16 Eylül 2014 Salı

Edirne’de Dostluk Yunanistan’da Futbol Kazandı

8 Eylül 2014
Edirne’nin Havsa İlçesine Bağlı Musulça Köyü ile Yunanistan’ın Dimetoka Kazasına Bağlı Ruşenler köyü arasında oynanan dostluk maçı renkli görüntülere sahne oldu. Misafir Ruşenler köyü ve ev sahibi Musulça Köyü sakinleri ‘ Bizim amacımız dostluk ve kardeşliğimizin daha kuvvetli olmasıdır. Düzenlemiş olduğumuz Futbol karşılaşması ise sadece bu kaynaşmaya bir vesiledir’ dediler.
Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Doktor Ertuğrul Tanrıkulu, “Bundan sonrada Dostluğu pekiştiren, barışı gündeme getiren organizasyonlar yapılmasını yeğleriz. Ruşenler Köyünden gelerek bizlere güzel bir futbol sergileyen gençlerimize Musulça Köyü gençlerine de teşekkür ediyorum. Bugün burada bir kardeşlik bir Fair-Play güzel bir oyun sergilediler. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu nedenle Yunus Emre’nin dediği gibi ‘Gelin Tanış Olalım İşi Kolay Kılalım’ dedi.
Ruşenler Köyü, Musulça Köyü Futbol Karşılaşmasını Ruşenler Köyü 8 – 3 galip bitirdi.

WNBA’den Edirne Belediyesi Edirnespor’a

5 Eylül 2014
Edirne Belediyesi Edirnespor bugün açıkladığı Bulgar oyuncu Radoslava Bachvarova’nın transferinin hemen ardından WNBA takımlarından Indiana Fever’dan Marissa Coleman’ı da kadrosuna kattı.
Oyun kurucu pozisyonda oynayan Coleman 4 Ocak 1987 doğumlu ve 1.85 boyunda. 2007 yılında Pan Amerika Kupası’nda ABD Milli Takım formasını da giyen oyuncu 2009 yılında WNBA’de Washington Mystic tarafından draft edilmiş ve 2012 yılına değin burada oynadıktan sonra 2012-13 sezonunda Los Angeles Sparks forması giymiş ve 2014 yılında Indiana Fever ile kontrat imzalamıştı.
ABD alt yapı milli takım formaları da giyen oyuncu bu sezon Indiana Fever formasıyla normal sezonda 34 maçta 24 dakika, 3,3 ribaunt, 1i1 asist ve 8,9 sayı ortalamalarıyla oynamış, Play-Off’ta 5 maçta 23 dakika ve 8,2 sayı, Konferans finalinde 3 maçta 21,3 dakika, 7,7 sayı ve çeyrek finalde 2 maçta 25 dakika, 9 sayı ortalamalarına ulaşmıştı.
Bugün resmi sözleşmeye imza atan oyuncunun önümüzdeki günlerde Edirne’ye gelerek takımla çalışmalara başlaması bekleniyor.
Alıntı: www.edirnesporbasket.com

Edirne Basket Kulübünün Tarihçesi

Edirne Basket, Edirne merkezli bir basketbol takımıdır. Maçlarını 2.100 seyirci kapasiteli Edirne Mimar Sinan Spor Salonu'nda oynamaktadır. 2010-2011 sezonunda ilk kez Beko Basketbol Ligi'nde mücadele etmiştir. Olin Gençlik, 1988-89 sezonunda 7 maç oynadıktan sonra maddi imkânsızlık nedeniyle kapanan Tekirdağ takımı Büyük Salat Tekirdağ Basketbol'dan sonra 1. Lig'de oynayacak 2. Trakya temsilcisi olmaya hak kazanmıştır.[2][3]. Kulüp 2010-2011 sezonu öncesi Olin Gençlik olan ismini Olin Edirne Basketbol olarak değiştirmiştir. İlk sezonu olmasına karşın iyi oyunu ve taraftarıyla herkesin sempatisini kazanmıştır. Sponsoru Olin'dir.
Tarihi
2006'da Olin Gençlik adıyla kurulan kulüp, 2006-07 sezonunda Türkiye Erkekler Bölgesel Basketbol Ligi'nde oynamaya başladı. A grubunda yer alan Olin Gençlik, ilk resmi maçını 5 Kasım 2006'da oynadı ve Deniz Gücü'nü 80-75 mağlup etti. İkinci gruplara kalma başarısını gösterdi. Ancak play-off'lara kalamadı. 2007'de takımın başına Zafer Çavuşoğlu getirildi ve yeni transferler yapılarak, yeni sezona daha iddialı girildi. Başarılı bir sezon geçiren Olin Gençlik, play-off'lara kaldı.
Türkiye Basketbol 2. Ligi'ne yükselen Olin Gençlik, Bulgaristan kampı ile lige hazırlandı. A grubunda mücadele eden takım, bir üst gruplara yükseldi. Ancak Beykozspor'a elendiler. 2009-10 sezonunda ise daha iddialı bir şekilde sezona giren Olin Gençlik tekrardan Play-Off'a kalma başarısını gösterdi. Önce Beykoz'u, sonra Vestelspor'u eledi. Son 4 takımlı Play-Off grubuna kaldı. Son maça kadar iddiasını sürdüren takım 9 Mayıs 2010 pazar günü Hacettepe Üniversitesi'ni 65-58 yenerek Beko Basketbol Ligi'ne yükselmiştir.
1. lig başlamadan önce adını Olin Edirne'ye çeviren takım, ilk sezonu olmasına karşın başarılı bir performans göstermiştir. Özellikle iç saha performansı etkileyicidir. 2010-11 sezonunda evinde oynadığı maçlardan sadece Beşiktaş Cola Turka, Efes Pilsen, Fenerbahçe Ülker ve Pınar Karşıyaka'ya olanlarını kaybetmiştir. 7. sıradan play-off'lara kalmayı başarmıştır. Play-Off eşlemesinde Banvit ile eşleşmiş, seriyi 3-2 kaybederek sezonu burada tamamlamıştır.
Olin Edirne, 2012-13 sezonuna evinde Royal Halı Gaziantep B.B.'yi mağlup ederek başlamıştır. Ardından gelen yenilgilerden sonra yine kendi evinde Antalya B.B.'yi mağlup etmiş, 2 hafta sonra da Anadolu Efes'e, son dakikaya kadar kafa kafaya mücadele etmesine rağmen, yenilmiştir. Ligin, iç sahada en iyi performans gösteren takımları arasında yer almaktadır.
Olin Edirne 2013-14 sezonuna 10 maçta 4 galibiyet alarak başlamıştır ve 10. hafta sonunda 14 puanla averajla 10. sırada yer almaktadır. 2. haftada deplasmanda Trabzon Medical Parkı ve 5. haftada deplasmanda Royal Halı Gaziantep'i yenme başarısını göstermiştir. 6. haftada evinde Mersin BŞB yi Darius Washington'un son saniye üçlüğü ile yenmiş ve 10. haftada evinde Tofaş'a karşı galip gelmiştir.
Takım, 04 Ağustos 2014 tarihinde yaptığı genel kurul sonrası ismini Edirne Basketbol Kulübü, renklerini ise kırmızı, beyaz ve siyah olarak değiştirmiştir.[4]

Sezon
Seviye
Lig
Sıra
Sezon sonu
Avrupa
2006–07
3
Yarı finalist
2007–08
3
2
Yükseldi
2008–09
2
5
-
2009–10
2
1
Yükseldi2.
1
7
Çeyrek finalist
1
14
Eurochallenge'de oynadı
1
14
1
14

 Kaynakça
1. "Mimar Sinan Spor Salonu" (Türkçe). Edirne Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü. Erişim tarihi: 2011-08-12.
2. 1988-1989 Sezonu Büyük Salat
3. Büyük Salat Basketbol
4. "Olin Edirne'nin adı ve renkleri değişti!". Ajansspor. 5 Ağustos 2014. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2014.
Alıntı: http://tr.wikipedia.org/wiki/Edirne_Basket

Olin Edirne Artık Yok. O Artık Eskişehir Basket

16 Eylül 2014
4 yıl önce Basketbol Birinci Ligi’ne yükselen Olin Edirne macerası bugün yapılan Olağanüstü Genel Kurul ile tarihe karıştı. 16 Eylül Salı günü yapılan Olağanüstü genel kurulda kulübün ismi, logosu ve yerleşim yeri değiştirildi.
Kulüp yerleşim yerini Eskişehir’e taşırken ismi de Eskişehir Basket Spor Kulübü oldu.
Böylece günlerdir süren ne olacak tartışmalarına da son nokta konuldu.
Herkese “Hayırlı” olsun…
http://www.edirnebasket.com/

Bir Kent İle Alay Etmenin Anatomisi (3)

14 Eylül 2014
Yazı dizimizin ilk iki bölümünden sonra, özellikle o günlerde A-Milli Basketbol Takımızın Dünya Kupası maçları nedeniyle ara vermeyi düşündük ve yazmadık. Sonra birkaç gün başka şeyler girdi araya devam edemedik. Şimdi kaldığımız yerden devam ediyoruz. Artık hiçbir şeyin geri gelmeyeceğini biliyoruz. Yazdıklarımızın amacı söylediğimiz gibi tarihe not düşmek. Erkek basketbol takımının neler yapılarak/yapılmayarak bu hale getirildiğini ve tarihin karanlık sayfalarına gömülüp gittiğini göstermek, bu süreçten dersler alınmasına katkıda bulunmak. Ayrıca yazı dizimizin başlığını değiştiriyoruz. Basketbol sevgisinin çok büyük olduğunu bildiğimiz Edirneli bir basketbolsever arkadaşımız bu yazı dizisinin başlığının “Bir Kent İle Alay Etmenin Anatomisi” olmasını önermişti. Evet, biz de katılıyoruz. Çünkü bu kentle 4 sezondur adeta alay edildi. Bu yüzden başlığımızı “Bir Kent İle Alay Etmenin Anatomisi” olarak değiştiriyoruz.
Kaldığımız yerden devam edelim.
Edirne’den gerekli desteği bulamayacaklarını ve yeterli seyirci potansiyeline ulaşamayacaklarını kendilerine anlatılanlardan öğrenen yeni oluşumcular, Edirne’de kendi başlarına hiçbir girişimde bulunmadan Eskişehir’e tornistan ederler. Ortadaki söylenenlere bakılırsa basketbolun en tepesinden de onlara “Eskişehir’e gidin oradaki salon daha büyük, 5-10 TL’den maç bileti satarsınız 3-5 bin kişi maçlarınıza gelir, hem maddi olarak kazanırsınız hem de Anadolu’da basketbol heyecanı yaşanır. Edirne’de salonun kapasitesi belli. En fazla 2 bin seyirciniz olur” denince, tamam demişler ilk hedefimiz Eskişehir’dir, ileri!
Şimdi bu yeni oluşumculara Edirne’deki seyirci potansiyeli düşük diyenler anlaşılıyor ki bu seyirci potansiyelindeki düşüşün nedenlerini anlatmamışlar. Daha ziyade anlatamamışlardır. Çünkü ucu gelip kendilerine dokunacak.
Olin Edirne’nin maçlarına ilginin azalması özellikle 3.sezonda başlar. İkinci sezonun başlarında Gökhan Taştimur’un dalga geçer gibi takımı bırakıp gitmesinin ardından 3-4 ay sonra tekrar takımın başına getirilmesiyle başlayan traji-komik süreç 3.sezonda seyircinin giderek azalmasına neden olmuştu. Bu sezonda satılan kombine sayısı 650 dolayındadır. Maçlara ilgi azalmış, salon dolmaz olmuş maçlar ortalama 800-900 kişi ile oynanmıştır. Ama bunun nedeni tamamen kulübün yönetimsel zaafı ve o dönemin antrenörünün taraftarla, seyirciyle ve Edirnelilerle adeta dalga geçmesi ve küçümseyici konuşmalarıdır. Bu kişinin böyle konuşmasında da en büyük sorumluluk kulüp yönetimi ve bunu görmezlikten gelen ana sponsorluktur.  Bütün bunların üzerine bir de sportif başarısızlık eklenince 800-900 kişilik bir seyirci potansiyeli aslında yine başarılıdır. Düşmemeyi son haftalara taşıyan bir takımın bu kadar bile ilgi görmesi aslında Edirne’de basketbolun ne kadar çok sevildiğinin bir kanıtıdır. Türkiye basketbolunun lokomotiflerinden Anadolu Efes lig maçlarında bu kadar seyirci toplayamamakta, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş bile derbi maçların dışında bu seyirci kapasitesine ulaşamamaktadır. Bir basketbol fabrikası olan Tofaş maçlarında bu kalabalığı kaç kere görmüştür. Trabzonspor basketbolda bu seyirci kapasitesine kaç kere ulaşmıştır?
Çöküş aslında Gökhan Taştimur’un istifasının ardından tekrar göreve getirilme kararını sayın Edip Ağaoğulları’nın bizzat vermesi ile başlamıştır. Sonun başlangıcı Gökhan Taştimur ile yapılan 2,5 yıllık yeni kontrat ile yaşama geçmiştir. Ardından yaşanan bütün felaketlere rağmen bu karardan dönülmemiş ve dönülme fırsatları ortaya çıktığında dahi kulüp bundan faydalanamamıştır.
3.sezon işler kötüye giderken o dönemim antrenörünün yönetime ufak bir tazminat karşılığı ayrılabileceğini belirttiği ama ana sponsorluğun ısrarla bunu kabul etmediği geçmişte ve hala konuşulanlar arasındadır. Adeta bir akıl tutulması yaşanmıştır o dönem. Bütün bu olanlar yaşanırken Genel Menajerlik makamı gene ortada yoktur. Bu makamı işgal eden kişi kuvvetle muhtemeldir ki yine ana sponsora antrenörün ayrılma isteğinin kabul edilmemesinin getirebileceği felaketleri yeterince anlatamamıştır. Ya da gidilen bu felaketi görebilecek durumda değildir. O dönem adeta gözler kapanmış arabanın duvara doğru hızla yol aldığı görülmemiş, alınan mağlubiyetler karşısında taraftar kan ağlarken, bazı kişiler bu mağlubiyetlerden sonra bile sanki bir şey olmamış gibi adeta kutlama masaları donatıp olup bitenin çok uzağında kalmışlardır. Sakız çiğneyen kişi facebook üzerinden hiçbir şey yokmuş gibi masa fotoğrafları paylaşmaktaydı.
Daha yanlışlık sezon başlarken yapılmıştı ve sezonun nasıl geçeceği belli olmuştu. Herşeye rağmen yine kombine kartlarını alan sadık taraftar ve basketbolsever ilk şoku Galatasaray ile yapılan sezon açılışı maçında yaşadı. Bu maça girişte kombine kartlar geçersiz sayılmış ve biletler 50 TL’den satışa çıkarılmıştı. Edirneli basketbolseverler ve taraftarlar ile adeta alay ediliyordu.  Alay aslında kombine kart fiyatlarının 1000 TL olarak açıklanmasıyla başlamıştı. Bir sezon önce Pınar Karşıyaka’nın adeta lütfu ile ligde kalan takımın kombine kartları 1000 TL. Şaka falan değildi. Ama şimdi daha net görüyoruz ki insanlarla dalga geçilmiş.
Kombine kartlarının açılış maçında geçersiz olması ve giriş biletinin 50 TL olarak belirlenmesi büyük bir tepki toplamıştı. Bilet satılmayınca her zamanki gibi panikleyen yönetim bu kez 1000 tane bileti Polisan’a satmış, Polisan’da bu biletleri Trakya Üniversitesi’ne vermişti. Edirneli taraftarlar ve basketbolseverler adeta cezalandırılıyordu. Trakya Üniversitesine verilen biletlerin çoğu da Üniversitede okuyan Galatasaray taraftarlarına gitmişti. Bu durum üniversitenin resmi internet sitesinde şöyle duyurulmuştu “Biletler 50 TL karşılığında satılmaktadır. Ancak Üniversitemizden karşılaşmayı izlemeye gidecek ilk 1000 öğrenci Polisan Boya Sponsorluğu’nda, Trakya Üniversitesi Öğrenci Kimlik Kart’larını göstermek şartıyla Trakya Üniversitesi Tribünü’ne ücretsiz alınacaklardır.”
Tepkiler giderek yükselince çark eden yönetim bu kez kombine kartı olanlara giriş bileti 25 TL olacaktır açıklaması yaparak yaptığı yanlıştan dönme çırpınışlarına girmişti. Ama işler yine düzelmeyince bir müddet sonra da yönetim kurulu adına başkan Vedat Kumuşoğlu şu açıklamayı yapmak zorunda kalmıştı; “Taraftarlarımızdan gelen yoğun istek üzerine, Yönetim Kurulumuz 2012-2013 bilet ve kombine fiyatlarında revizyona gitme kararı almıştır. Her koşulda taraftarlarımızın memnuniyeti ve istekleri bizler için önemli bir unsur olmuştur. Bu vesile ile kombine fiyatları orta tribünde ve karşı tribünde 500 TL olarak revize edilmiştir. Daha önce 2012-2013 sezonu için kombine alan taraftarlarımızı mağdur etmemek amacı ile ön sıralardan kombinelerini değiştirmeleri hakkı verilecektir. Taraftarlarımızın bize vereceği manevi destek takımımızın için fevkalade önem teşkil etmektedir. Kuvvetli kadromuz ile bu sezon hedefe varacağımıza yürekten inanıyoruz. Hem iç saha maçlarında hem de deplasmanlarda, alışagelmiş taraftar desteğini bekliyoruz.
Saygılarımızla”
Bu sezon Olin Edirne’nin boş tribünlere oynadığı bir sezon olmuştur adeta. Bunu o dönemim maç haberlerinde ve arkadaşlarımızın köşe yazılarında sık sık dile getirmiş ve çözüm yollarını da dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışmıştık.
Arabayı atın önüne koşan amatör yöneticiler ve menajerler bütün bir sezon boyunca arabanın neden gitmediğini, yol alamadığını da çözemeyerek yanlış üstüne yanlışlarını devam ettirmişler ve sezon sonunda Doğuş Grubu’nun takıma talip olmasıyla bu işten kurtulmak adına büyük fırsat ele geçirmişlerdi. Nihayet zarar etmeden bu işten sıyrılabileceklerdi.
Sezon sonuna yaklaştıkça, kıçtan dalmaya çalışan şaşkın ördek misali, içinde bulunulan durumdan çıkmak için bir şeyler yapma gayretine girilmiş ama bunlarda da yanlış yöntemler kullanılmıştır. Zamanın antrenörü basın toplantılarında konuşuyor, çam deviriyor sonra yönetim çık bunu düzelt deyip birlikte basın toplantıları yapılıyor. Basın toplantısında yönetim antrenörün arkasında durduğu havası veriyor, ama arkasında durduklarını söyledikleri kişi çamlar devirmeye devam ediyor ve bu traji komik durum fasit bir daire gibi devam ediyordu. Hâlbuki yapılması gereken tek bir şey vardı; Antrenörü ve antrenörün dediğinden dışarı çıkmayan, sakız çiğneyip, tweet atmaktan başka bir mahareti olmadığı izlenimi veren genel menajerin işlerine derhal son vermek. Ne yazık ki böyle bir tavır sergilenemedi. Sona doğru hızla yaklaşılıyordu.
Ve sezon yine, özellikle düşme adayı diğer rakip takımların büyük yardımlarıyla 14.sırada tamamlanıyor ve Olin Edirne kılpayı yine ligde kalıyordu.
Muhtelif rivayetlere göre, biz duyduklarımızın yalancısıyız, bu takımda artık kalamayacağı hissine kapılan antrenör, ana sponsorun da bu işten bıkkınlığını bilerek  Doğuş Grubu ile basketbol alanında işbirliğine giren ve birinci ligde takım arayan İbrahim Kutluay ve ekibine gidin devralmak için görüşün haberi uçuruyordu.   Bu durum, ama yanlış ama doğru Edirne’de günlerce “Hoca Edirne’den intikam alıyor. Bir de artık burada kalamayacağını anladı, tazminatını bu yolla garanti altına alıyor” diye konuşulmuştu.
Kulübün devri konusunda Doğuş Grubu ile görüşmeler başlamıştı sezonun bitmesiyle. Bu arada aldığımız duyumlar, görevde olduğundan beri çok başarılı çalışmalar yapıp başarılı olmuş olan Genel Menajer ile resmi sözleşme yapılıyordu. Ödüllendirmek gerekirdi başarılı çalışmalarını. Doğuş Grubunun önüne sözleşmesi var diye sözleşme konulacak, Doğuş Grubu da ya bu başarılı menajer ile çalışmaya devam edecek ya da tazminat ödeyecekti sözleşmeden çıkmak için. Baştan çok önemsemedik bu duyumu.  Ama  sonra aklımıza geldi 657’ye tabi devlet memuru olarak çalışan bir kişi nasıl olur da başka bir işte hem de oldukça yüklü bir maaşla sözleşmeli olarak çalışabilirdi? Önemsememiştik ayrıca inanmamıştık da. Çünkü böyle bir yasadışı iş yapılamazdı. Ama sonra kısa bir süre önce Derya Yannier’de bize bunu doğrulamıştı. İki menajerin ve bir oyuncunun sözleşmelerini devralmak zorunda olduklarını söylemişti.  Bunun doğru olduğunu süreç bize gösterdi. Şöyle ki; Sözleşmenin biri oyuncu Barış Güney’e aitti ve Derya Yannier ve ekibi tazminat ödeyerek sözleşmeden çıktı. Biri menajer Ege Taşpınar’a aitti ve onunla devam ediyorlar. Diğeri de Genel Menajer’e aitti. Onunla da devam edeceklermiş. Genel Menajer birkaç gün önce devlet memurluğundan emeklilik dilekçesini vermiş. Eskişehir ya da İstanbul’da görevine devam edecekmiş.
Neyse biz tekrar dolmayan tribünlere yani Edirne’den seyirci potansiyeli olmadığı için Eskişehir’e gidiyoruz palavrasına dönelim.
Şimdi Olin Edirne’yi devralan gruba kombine kart, bilet satışı, seyirci potansiyeli gibi istatistikler verilirken acaba bu yukarıda yazdıklarımız da anlatıldı mı? Ya arkadaşlar seyirci sayısı, kombine kart satışı düştü ama bunların nedenleri bunlar bunlar, yani biz süreci ve kulübü çok yanlış yönettik, olup biten bundan dolayıdır dendi mi?
Bugünlük bu kadar. Son sezonu değerlendirmeye bir diğer yazıda devam edeceğiz.
Alıntı: http://www.edirnebasket.com/
 

Bir “Satışın” Anatomisi (2)

2 Eylül 2014
“Takımın Edirne’den gitmesine Edirne’den de sıcak bakıldı. Alın götürün dendi. Zaten seyirci sayısı da her geçen yıl azalmış, kombine satışları düşmüş. Taraftar desteği de zayıf dendi bize” diye sonlandırmıştık.
Bugün Hudut Gazetesi’nde Bülent Ayan imzalı bir haber çıktı. Bülent Ayan işin gerçek sahibine, M. Edip Ağaoğulları’na sormuş Edirne Basket ile ilgili çıkan söylentilerin ne denli gerçek olduğunu. Sayın Ağaoğulları çok net yanıt vermiş  “ Yeni yönetim sponsor, finansal kaynak, seyirci ve tesis açısından Edirne yerine Eskişehir’i tercih etmek zorunda kaldıklarını bizlere bildirdi. Konuyu Türkiye Basketbol Federasyonu ile görüşmüşler. Oradan da olumlu yanıt almaları üzerine bu konuda kesin karara varmışlar. Sözleşmede bu konuda bağlayıcı bir husus yok. Karar kendilerinin. Hayırlısı olsun diyoruz ” demiş.
Bizim açımızdan bakıldığında hiçbir sorun yoktu zaten, bunları biliyorduk ve yazdıklarımızın hepsi doğruydu. Sayın Ağaoğulları’nın bu açıklamasıyla söylediklerimiz teyit oldu bir anlamda.
Şimdi buradan çok rahat şunu çıkarabiliriz; Takımın Edirne’den gitmesine Edirne’den bir defans gelmemiş. Zaten sözleşmede de böyle bir şey yokmuş. Derya Yannier’in içinde yer aldığı oluşum Edirne’deki seyirci sayısını, yıl yıl kombine satışlarını vs. kulüpten aldıkları bilgilerle yorumlamışlar ve bu karara varmışlar.
Gerçekten seyirci potansiyeli açısından Edirne çok mu zayıf? Birinci lige çıkıldığından bu yana çok mu fazla seyirci kaybı yaşanmış? Bunlar doğruysa neden böyle olmuş?
Şöyle bir geriye dönelim. 2010-11 sezonu. Takım Birinci Lige yükselmiş. Şehirde müthiş bir atmosfer var. Şehrin spor tarihinde birinci lige yükselen başka hiçbir takım yok. Yükselme maçlarına İstanbul’a binlerce kişi gitmiş. Tüm rüzgârlar Olin Edirne’den yana esiyor. 300 TL’den kombine kartlar satışa çıkmış 670 adet kombine kart satılmış ilk yıl. Maç biletleri 20-40 TL gibi o güne kadar Türkiye’de görülmemiş biçimde pahalı. Ama insanlar her maçı doldurmuş. Edirne’de oynanan 15 karşılaşmanın hepsi hemen hemen full çekmiş.
İlk yıl olağanüstü bir organizasyon. Herkes işini yapıyor. Kulüp arı kovanı gibi çalışıyor. Yani her şeyin başarılı gitmesi için tüm taşlar yerine oturmuş. Ve bu organizasyon başarıyı getiriyor ligi 7.sırada tamamlayan Olin Edirne play-off’larda Banvit’e kök söktürüyor. Entrikalar olmasa belki de yarı final oynayacak. Avrupa kupalarına katılma hakkı kazanıyor. Ama eksik kalan bir yön var organizasyonun içinde. Pazarlama kısmı zayıf kalıyor. Malınızı satamıyorsunuz. Pazarlama ekibiniz yok.  Hedefte olmayan bir ikincilikle Birinci lige yükselinmiş ve bu hedefe uygun bir yapı kurulamamış. İdari yapının tepesinde bulunan kişiler oldukça amatör.  Genel menajerlik koltuğunda oturan kişi, zaten ne yapması gerektiğini bilemeyecek kadar acemi ve tüm yetkilerini baş antrenöre bırakmış, sadece sakız çiğniyor adeta. Takımın arkasında Olin fabrikası var ya! Edip abi var ya arkada! Başka sponsora ne gerek var! Edirne’de deniz bitmez deniliyor ve yan gelip yatılıyor bu konuda. Ama ilk sezon harcanan para can yakıyor. Bildiğimiz kadarıyla 5 milyon TL civarında. Bu paranın Edirne’de canını acıtmayacağı bir iş sahibi var mı?
Ve ana sponsor ilk yılın sonunda bütçeyi oldukça aşağı çekiyor ve sıkıntılar başlıyordu. O günlerde Gökhan Taştimur tarafından yapılan açıklamalardan para musluğunun yarı yarıya kesildiğini öğreniyorduk. Açıkçası bir kulüpte Genel Menajer dururken bu tür açıklamaları baş antrenörün yapması garip değil miydi?
İlk yıl satılan kombinelere dönelim. Ağustos ayında satışa çıkan kombinelerden lig başladığında ancak 100 adet satılmıştı. Ancak deplasmanda Mersin, içerde Telekom galibiyeti ile bir anda 500 kombine daha satılmıştı  ( O günlerde Gökhan Taştimur’un yaptığı idari konuları ilgilendiren ve Genel Menajerlik makamından gelmesi gereken bir açıklamadan öğrendiğimiz bir rakam bu)
Tekrar bütçenin kısıtlandığı ve sancıların çekilmeye başlandığı yaz aylarına dönelim. Haziran ayının sonlarına gelinmesine rağmen kulüpte transfer konusunda tek bir hareketlilik yok. Ya da sadece Ogün Sevinç diye bir oyuncu alınmış. Başarılı kadrodan bir de enişte dışında herkes gitmiş. Kimse yok ortada. Yine Taştimur’dan bir açıklama geliyor,” Ana sponsorumuz bütçe oluşturma da yalnız kaldı, bu yüzden oyuncu bütçemizi aşağıya çekti. Bu elimizi kolumuzu bağlıyor” Devam ediyor “Ana sponsorumuz dışındaki en büyük katkı sağlayıcımız kombine bilet,  taraftar ürünü alarak, basketbol okulumuza çocuklarını kayıt yaptırarak kulübümüze 700-750 bin TL civarında bir para girişi sağlayan Olin Edirne taraftarları olmuştur”. (Taştimur: 22 Haziran 2011)
Arkasından bir açıklama daha yapıyor Taştimur, Genel menajerin yapması gereken ya da yönetim tarafından yapılması gereken bir açıklama. Taraftarı tekrar göreve çağırıyor. 22 Haziran 5 Ağustos tarihleri arasında ne olur 500 TL’den 500 tane kombine alın diye yalvarıyor adeta taraftara. Bir tek oyuncu transfer edilmiş. Ve taraftar bu çağrıya ses veriyor. Kulüpte kuyruk oluşuyor. O süre zarfında, insanların yazlıkta olduğu bir dönemde, tek bir sözle 500 olmasa da 350 kombine satılıyor. O sezon satılan kombine sayısı 500 TL’den 780 civarında.
Şimdi yakın zamana dönüyoruz. Nasıl bir değerlendirme sonunda Edirne Basket’in yeni oluşumcuları Edirne’de seyirci potansiyeli olmadığı sonucuna varmış. O güne kadar Türkiye’nin neresinde 3 büyük kulüp hariç, hangi takımın taraftarları bir sezonda takımlarına 700-750 bin TL civarında bir para girişi sağlamış? Bunu söyleyen zat daha sonra bu taraftarları çapulcu diye nitelemiş, adeta gelmezseniz gelmeyin, zaten sizin yüzünüzden maç kaybediyoruz noktasına çark etmişti.
Hakikaten ne olmuştu Edirne Basket’in yeni oluşum kadrosu içinde. 5 Ağustos-12 Ağustos tarihleri arasında neler yaşanmıştı? Bir fikir jimnastiği yapalım.
Artık M. Edip Ağaoğulları için sponsorluk sürdürebilinir olmaktan çıkmıştı. İlk yılsonunda başlamış, ikinci yılın sonunda ben yokum artık demiş. Üçüncü yılın sonunda Doğuş grubuna devir gündeme gelmiş. Ve dördüncü yılın sonunda The End.
Mirsad Türkcan girişiminin ardından Derya Yannier ve arkadaşları ortaya çıktı. Onlar olmasaydı takım Giresun’a gidecekti. Bizim bildiğimiz bu. Derya Yannier ve ekibi ile baştan değişik bir anlaşma yapıldı, Federasyon gelirlerini alacaklar, üste gerekeni kendileri koyacaklar, takım İstanbul’a gidecek, maçlar Edirne’de oynanacak. İsmi Edirne Basket olacaktı. Herkes sevindi.
Sonra Eskişehir olayı patlak verdi.  Derya Yannier ile olan ilişkimiz kesildi. Bir şeyler oluyordu ama ne?  Ya dedik, şu kombineleri açıklayın, yeni logoyu açıklayın, ne zaman çalışmalara başlayacaksınız, Edirne kampına ne zaman geleceksiniz? Ses yok! Yine ısrarla sorduk. Bir sorun mu var, bizimle bir sorununuz mu var? Cevap geldi nihayet. “Bizim tarafta sorunlar var. Onları aşmaya çalışıyoruz. Çözünce ararım” diye belirtti Derya Yannier. Ama hepsi bu kadar. Ve Eskişehir bombası patladı. Duyduğumuzda Derya Yannier’e sorduk “Gerçek mi” diye. Evet dedi.  “Biz 10 kişiyiz. Bu işe para koymayan tek kişi benim. 9 arkadaşım Eskişehir’e gitme konusunda ısrarlı. Edirne’den destek çıkmıyor. Zaten seyirci potansiyeli de düşüyormuş. Eskişehir’de imkânların ve ilişkilerin daha fazla olduğunu söylüyorlar. İkna edemiyorum. Ben de çok zor durumda kaldım. Her şey benim inisiyatifim dışında gelişti. Bırakma noktasına geldim. Ama atılmış imzalarım vardı, bırakamadım.”
Şimdi bir parantez açalım ve görüşümüzü söyleyelim; Evet baştan planlanmadı her şey. Derya Yannier samimi bir biçimde bu takımın Edirne’de kalmasını istedi. Yoksa neden o baştan yaptığı açıklamaları yapıp kendini bağlasın? Zaten “Oluşumun” içinde bilinen tek kişi. Nasıl bir oluşumsa isimleri bilen yok. Bir tek Derya Yannier bir de başkanın ismi biliniyor, sonra fikstür çekilişinde bir asbaşkan gözüküyor ortada. Sanki İlluminati örgütü?
Oluşumun diğer 9 kişisi, Edirne’den destek çıkmayacağı kanaatine varıyorlar. Eee bir de kulüp içinden Edirne kanadından “Zaten seyirci sayısı, bilet satışı, kombine satışı her sezon düşüyor” bilgisi alıyorlar. Bir de kendilerine Edirne’de bize kimse sahip çıkmadı. Bakan söz verdi sözünü tutmadı. Eski belediye başkanı 100 tane kombine aldı parasını bile ödemedi. Üniversite’den destek gelmiyor. Falan gibisinden bilgiler veriyorlar.
Oluşumun 9 ana çekicisinin içinde Eskişehir’le bağlantısı olanlar var. Eskişehir Belediyesi “Biz destek veririz, her türlü yardımı yaparız”, Anadolu Üniversitesi’de “Biz de varız, biz de varız. Siz yeter ki gelin, salon verelim, tesis verelim, verelim de verelim” diyorlar. Bir de Eskişehir’de sponsor bulabilecekleri daha çok bağlantı var. Tamam diyorlar “Edirne bizim babamızın memleketi mi?”
Şimdi sormamız gerekiyor. Sayın Derya Yannier ve oluşumuna Edirne’de kimler destek vermedi? Kiminle gidip konuştular? Belediye Başkanı Sayın Recep Gürkan, Taraftar Derneği üyelerine basının önünde, “Olin Edirne’ye de 250 bin TL civarında destek sağlayabiliriz” demişti. Ne yaptılar gidip görüştüler mi başkanla? Görüştülerse olumsuz yanıt mı aldılar? ETSO’ya, Borsa’ya, Bakana, Vekile, Üniversiteye, oraya, buraya gittiler de geri mi çevrildiler? Ya da eski Olin Edirne yöneticilerinin ya da muktedirlerinin bir türlü açmayı beceremedikleri kapıları zorlamanın bir anlamı yok, bize anlatılanlardan biz vazife çıkardık, gerek yok gezmeye deyip tornistan mı ettiler?
Derya Yannier bir arkadaşımıza şunları söylüyordu; Bu işin temel sebebi de Edirne’den destek görememektir.  Edip bey de bu konuda mustarip.  O da senelerce bu takıma destek olmuş, ama hiç destek görememiş”.
Bu nokta bir diğer yazının konusu olabilir.
Derya Yannier söylediklerinde haklı olabilir. Gerçekten gelişmeler onun iradesi dışında gelişmiş olabilir.
Ama şunu da sormak bizim hakkımız değil mi? Sevgili Derya Yannier, sen böyle bir oluşum içine girerken, o kadar büyük laflar ederken yola çıktığın arkadaşlarını bilmiyor muydun? Neden büyük laflar ettin? Büyük laflar ettikten sonra bunları yaşama geçirememek senin aleyhine olmadı mı? Tertemiz adını neden risk ettin? Daha işin başında bu durumlara düşüyorsan, o söylediğin yepyeni oluşumu nasıl gerçekleştireceksin? Senin daha başında gücün, takatın kalmamış. Yola çıktığın arkadaşların seni Aslanların, gladyatörlerin önüne atmış, tribünden başparmaklarını aşağı doğru tutmuşlar adeta “Öldür, öldür” diyorlar.
Elbette sana karşı çok acımasız eleştiriler yapılıyor. Ama ne yapacaklar ki? Ne bir açıklama, ne bir söz. Ortada bir tek sen varsın, herkes seni tanıyor. Kime ne diyecekler? Ortada yel değirmenleri bile yok Don Kişot gibi üzerlerine gidecekleri. Alındığını, üzüldüğünü, anlaşılamadığını, kırıldığını söylüyorsun birkaç Edirneli dostuna.  Ama onlar ne yapacak? Çık açık açık konuş, anlat. Çok kırıldıysan, alındıysan, gerçekten bunları hak ettiğine inanmıyorsan anlat her şeyi dobra dobra. O zaman biz de babalar gibi arkanda duralım. Ne sen kırıl, ne Edirneliler seni kırsın.
Bu Günlük Bu Kadar.
Bütün bu yazdıklarımız tarihe not düşsün diye. Kimseyle alıp verme, rövanş değil bu çaba. Yapılan hatalardan herkes ders çıkarsın, aynı yanlış yollardan geçmesin diye. Kimse üzülmesin üzmesin, kırılmasın kırmasın diye. Her şeye rağmen sanki inadına inadına, deniz hiç bitmeyecekmiş gibi davranıp, denizi kurutanları herkes görsün, anlasın, ibreti âlem olsun diye.
(Devam edecek)
Alıntı: http://www.edirnebasket.com

Bir “Satışın” Anatomisi (1)

2 Eylül 2014
Edirneli basketbol severler, Olin Edirne’nin fedakâr, vefakâr ve cefakâr taraftarları 3-4 gündür kan ağlıyor. Takımlarının Edirne’den koparılıp götürülmesine oldukça öfkeliler ve bu öfke içerisinde çok haklı ve insani nedenlerle sokakta, kahvede, dost toplantılarında, facebook, twitter gibi sosyal medya organlarında ama bazen çok sert biçimde ve rencide edecek kadar aşırı tepkilerle tartışıyorlar ve protesto ediyorlar.  Hiçbir açıklama, insan yerine konulabilecek hiçbir bilgi akışı sağlanamayınca da bütün bu yapılanlar körlerin fil tarifi gibi oluyor.
Artık Edirne basketbolunda bir dönem resmen kapandığı için bu kapanan dönemi irdelemek ve dersler çıkarıp yarınlara taşımak amacıyla bildiklerimizi, duyduklarımızı ve olması gerekenleri, yapılmayanları, hataları, yanlışları, profesyonel olunamamamın nedenlerini, keyfiliği, kendini büyük görmenin nelere mal olduğunu bir kez daha ama bu sefer derli-toplu yazmaya karar verdik. Daha önce de köşe yazarı arkadaşlarımız defalarca yazdıkları yazılarla süreci bu olumsuz noktaya getiren durumlara parmak basmışlar, dostça uyarılarda bulunmuşlardı. Ama bu kez son kez yazacağız ve bu defteri kapatıp tarihe mal edeceğiz.
Edirne Basket basketbol haber sitesi ailesi olarak artık ne yapılırsa yapılsın bu takımın geri gelmeyeceğine ve asla Edirne’nin takımı olamayacağına inanıyoruz. Hakların devredilmesine de çok fazla söyleyecek lafımız yok. İşin sahibi böyle uygun gördü. Lafımız yok çünkü bu takım ısrarla Edirne’nin takımı olmayı başaramadı. Hep tek sahibi oldu ve sonunda sahip kararını böyle verdi.
Yazı dizimizde sık sık “Flashback”lerimiz olacak. Bir konudan bahsederken geriye döneceğiz. Çünkü mesele oldukça karışık ve sorun bugünün değil, çok eskilerin sorunu.
Amacımız kimseyi rencide etmek, köşeye sıkıştırmak, intikam almak falan değil. Amacımız elimizden geldiğince doğruları Edirneli basketbol severlerle paylaşmak. Elbette bir yazı dizisinin içinde yanlış bildiğimiz, ya da eksik bıraktığımız yerler de olabilecek. Onun için bu konuda taraf olan herkese söz hakkı olacak.
Amacımız birkaç gündür haklı endişelerle ama bazen abartılı, bazen masum, bazen iyi niyetli ama bazen de çok haddini aşan eleştiri ve hakaretvari yazıların, düşüncelerin de önüne geçmek ve el yordamıyla çıkış yolu arayan, aldatılmışlık sendromu yaşayan yüzlerce insana mum ışığı kadar da olsa bir ışık olabilmek.
Onun için tüm okuyucularımızdan, Edirneli tüm basketbol severlerden yazı dizimiz sonlanmadan kimseyi yargısız infaz hedefine oturtmamaları.
Edirne Basket Yayın Kurulu
Bir “Satışın” Anatomisi (1)
Artık Edirne’nin Türkiye Erkekler Basketbol Birinci Ligi’nde bir takımı yok. 4 yıl önce birinci lige yükselen ve 4 yıldır bu ligde mücadele eden Olin Edirne bu sezon sonunu 3 yıldır süren “Para yok, destek yok, yürütemiyoruz. Ya devredeceğiz, ya kapatacağız” teraneleri ile noktalamış ve sahneye kulübü devralacak yeni aktörler ortaya çıkmıştı. Geçen sene Doğuş grubuna devri son anda bozulan Olin Edirne’ye bu yaz önce eski Fenerbahçeli ve milli basketbolcu Mirsad Türkcan ve arkadaşları talip olmuşlar, ama anlaşıldı denilen görüşmeler, sonunda sürpriz bir şekilde bozulmuş ve Mirsad Türkcan bu işten vazgeçmişti.
Mirsad Türkcan’ın ardından Olin Edirne’nin birinci lige yükselen kadrosunda yer alan eski oyuncusu Derya Yannier ve arkadaşları bu kez Olin’in kapısını çalmış ve takıma talip olduklarını belirtmişlerdi. Yapılan görüşmeler sonunda Yannier ve arkadaşları ile anlaşılmış ve bu anlaşma sonunda 5 Ağustos’ta genel kurul yapılarak 9 kişilik yönetime Derya Yannier ve 7 arkadaşı girerek yönetimsel çoğunluğu sağlamışlar ve genel kurulda ayrıca kulübün ismi Edirne Basket olarak değişmişti.
Derya Yannier ve arkadaşları ile yapılan anlaşmanın 5 yıllık bir süreyi kapsadığı daha sonra gerek Derya Yannier ve gerekse Olin cephesinden de doğrulanmıştı. Derya Yannier 5 Ağustos tarihli kongrenin hemen ardından sitemize yaptığı açıklamada Olin’le 5 yıllık bir anlaşma yaptıklarını, yönetimsel haklarını aldıklarını ama kulübü tamamen devralma opsiyonlarını bulunduğunu belirtmişti. Kuvvetle muhtemel Olin cephesinden olduğunu düşündüğümüz konuyla ilgili bir başka yorum Mehmet rumuzuyla www.basketfaul.com basketbol haber sitesinde şöyle yazılmıştı “Olin Edirne basketbol derneği satılamaz dernekler kanununda böyle bir şey yok Derya Yanlıer takımı satın almadı bir yıllık yönetim sponsoru oldu Olin TBL gelirlerini koydu Derya ve arkadaşları da iyi bir takım kurmak için gereken aradaki farkı buluyor sezon sonu taraflar tekrar görüşür karar verir Derya Yanlıer takım satın almadı çünkü ortada satış yok.”
İlk gelen açıklamalar takımın kadrosunun İstanbul’da olacağı, antrenmanlarını İstanbul’da yapacağı ama maçlarını Edirne’de oynayacağı yolunda idi. Bunlar gerek yeni oluşan yönetim kurulunda görev alan gerekse genel koordinatörlük görevini üstlenen Derya Yannier tarafından bizzat aynen şöyle deklare edilmişti: “Öncelikle çok güzel bir sezon geçirdiğim ve kalıcı dostluklar edindiğim Edirne’ye dönmüş olmaktan son derece mutluyum. Bana ve arkadaşlarıma bu fırsatı veren Sayın Edip Ağaoğulları’na ve Edirne’nin bir basketbol şehri olmasını sağlayan Olin Yağ Sanayi’ye çok teşekkür ederiz.
Çok değerli bir ekiple yola çıktık ve arkadaşlarımla beraber amacımız Edirne’de istikrarlı ve sürdürülebilir bir yapı yaratarak basketbolu ve spor kültürünü daha ileri noktalara taşımak.
Takımın antrenmanları İstanbul’da yapacak olmasının kimsenin kafasında bir soru işareti yaratmasını istemem. Aksine yapacağımız farklı organizasyonlar ve tanıtım çalışmaları ile takım ve şehir arasındaki sinerjiyi daha da arttıracağımıza inanıyorum.
Benim için bu projenin olmazsa olmazı bu takımın Edirne’de kalması, her zamanki gibi şehirle bütünleşmesi ve 2.ligden çıktığımız sene sahip olduğumuz bütünlüğün yeniden yaratılması.
Bunu yaparken de tüm basketbol severlerin keyifle takip edeceğine inandığımız bir tablo ortaya çıkaracağımızdan ve Edirnelilerin gururla sahipleneceği bir takım yaratacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
Önümüzde çok keyifli zamanlar olduğuna inanıyor ve tüm basketbol camiasının bu yenilikçi profesyonel yapıya destek olmasını bekliyoruz. Önümüzdeki günlerde tüm eski dostlarla görüşebilmek dileğiyle… “Bunlar 25 Temmuz tarihini taşırken Derya Yannier 5 Ağustos’ta yapılan kongrenin hemen bir saat kadar sonrasında da www.edirnebasket.com’a şunları söylüyordu: “Ama ne olursa olsun, bu takım Edirne’nin takımı olacak. Tüm haklarını devralsak ta takımımız maçlarını hep Edirne’de oynayacak. Edirne ile taraftar ile daha da bütünleşeceğiz. Zaten düşündüğümüz model içinde bu çok önemli bir yer tutuyor. İstanbul’da alt yapılar için bir pilot takım oluşturmayı düşünüyoruz ve Edirne’de de basketbol okulu çalışmalarımız devam edecek. Alt yapılardan oyuncu yetiştirmeye özellikle önem vereceğiz” dedi. Derya Yannier devamla “Maçlardan bir gün önce Edirne’ye geleceğiz ve Edirne’de yapacağımız antrenman tüm taraftarlara ve basına açık olarak yapılacak. Edirne halkıyla bağlarımızı hep diri tutacağız”
Hemen ardından kulübün resmi açıklaması geldi “Son zamanlarda kulübümüzün gündemi meşgul eden geleceğiyle ilgili kamuoyunu bilgilendirme ihtiyacı hissettik. Şu an gelinen noktada gururla ifade etmek isteriz ki, kurmakta olduğumuz yeni sistem ve proje ile Edirne bir basketbol kenti olmaya devam edecektir. Olin Şirketler Grubunun ve Sayın Edip M. Ağaoğulları’nın yıllardır Edirne şehrine ve basketbola yaptığı yatırımlar, Edirne halkının yakından tanıdığı eski basketbolcumuz Derya Yannier’in öncülüğünde oluşturulan yeni yönetim kurulumuz ve profesyonel spor yönetim modelimizle beraber artarak devam edecektir. Yeni yönetim modeli ile birlikte amacımız, bugüne kadar yaratılan bu güzel değerin üstüne koyarak Edirne’de istikrarlı ve sürdürülebilir bir yapı yaratıp, basketbol ve spor kültürünü daha ileri noktalara taşımak. Bunu yaparken, ilk seneden itibaren tüm basketbol severlerin keyifle takip edeceğine inandığımız bir tablo oluşturmayı ve Edirnelilerin övünebileceği, etrafında kenetlenebileceği mücadeleci ve rekabetçi bir takım yaratmayı hedefliyoruz. Bu takım Edirne’nin takımı ve basketbol Edirne’de devam edecek. Bu kulübün gerçek sahipleri olan Edirne halkının bugüne kadar göstermiş olduğu desteğin çok daha fazlasını bu genç, yenilikçi ve dinamik yapıya vereceğine eminiz. Son 4 yıldır Edirne’yi TBL’nin en zorlu deplasmanı haline getiren taraftarımızın takımımızı her yerde destekleyerek örnek olmaya devam edeceğine inanıyoruz” deniliyordu bu açıklamada.
Derya Yannier ayrıca takımla ilgili ilk haberleri www.edirnebasket.com aracılığıyla ilk Edirneli taraftarların duymasını istediğini belirtiyor ve bu durum Matt Walsh’ın transferinin açıklandığı 12 Ağustos tarihine kadar devam ediyor ve sonra Edirne ile irtibat bıçak gibi kesiliyordu.
Bir şeyler vardı ortada ama ne? Bunu Derya Yannier’e sorduğumuzda “Bizim tarafta bazı sorunlar var onları aşmaya çalışıyoruz” cevabını alıyorduk. Muallak olan bu cevap nihayet 28 Ağustos’ta netleşiyor ve www.edirnebasket.com’ da takımın artık Edirne ile ilişkisi kalmadığını “Edirne Basket Eskişehir Yolunda” başlıklı haberi ile şöyle veriyorduk “Birkaç gündür Edirne Basket’in Edirne’den gideceği yolundaki söylentileri araştırdığımızda konunun doğru olduğu bilgilerine ulaştık. Çok emin kaynaklardan aldığımız bilgiler, bir kaç hafta önce Derya Yannier ve arkadaşları ile yeni bir oluşuma giren Edirne Basket’in Eskişehir’e taşınacağı ve maçlarını orada oynayacağını gösteriyor. Konunun federasyon tarafından da onaylandığı ama tepki görmemesi için açıklanmadığı yolunda muhtelif iddialar var. Bu kararda, Eskişehir’de sponsor olanaklarının ve daha fazla seyirci kitlesinin olması belirleyici olmuş.”
Haberi daha sonra çeşitli kesimlere ve bizzat Derya Yannier’e de sorduktan sonra gerçek olduğunu anladık. Yani artık Edirne’nin Basketbol Birinci Ligi’nde bir takımı yok. Edirne Basket yetkililerinin tüm sözlerine karşın Eskişehir’e taşındı ya da kelimenin tam anlamıyla satıldı.
Son söz;  Derya Yannier ile yaptığımız bir telefon görüşmesinde sayın Yannier “Daha önce söylediğim opsiyonu kullanarak takımın tüm haklarını devraldık” dedi.
Şimdi 5 Ağustos – 28 Ağustos tarihleri arasında neler oldu da Derya Yannier’in üstüne basa basa defalarca söylediği şeyler gerçekleşmedi? Yani Edirne’de maçlarını oynayacak olan takım neden Eskişehir’e dümen kırdı? Adını Eskişehir Basket olarak değiştirdi, ya da değiştirmek istiyor? Derya Yannier ve arkadaşları neden fikir değiştirdiler? Ya da Derya Yannier bu değişimin neresinde oldu? 15 gün önce söylediklerinde ciddi miydi? Bütün olanlar bir mizansenin parçası mıydı? Yoksa bütün bu keyif kaçıran gelişmeler Derya Yannier’in isteği dışında mı gelişti?
Bütün bunlara bir sonraki yazımızda, bir aksilik çıkmazsa  yanıt aramaya çalışacağız.
Yanıt arayacağımız bir konu da şu olacak; Derya Yannier ile yaptığımız telefon görüşmesinde “Takımın Edirne’den gitmesine Edirne’den de sıcak bakıldı. Alın götürün dendi. Zaten seyirci sayısı da her geçen yıl azalmış, kombine satışları düşmüş. Taraftar desteği de zayıf dendi bize” dedi.
Kimdi bunları söyleyen? Böyle bir şey Edirne cephesinden söylenmiş olabilir miydi? Söylendiyse de bu söylenenlerin ne kadar gerçek payı vardı?  Tüm bunların da cevabını arayacak, doğruları bulmaya çalışacağız.
(Devam Edecek)
Alıntı: http://www.edirnebasket.com/

Bir “Satışın” Anatomisi

31 Ağustos 2014
Edirne Basket.Com yarın akşamdan itibaren Olin Edirne’nin nasıl önce Edirne Basket’e sonra da Eskişehir Basket SK’ya dönüştüğü üzerindeki sis perdesini aralıyor.
Bir “Satışın” Anatomisi isimli yazı dizisi ile merak edilenler su yüzüne çıkıyor, gerçekler sere serpe ortalığa dökülüyor.
4 yılda neler oldu, taraftarın şarkılarından nasıl oldu da “Kimse bize sahip çıkmıyor” noktasına gelindi?
“Olin Edirne basketbol derneği satılamaz dernekler kanununda böyle bir şey yok Derya Yanlıer takımı satın almadı bir yıllık yönetim sponsoru oldu”dan nasıl oldu da kulüp bir anda Eskişehir Basket oldu?
Nasıl oldu da “Çok değerli bir ekiple yola çıktık ve arkadaşlarımla beraber amacımız Edirne’de istikrarlı ve sürdürülebilir bir yapı yaratarak basketbolu ve spor kültürünü daha ileri noktalara taşımak” tan kulübü ve takımı Eskişehir’e taşımaya gelindi?
“Bu takım Edirne’nin takımı ve basketbol Edirne’de devam edecek. Bu kulübün gerçek sahipleri olan Edirne halkının bugüne kadar göstermiş olduğu desteğin çok daha fazlasını bu genç, yenilikçi ve dinamik yapıya vereceğine eminiz. Son 4 yıldır Edirne’yi TBL’nin en zorlu deplasmanı haline getiren taraftarımızın takımımızı her yerde destekleyerek örnek olmaya devam edeceğine inanıyoruz” açıklamalarından nasıl oldu da Edirne’de taraftar desteği az.  Kombine ve bilet satışlarında her yıl düşüş var. Bu yüzden Eskişehir’e gidiyoruz noktasına gelindi?
Derya Yannier’e “Edirne’de taraftar desteği az.  Kombine ve bilet satışlarında her yıl düşüş var. Alın takımı gidin” dendi mi? Dendiyse bunu kim dedi?
Kombine satışlarındaki düşüşün, maçlarda her geçen gün az bilet satılmasının nedenleri ne? Buna kimler sebep oldu? Cehennem ateşi yanan Mimar Sinan Arena nasıl “Kuzuların sessizliğine” büründü?
Edirne takımına gerçekten sahip çıkmadı mı? Yoksa takım Edirne ile paylaşılmayıp şehrin takımı mı olamadı? Bunun nedenleri neydi, baş sorumluları kimlerdi?
Ve konuyla ilgili daha birçok soru hepsi bu yazı dizisinin içinde.
http://www.edirnebasket.com/