3 Nisan 2014
Taraftarın
“Cesur Yüreği” Konuştu
Christos Tapoutos ile başladığımız röportajlara
kaptan Reha Öz ile devam ediyoruz. Bugün aynı zamanda Reha’nın doğum günü.
Taraftarın “Cesur Yüreği”ne Levent Takan sordu, Reha Öz yanıtladı.
Bilmek istediğiniz her şey aşağıda
Sevgili Reha, bize biraz kendini tanıtır mısın?
Basketbola nasıl başladın? Buraya gelene kadar basketbol kariyerin nasıl gelişti?
R Ö: Basketbola beden eğitimi öğretmeninim
vasıtasıyla başladım. İlkokul beşteydim. Boyum diğerlerinden biraz daha uzun
olduğu için herhalde beden eğitimi öğretmeni beni okul takımına aldı. O ana
kadar basketbolla hiçbir ilgim yoktu. Okul takımındaki antrenörümüz de Bursa
MAKO Spor’da oynayan bir ağabeydi. Onun herhalde ilgisin çektim. Oynayabileceğimi
düşündü ve gel seni MAKO’ya götüreyim dedi. Basketbola böyle başladım. 11 yaşındaydım,
Bursa MAKO’da lisansım çıktı. 2 sene Bursa MAKO yıldız takımında oynadım.
Oradan, antrenörüm Cem Çağal ile birlikte Fenerbahçe’ye transfer oldum. Bu
tabii benim için tarif edilemez bir duyguydu.
İlk yıl Fenerbahçe genç takımında oynadım ve ikinci sene A-takımına çıktım.
1994-2000 yılları arasında Fenerbahçe genç ve A-takımlarında oynadım. Sonra sırasıyla
İTÜ, Erdemir, kısa bir süre Beşiktaş, sezon başladıktan sonra Beşiktaş’tan
tekrar İTÜ. Sezon sonu Mersin’e transfer oldum ve Mersin BŞB’de 3 sezon oynadım.
2 sene Aliağa. Sonra sezon başı Karşıyaka ve bir kaç maç sonra Olin Edirne’ye
transfer oldum. 2 sene Olin Edirne, sonra 1 yıl Antalya ve bu sezon tekrar
buradayım.
Burada, bir sezonluk aradan sonra üçüncü
sezonun. Olin Edirne’yi organizasyon, kulüp olarak nasıl buluyorsun? Burada
olmaktan memnun musun?
R Ö: Üçüncü senem olduğuna göre tahmin
edersin ki çok memnunum. Hem taraftar,
hem kulüp, hem şehir olarak burada bulunmaktan inanılmaz derecede memnunum.
Oynadığım kulüplerle kıyaslamak istemem, hepsinin yeri farklı ama bu zamanlarımda
Olin Edirne’nin, Edirne halkının bana sahip çıkması, tabii ki yerleri apayrı. Burada olmak ve oynamak benim için çok büyük
bir şans, zevk ve şeref.
Sana kaptan olarak soruyorum, Takımda durum
nasıl? Sıkıntılı bir sezon geçirme sizi gerdi mi? Oyuncular arasındaki ilişki,
yabancı oyuncularla yerli oyuncular arasındaki ilişki, koçla oyuncular arası
ilişki ne düzeyde?
R Ö: Ben basketbol yaşantımın büyük çoğunluğunda
bu seviyelerde oynadım. Tabii ki bu şartlarda
olmak, bu yerde olmak herkeste büyük bir stres yaratıyor. Düşecek miyiz, düştük
mü? Kalacak mıyız, kaldık mı? Kazanacak mıyız? Ne kadar stres yapmıyoruz desek
te, bütün oyuncularda, her antrenör de, her yönetici de setres yapar. Ama bu
konuda ben biraz tecrübeliyim, çünkü dediğim gibi basketbol yaşantımın büyük
bir çoğunluğu böyle takımlarda geçti. Hep son anda kurtulduk, mesela geçen sene
Antalya’da düştük. Ama yine de stres
yaratıyor. Maç kazanmayla doğru orantılı. Maç kazandıkça stresin daha azalıyor,
daha rahat oynamaya başlıyorsun. Ama
dediğim gibi ister istemez stres yaratıyor.
Oyuncular arasında muazzam bir ilişki var.
Yabancı oyuncularımızı ben yabancı oyuncu olarak görmüyorum. Zaten hepsi daha önce
Türkiye’de oynamış, Türkiye’yi bilen tecrübeli oyuncular. Christos zaten yabancı değil, sen de
biliyorsun bizden biri o. Yabancı gözüyle bakmıyorum ona. Çok karakterli, çok düzgün,
çok iyi bir insan. Darius ve Torin’de, Amerikalı ama onlar Amerikalı değil
sanki. Dediğim gibi daha önce burada oynadıkları için buranın ortamını
biliyorlar, buraya alışmışlar, buranın yaşam şartlarını tanıyorlar. Yabancılardan
yana şanslıyız. Bu yıl bu noktada olmamız yabancılarımızın bu kadar iyi olmasından
kaynaklanıyor diyebilirim. Aramızda bir
kopukluk yok. Kazanmak istediğimizde hep bir aradayız. Kopukluk yaşamıyoruz aramızda. Bu zor zamanlarda,
az önce söylediğim gibi bu seviyelerde oynadığın zaman stres olur, kopmalar olur. Ama biz de hiç öyle kopmalar
olmuyor. Hepsi karakterli oyuncular ve bir arada durup kazanmak istiyoruz.
Elbette kaybediyoruz. Bazen kazanabileceğimiz maçları da kaybettik şansızlık
sonucu. Ama önemli noktalarda o noktalarda kopmayıp bir arada kalabilmek. Biz
de bunu başarıyoruz.
Cem ağabeye gelince, elinden geldiğince yardım
etmeye çalışıyor. Takımda neleri yapabiliriz, elinden geldiğince bunları gözlemleyip
bunları yapmaya çalışıyor.
Taraftarlar ve maç atmosferleri üzerine söyleyeceklerin
var mı? Edirne’de 3 maç kazandınız? Sizi seyirci atmosferi mi etkiliyor?
R Ö: Yok ya. Ben şansızlık diyeyim kısaca.
Seyircinin kötü etkilemesi diye bir şey yok.
Kötü oynadığımız zaman aradan birkaç çatlak ses çıkıyor ama bu da
olacak. Herkesin desteklemesini bekleyemezsiniz, arada köstekleyen de olacak.
Bu her zaman böyledir. Ama büyük çoğunluk destekliyor. Ben Edirne’de herkesi
tanıyorum, üçüncü yılım burada. Yolda herkesle selamlaşıp konuşuyoruz. Sorunlarımızı
anlatıyoruz, onlardan isteklerimizi iletiyoruz. Taraftar bizi kötü etkiliyor, o
yüzden Edirne’de kötü oynuyoruz diye bir şey yok. İlk sene burada 19 galibiyet
aldığımızda büyük çoğunluğu Edirne’de kazanılan maçlardı. Burada stres
oluyoruz, kaybediyoruz diye bir şey yok. Şansızlık bu.
Buradaki taraftarlar muazzam. Bizi hiç yalnız
bırakmıyorlar. Biz bir aile gibiyiz. Herkes birbirini tanıyor. Herşeyi paylaşıyoruz
adeta. Kötü oynadığımız maçlar oluyor. Oyuncu olarak, kötü oynadığımız maçlarda
bile destek oluyorlarsa bir sonraki maçta kötü oynamamak için elinden geleni
yapıyorsun. Çünkü insanların senden beklentileri var. İyi niyetli insanlar, kötü
oynamana rağmen sana destek vermeye çalışıyorlar. Böyle şeyleri gördüğün zaman
bir dahaki maça daha konsantre olmaya çalışıyorsun, çükü bu kadar insan sana güveniyor,
onların yüzünü karar çıkarmayayım diyorsun.
Dediğim gibi Olin Edirne’nin muazzam bir taraftarı var.
Ligin bitimine 6 hafta kaldı ve bu altı
haftada zorlu rakiplerle maçlar var. 8 galibiyet oldu ve alttaki iki takımla da
ikişer fark var. Bu 6 maçlık süreçte senin düşüncelerin ne, takım nasıl bir
performans sergiler?
R Ö: Dediğim gibi her maça aynı
konsantrasyonla çıkıyoruz. Kazanmak için çıkıyoruz açıkçası. Bu hafta oynayacağımız
Tofaş maçı çok önemli. Sonra oynayacağımız Türk Telekom maçı çok önemli. İlk
yarı kazandığımız maçlar ve yine kazanabiliriz. Hedefimiz mümkün olduğu kadar
maç kazanıp yerimize bakmak. Alttakileri durumu da bizi ilgilendiriyor ama biz
onların durumuna bakmayıp bizim maçlarımızı kazanıp kendimizi garantiye almamız
lazım. O onu yenmiş bu bunu yenmiş deyip ligde kalmaktansa kazanabildiğimiz
kadar maç kazanıp ligde kalmak bence daha doğru olur.
Boş zamanlarında neler yapıyorsun? Bu sezon
burada yalnızsın? Aileni getirmedin. Bunun özel bir nedeni var mı?
R Ö: Ailemi getirmememin özel bir nedeni yok.
Kızım Eda doğduğunda bir karar almıştık.
Okul zamanı gelene kadar hep beraber nereye gideceksek gideriz, ama okul
zamanı gelince, benim durumum bir yıl orada, bir yıl burada, nerede olacağım
belli olmadığı için çocuğun bir sene o okulda, bir sene bu okulda olmaması için
böyle düşündük. Eşim de bu sene öğretmen olarak çalışmaya başlayınca kızımla
birlikte aynı okulda olacaklar diye böyle bir karar aldık. Biraz da
mecburiyetten böyle oldu.
Boş zamanlarımda da takım arkadaşlarımla
vakit geçirmeye çalışıyorum. Zaten burası küçük bir yer. Sinemaya gidiyoruz, çay
kahve içmeye gidiyoruz.
Sezon sonunda önümüzdeki sezon için
hedeflerin ne? Oynamak istiyor musun? Burada kalmayı istiyor musun?
R Ö: Tabii ki de burada kalmayı istiyorum. Bu
saatten sonra Olin Edirne’de oynayabildiğim kadar, açıkçası onlar beni istediği
sürece burada kalmayı istiyorum. Artık
git dedikleri zaman giderim diye düşünüyorum.
Yakında 36 olacağım ama oynamak istiyorum ve oynayabildiğim yere kadar
da oynayacağım. Vücudum izin verdiği sürece oynayacağım. Ondan sonrasını da
zaman gösterecek.
Alıntı: http://www.edirnebasket.com/taraftarin-cesur-yuregi-konustu/
3 Nisan 2014
Olin
Edirne, Tofaş Karşısında
Olin Edirne, Beko Basketbol Ligi 25.haftasında
Bursa’da Tofaş’a konuk olacak.
Maç 5 Nisan Cumartesi günü Bursa Spor Salonu’nda
oynanacak. Karşılaşmanın başlama saati 17.00.
Olin Edirne, Aliağa Petkim galibiyetinden
sonra bir günlük aranın ardından Tofaş maçı hazırlıklarına başlamıştı. Aliağa
Petkim galibiyetinin oyuncuların moral motivasyonuna çok iyi yansıdığı 4 gündür
yapılan antrenmanlarda kendini gösterdi.
Kaptan Reha Öz yaptığı açıklamada her maça
aynı konsantrasyon ve kazanma isteği ile çıktıklarını belirterek “Bu hafta
oynayacağımız Tofaş maçı da çok önemli. Evimizde oynayacağımız Türk Telekom maçı
çok önemli. İlk yarıda kazandığımız takımlar. Şimdi yine kazanabiliriz. Tofaş’la
Bursa’da, Türk Telekom’la Edirne’de oynayacağız. Amacımız kazanabildiğimiz
kadar maç kazanıp bulunduğumuz yerden çıkabilmek. Alttaki takımların durumları
da bizi ilgilendirmesine karşılık biz onlara bakmıyoruz. Onların mağlubiyetleri
ile değil kendi kazanacağımız maçlarla ligde kalmak istiyoruz” dedi.
Olin Edirne, Perşembe günü de Edirne’de çalıştıktan
sonra Cuma günü karayolu ile Bursa’ya hareket etti.
Olin Edirne’de bugün itibarıyla sakat ve
eksik oyuncu bulunmuyor.
Daha önce Beko Basketbol Ligi’nde 7 kez
karşılaşan taraflardan Olin Edirne’nin rakibine karşı 3 galibiyeti bulunuyor.
Bu sezon ilk yarıda Edirne’de oynanan maçı Olin Edirne 82-78 kazanmıştı. Spor
Toto Türkiye Kupası’nda da iki kez karşılaşan tarafların birer galibiyetleri
bulunuyor.
Olin Edirne ligde oynadığı 24 maç sonunda 8
galibiyet 32 puanla 12. sırada yer alıyor. Olin Edirne’nin attığı sayı 1913,
yediği sayı 2143. Olin Edirne 79,7 sayı ortalamasıyla oynarken, yediği sayı
ortalaması 89,3. Olin Edirne’de en çok sayı atan oyuncu maç başı 24 sayı
ortalamasıyla Darius Washington. Washington aynı zamanda ligin en çok sayı atan
oyuncusu. Asist lideri Barış Güney. Barış Güney aynı zamanda ligin asist
lideri, en çok ribaunt alan oyuncu Torin Jamal Francis.
Ligde oynadığı son maçını deplasmanda Aykon
TED Ankara Kolejliler karşısında aldığı 93-88’lik galibiyetle kapatan Tofaş ise
24 maçta elde ettiği 11 galibiyet 35 puan ile ligin 10. sırasında yer alıyor. Tofaş
potasında 1915 sayı (ortalama 79,8) görürken rakip potalara 1835 (ortalama 76,5) sayı atmış. Tofaş’ın en çok
sayı atan oyuncusu maç başı 13,5 sayı ile Marcus Edward Denmaon. Ribaunt lideri Chinemelu Elonu.. Asist lideri
ise Serhat Çetin.
Alıntı: http://www.edirnebasket.com/olin-edirne-tofas-karsisinda-2/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder