30 Kasım 2014
Maçın
Analizi "Hem Oyun Hem Tribün"
Levent Takan
Bugün Mimar Sinan Spor Salonu’nda güzel bir maç
seyrettik. Edirne Belediyesi Edirnespor son lig ve Eurolig şampiyonu Galatasaray
Odeabank’ı ağırladı. Seyir zevki yüksek, erkek basketbolunu aratmayacak bir maç
izledik 1500 kişiyle birlikte. Bu sayı kadın basketbolunun pek alışık olmadığı
bir düzeydir. 3 büyüklerin kendi aralarında oynadıkları maçların dışında kadın
basketbolunda tribünler bu denli dolmaz. 100 kişiyi bile tribünlerde
gördüklerinde kadın basketbol takımları sevinir. Edirne bugün bir kez daha bir
basketbol şehri olduğunu göstermiştir.
Edirne Belediyesi Edirnespor ligin yeni ekibi
olmasına, rotasyonda zayıf bulunmasına rağmen kadrosu bir çok yıldızı
barındıran Galatasaray Odeabank karşısında sırıtmadı. Rakibine öyle maç boyu
bir üstünlük imkânı vermedi. Zaten maçın ilk ve son periyotlarında önde olan
taraf Galatasaray olurken Edirnespor iki ve üçüncü periyotlarda üstün olan
taraf Edirne temsilcisi idi. Ribauntlarda az da olsa üstün olan (38/33) taraf
Edirnespor’du. Ama asistlerde üstünlük misafir takımın oldu. Savunmada
Edirnespor’un başarılı olduğunu gördük. Galatasaray’ı 65 sayıda tuttu. Şayet
takımın uzunu daha henüz son periyotun başında 5 faulle oyun dışı kalmasa bu 60
sayının altında kalabilirdi. Buna rağmen uzun oyuncusundan noksan olarak
oynadığı 7 dakika boyunca Galatasaray’a sadece
10 sayı imkanı verdi. 5 sayı da buldu.
Maçın her iki takım açısından da savunma
ağırlıklı geçtiğini gördük. Edirne belediyesi Edirnespor savunmada nasıl
başarılı olduysa Galatasaray’da aynı derecede başarılı savunma yaptı ve
rakibini 49 sayıda tuttu. Coleman ve Harding’i iyi analiz eden Galatasaray
zaman zaman bu oyuncuları kilitledi. İçeriye penetre etmede zorlanan Edirnespor
dış atışlara yönelmek zorunda kaldı. Özge ve Coleman ile bunları denedi.
Savunmada başarılı olduğunu gördük dedik ama 65 sayı yenildi nasıl başarı bu
diyenler olabilir. Ama unutulmasın bu maça kadar Galatasaray maç başı 75 sayı
ortalaması ile oynamış. Ayrıca son 7 dakikayı pivotsuz oynamasına rağmen
Galatasaray gibi pota altında oldukça güçlü olan bir Galatasaray’ı 65 sayıda
tutabilmiş. Luca erken 5 faulle oyun dışına çıkmasaydı Galatasaray 60 sayı ya
da altında kalabilirdi. Ama bu savunma başarısını hücuma taşıyamadı. Bunda
Galatasaray’ın iyi savunması kadar gördük ki, Ayşe Cora’nın anlamsız tek başına
oynama arzusu da yatıyor. Ayşe, belki de eski takımına karşı kendini göstermek
adına anlamsız işlere imza atmaya çalıştı. Sadece 2 sayıda kalması da bunun bir
ispatı. Cora pas vermesi gereken yerlerde, paylaşımcı olması gereken durumlarda
oldukça fazla bencil bir oyun anlayışını benimseyince hem hücum
organizasyonlarını başaramadı, hem de bunların sonunda gelişen Galatasaray
hücumlarında potasında sayılar gördü. Cora bu maçın kasetini mutlaka izlemeli.
Bir de yerli oyuncuları katkısının yeteri kadar
olmadığını gördük. 4 yerli oyuncunun toplam 14 sayıda kalması size maç
kazandıramaz. Yabancıların verdiği performans yeterli görülebilir, 35 sayı
yapmışlar. Şayet yerli oyunculardan daha fazla bir katkı gelmesi mümkün olsaydı
maç başa baş sonuçlanacaktı. Beşiktaş maçında bunu gördük. Bir hafta önce yerli oyuncuların toplam 43 sayı katkı vermesi ile Edirnespor rakibi karşısında
oyunda kalmıştı.
Bu maçta özlediğimiz Coleman’ı tekrar gördük.
Beşiktaş maçında varlığı ile yokluğu belli olmayan Marissa Coleman bu maçta
oldukça istekli ve savaşkandı. Harding gerçekten büyük bir nimet Edirnespor
için. Herşeyi yapıyor, her türlü sorumluluğu alıyor. Luca bu maçta Beşiktaş
maçına oranla oldukça iyiydi. Ama tek kalıyor ve yoruluyor. Bu maçta da açıkça
görüldü ki, Luca’nın yanına mutlaka birisi gerekiyor. Evet, para yok, para
bulmakta çok zor, ama bu pozisyona mutlaka takviye gerekiyor.
Gelelim tribünlere. Evet, muhteşem bir tablo
vardı tribünlerde. Ama bu görüntüyü bozan Galatasaray taraftarları ve Edirne
Belediyesi Edirnespor’un futbol orjinli taraftarları oldu. Galatasaray
taraftarlarının her türlü provokasyona açık tavırları maçta gerginliğe neden
oldu. Özellikle Tekirdağ’dan gelen Ultraslan grubunun Edirnespor GK futbol
takımı ile arası oldukça bozuk Tekirdağspor futbol takımının renklerini
barındıran Tekirdağspor atkılar takıp bunları karşı tribüne sallamaları tek
kelimeyle provokatörlüktü. Futbol
orjinli Edirne taraftarları da maalesef bu oyunlara geldiler ve Edirne’yi
seviyoruz, savunuyoruz derken az daha Edirne’nin basketbol takımına zarar
veriyorlardı. Edilen küfürler ne basketbola yakıştı, ne Edirne sevdasına.
Basketbol futboldan çok farklı bir spor. Daha
küçük ve kapalı bir mekanda oynanıyor. Çoluk çocuk, kadın, yaşlı seyirci
profili futbola göre çok farklı. Futbol taraftarı maç boyunca baığırarak
takımlarına destek olurken bu basketbolda pek işe yaramıyor. Basketbolda yeri
geldiğinde büyük sessizlik, yeri geldiğinde cehenneme çeviren bir tezahürat
gerektiriyor. Bütün bunları nerede nasıl ve ne zaman yapacağınız çok önemli.
Maç boyu bağırmak bazen kendi oyuncunuzun performansını dahi düşürebiliyor.
Ayrıca çoluk, çocuk, kadın birlikte maç izlenen
bir ortamda küfür 2 kere 3 kere ağır ve uygunsuz kaçıyor.
Sanıyoruz bugün yaşananlardan sonra Edirne
Belediyesi Edirnespor yönetimi konuyla ilgili bazı önlemler almayı
düşünecektir.
Son söz; İyi bir takımımız var. Ama takviye
şart. Bunun için de para gerekli. Bu parayı bulamazsak işimiz giderek
zorlaşabilir. Bir an önce şehrin dinamikleri üzerlerine düşeni yapmak
zorundalar.
Alıntı: http://www.edirnebasket.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder