardan itibaren köylerde yetişkinlere okuma ve yazma öğretmek için Halkodaları açılacaktı. 1930’lardan sonra ise Cumhuriyet Devrimlerini Halka anlatmak, onları daha iyi korumak ihtiyacı ortaya çıktı. Atatürk de bütün Cumhuriyetçi kuvvetlerin bir araya toplanmasını arzu ettiği için o tarihe kadar önemli siyasal ve kültürel hizmetler yapmıştı. Artık tarihi görevlerini tamamlamış olan Türk Ocakları'nı kapatacak Nisan 1931, 19 Şubat 1932’de Halkevleri'ni kuracaktı.
Halkevleri, 1932’de Atatürk ilke ve inkılâplarını yapmak, benimsetmek, halkı sosyal, kültürel ve ekonomik bakımdan geliştirmek amacıyla kurulmuştur. Halkevleri 1932’de Türk ocakları'nın yerini alırken, büyük kurucunun direktifine uyarak, çok yönlü bir çalışmanın, halkçı eylemleri içine girmişti. Bu çok yönlü çalışmaların ulaşma, çağdaşlaşma, uygarlaşma gibi amaçları vardı. Bunun yöntemi halkla birlikte, halk için olacaktı.
Halkevleri Cumhuriyet Halk Fırkası'nın doğrudan doğruya kendi eliyle yaptığı büyük müesseselerdendir. Halkevleri, okul dışındaki vatandaşların inkılâp ülkülerini almaları için birer okul ve bu ülküler etrafında kuvvetlerini birleştirmeleri için birer merkezdir.

Cumhuriyeti halka götürüp, Halk-Atatürk bütünleşmesini gerçekleştiren yer Halkevleridir.

Türk yurdunun ve tarihinin derinliğindeki uygarlığı gün ışığına çıkarmak, bu yolda tarihsel, çağdaş sanat ve kültür değerlerini işleyerek ulusça ortak bir kültür ve sanat yaratmak, bunları halktan alıp halka vermek halkevlerinin ana görevi olacaktı.
Gücünü ve yönünü Atatürkün ilkelerinden alan halkevlerinin altın çağı 1932–1950 yılları arasında yaşanmış ve bu dönemde kurulan 478 Halkevi ile bunlara bağlı açılan 4332 Halkodası Türk toplumunun uluslaşma ve uygarlaşma süresince çok önemli bir rol oynamıştır.
Hiçbir ulusun yaşantısında, Türk dehasının bu ilginç, eşsiz halk eğitim ocaklarının bir benzeri yoktur. Bunun birinci nedeni, Osmanlı toplum yapısının karmakarışık kavimler dokusundan, Türke ilişkin değerleri ayıklayıp bir ulus yaratmaktı. İkincisi, gerçekten büyük bir geçmişten geliyorduk ve bu uygarlık doğu temeline değil, batı temeline dayanacaktı. Çünkü doğu uygarlığı yıpranmış değerleriyle geride kalmıştı.
10 Ocak 1929’da milli Eğitim Müdürlüklerinin gözetimi altında Millet Mektepleri açılacak halka Türk harflerini okutma ve öğretme işi ülke çapında daha kapsamlı duruma getirildi, düzene sokuldu. Halkevleri Millet Mekteplerinin silsilesini devam ettiren kuruluşlar olmuştur.

Halkevlerinin Kuruluş Nedenleri ve Amaçları
Halkevleri, partili ve partisiz herkesi, toplayacak, birleştirecek ve tanıştıracak olan ulusal kültür ve eğitim yuvaları olarak tasarlanmıştı. Amacı, ulusu bilinçli, birbirini anlayan, birbirini seven ve ulusal ideale bağlı bir topluluk haline getirmekti. Ayrıca Türk devriminin kazanılmasına, yayılmasına, halk tarafından benimsenmesine çalışacaktı.

Halkevleriyle güdülen amaç, ulusal kültür birliği ve dolayısıyla kısa zamanda uluslaşma amacıdır ve bu suretle çok başarılı bir yola girilmişti. Halkevlerine yüklenen görev ve yükümlülükler, yüzeyselliğe kaçmadan, halk saflarına inmek ve temeli, çağdaş biçimde, yetişecek kuşaklara sunmak, cumhuriyet öncesinin halk devlet açığını kapatmak, halkevlerinin yerine getirmeye yükümlü olduğu amaçlandı.

Edirne Halkevi Spor Çalışmaları
Edirne halkevi çalışmaları arasında spor da önemli bir yer tutar. Çeşitli kültürel ve eğitici çalışmalar arasında spora da eğilen Halkevi’nde oluşturulan Spor Komitesi, Edirne gençlerini spora yönetme çalışmaları yapmış ve bunda da çok başarılı olmuştu. Okullar ve kulüpler arasında çeşitli müsabakalar tertiplemiştir. İlk olarak Masa Tenisi çalışmaları 3 adet masa ile Halkevi binasında başlamış ve Masa Tenisi Turnuvaları burada yapılmıştır. Bundan başka Kır Koşuları, Aletli jimnastik, Bisiklet yarışları, Futbol, Basketbol, Atletizm, Tenis dallarında çevre illerin takımlarıyla karşılıklı yarışmalar yapılmıştır.

Atatürk ve Halkevleri
Ülkemizde Basketbol ile Voleybol spor branşını ilk olarak uygulamalarının yanı sıra birçok diğer çağdaş spor branşını halkımız ilk olarak bu kuruluşlarda öğrenmiş ve uygulamıştır.
Atatürkün öncü olduğu ve verdiği direktifler ile 19 Şubat 1932 Cuma günü kuruluş töreni yapılan “Halkevleri”nin dokuz tür çalışma kollarından en önemlisi “Spor”dur.
Atatürk’ün yakın arkadaşlarından Necip Ali (Küçüka)’nın başkanlığında kurulan bir heyetin Büyük Önder ile yaptıkları toplantılarda Halkevleri’nin çalışma programını hazırlamışlardı.
Bu konuda, 13 Şubat 1932 günü yayınlanan “Vakit” gazetesinin 5063 sayısının 4’üncü sayfasından öğrendiğimiz yukarıda bilgilere şunları ekliyordu:

“Halkevleri şu 9 koldan çalışmalar yapacaktır:
1-Dil, edebiyat, tarih, 
2-Güzel sanatlar,  
3-Temsil,  
4-Spor,  
5-Sosyal yardım, 
6-Halk dershaneleri ve kurslar,  
7-Kütüphane ve neşriyat,  
8-Köycülük, 
9-Müze ve sergi”

Ertesi gün, 14 Şubat 1932’de yayınlanan yine “Vakit” gazetesinin 5064 üncü sayısının 6’ncı sayfasında “Halkevleri teşkilatının umumi esasları” başlığı altındaki yazıda, spor dalı için şunları okumaktayız:

“Spor ve bütün beden hareketleri gençlik terbiyesinin ve milli terbiyesinin vazgeçilmeyecek olan asli ve mühim bir rüknüdür. Bu sebeple Türk gençliğinde ve Türk halkından spor ve beden hareketlerine sevgi ve alaka uyandırmalı, bunları bir kitle hareketi, milli bir faaliyet haline getirilmelidir.
Bu günün spor mefhumu bedeni güzelleştirecek, tekâmül ettirecek ve irade nefse itimat gibi ruhi vasıfları yükseltecek bir faaliyettir. Her erin hususi imkân vaziyetine göre fenni spor tasnifine uyan hareketlerin inkişafı teşvik ve takip edilmelidir.
Bu idealin tahakkuku için sporun ve bütün beden hareketlerinin fenni usuller ve kaideler dâhilinde, sistem ve plan dairesinde tatbik ve icrası lazım geldiği daima göz önünde tutulmalı ve bunun için, Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’na dâhil bulunan ve bulunmayan spor teşekküllerinin inkişaf, terakki ve tekâmüllerine yardım ederek, memleketimizde teknik spor faaliyetlerinin intişarını terviç etmelidir. Bunun gibi İttifaka dâhil bulunmayan kulüplerin Federasyon nizamnamesinin talep ettiği liyakata çıkarak İttifaka girmelerini ve henüz hiç kulüp bulunmayan yerlerde kulüp tesisini teşvik, ihzar ve temin etmelidir. Gene bunun gibi haricinde kalan gençleri spor kulüplerine girmeye ve kulüpler dâhilinde fenni metotla yetiştirilmiş birer hakiki sporcu olmaya teşvik etmelidir.” 
 
Halkevlerinin Kapanması
14 Mayıs 1950’de Demokrat Parti'nin ezici bir çoğunlukla iktidara gelmesiyle, halkevlerinin durumu tamamen sarsılmış, Demokrat Parti ödenek yokluğu gerekçesiyle 18 Haziran 1950’de ilk olarak Londra Halkevi’nin faaliyetlerini durdurmuştur. Bu tarihten sonra kamuoyunda halkevleriyle ilgili tartışmalar daha da artmıştır. Nitekim Demokrat Parti milletvekilleri tarafından TBMM’ne sunulan “Halkevlerinin ve Bazı Halk Partisi Gayri Menkullerinin Hazineye İadesi Hakkındaki Kanun Lâyihası” 9 Ağustos 1951 tarihinde açık oylamaya sunulmuş ve lâhiya, mecliste bulunan 365 milletvekilinden 362’sinin olumlu oyuyla geçmiştir. Yasa 11 Ağustos 1951 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğüne girmiştir. Bu yasa sonucunda halkevleri binalarına ve binalardaki mallara resmen el konulduğu ve bunlar hazineye iade edildiği için halkevleri de fiilen çalışamaz hale gelmiş, başka deyişle kapatılmıştır.

Kaynak
  • Neşe G. Yeşilkaya, Halkevleri: İdeoloji ve Mimarlık, İletişim Yayınları, 2 inci Baskı 2003 İstanbul,
  • Trakya Dergisi
  • Halûk San, Belgeleri ile Türk Spor Tarihinde Atatürk, 1981, Türk Spor Vakfı yayınları No.2.
  • http://www.balikesir.edu.tr
  • Burhan Aytekin, "Halk Aydınlanması, Atatürk ve Halkevleri", 28 Mayıs 2008, s.10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder