Levent Takan
Bir zamanlar
Türkiye Basketbol Birinci Ligi takımları arasında yer alan ama sonra haklarını
satarak/devrederek tarihin tozlu rafları arasında kendine yer açan Olin Edirne
basketbol takımının maçlarından tanıdı onu Türkiye basketbol kamuoyu.
Gazetelere, televizyon haberlerine konu oldu. Basketbol aşkı, sevgisi tüm
Türkiye’ye örnek gösterildi. Basketbolsever ona Olin Babaanne dediler. O bu sıfatıyla
hem Olin Edirne basketbol takımının hem de Olin markasının gülen bir yüzü oldu
adeta. Hemen hemen her maçına gitti her hangi bir rahatsızlığı yoksa eğer. O
yaşında yüzlerce kilometre uzaktaki deplasmanlara kâh uçakla kâh karayoluyla
gitti. Gittiği her deplasmanda, her deplasman salonunda gerek ev sahibi takım
yöneticileri gerekse salon görevlileri, gerekse emniyet güçlerince baş tacı
yapıldı. Ama Edirne’de Mimar Sinan’a girerken tepeden tırnağa aradılar onu. Bir
kulüp yetkilisi, bir Olin fabrika sorumlusu “Hem kulübümüzün hem de markamızın
gülen yüzü oldun, sana teşekkür ederiz” deme tenezzülünde bulunmadılar. Ama o
bunları dert bile etmedi. Bütün maçları izlemeye çalıştı. Ta ki geçtiğimiz
sezon başında rahatsızlanana kadar. Çok önemli bir rahatsızlık geçirdi. Çok
büyük bir ameliyatı kazasız belasız atlattı. Ama ne kulüpten ne de kulübe
ismini veren fabrikadan bir Allah’ın kulu arayıp ta geçmiş olsun deme
nezaketinde, daha doğrusu insanlığında bulunamadılar.
O hiç birini
dert etmedi. Yurt dışında geçirdiği 9 aylık zorlu bir dönemim ardından dün
tekrar Edirne’ye döndü ve bugün ayağının tozuyla Galatasaray-Beşiktaş, Edirne
Belediyesi Edirnespor-Orduspor maçlarında tribündeki yerini aldı. O basketbolu
ve tribün arkadaşlarını, basketbol ve tribün arkadaşları da onu özlemişlerdi.
O artık Olin
Babaanne değil. O artık Basketbol Babaanne. Edirne’nin
basketbolda gülen yüzü. Bembeyaz saçlarıyla kadın basketbolunun babaannesi
artık o.
Hoş geldin
Babaanne, seni özlemiştik!
Alıntı: http://www.edirnebasket.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder