28 Mart 2012 Çarşamba

“Bulgaristan Türk’ü özgüvenini sağlamlaştırmalı, kendine güvenmelidir”


Bulgaristan Tarım Bakanı Miroslav Naydenov
"Bulgaristan Türk’ü 
özgüven sahibi olmalı, 
kendine güvenmeli"
Tarım Bakanı Miroslav Naydenov, Bulgaristan Milli Radyosu Türkçe Yayınlar Bölümü’nün “Yollar köyden de geçer” programına özel konuştu. Sevda Dükkancı’nın sorularını yanıtlayan Naydenov “Bulgaristan Türk’ü özgüvenini sağlamlaştırmalı, kendine güvenmelidir” mesajını da iletti.
Soru:
Sayın Miroslav Naydenov. Bulgaristan Radyosu Türkçe Yayınların özel bir programı var “Yollar köyden de geçer”. Bulgaristan’ın, politikanın yolu köyden geçer mi sizce?
Cevap:
Coğrafik olarak yollar her zaman köylerden geçer, ancak politikacıların da sadece seçimler öncesi değil, diğer zamanlarda da oradan geçmesi iyi olur. Şahsen ben sık, sık, her fırsatta köylerden geçiyorum. Geçenlerde Biser köyüne gittim, oradaki yardımların selzedelere nasıl verildiğini kontrol ettim. Sonra da tütün üreticilerinin primlerini teftiş etmek üzere köyleri gezdim. Geçen Cuma’dan itibaren tütün primleri verilmeye başlandı ve şahsen bununla ilgileniyorum.
Soru:
Çiftçi ve hayvancıların sübvansiyon ve prim sorunu hep gündemde olan bir sorun. Küçük çaplı çiftçilerin onlardan tam yararlanamadığı ve kaynakların onlara gitmediği söyleniyor. Bu problem bir düzene girmeyecek mi?
Cevap:
“Bilmiyorum neden herkes öyle düşünüyor. Bakın, siz de soruyu yöneltirken “problem” dediniz. Oysa sübvansiyonlarla ilgili problem diye bir şey yok. Bu primler gittikçe artıyor ve yıllar önce gitmedikleri kişi ve üreticilerin cebine artık giriyor bu ek yardımlar. Şimdi arazi dönüm başına, tütüncüler, tarım çalışanları sübvansiyonları alıyor, hatta bu yardım kaynakları artık küçük çaplı çalışanlara gidiyor. Yıllar önce, AB üyeliğimizden önce, başta SAPARD programındaki usulsüzlükler de olmak üzere, bizim kulağımıza küpe oldu. İnsanlar, katılım öncesi SAPARD programından kaynakların köye aktarılacağını umuyordu, oysa o paralar lüks oteller kurmak için, birilerinin cebini doldurmak için kullanıldı ve halk bir hayal kırıklığı yaşadı. Güveni geri kazanmak için yılların geçmesi gerekiyordu. Bizim hükümetimiz köylümüze direk yardımlar ve primlerle giriyor ve yolsuzluklara göz yummuyor.”
Soru:
Bizim dinleyicilerimizden birçoğu, başta Güney Bulgaristan bölgesinden insanlar hala tütüncülükle uğraşıyor. Siz, Tarım bakanı olarak, tütüncülük alanında 2012’nin nasıl bir yıl olacağını tahmin ediyorsunuz?
Cevap:
“Biz ilk olarak yasada değişiklik yaptık ve tütünün sadece birtakım imtiyazlardan yararlanan firmalar dışında, başka firmalar tarafından da satın alınmasını sağladık. Bunun sonucunda tütün fiyatı geçen seneye kıyasla iki, iki buçuk kat yüksek. Böyle bir şey şimdiye kadar görülmedi. Gotse Delçev ve bölgeyi gezerken, insanlar bana soruyor: Sayın bakan, bizde tütün 3 levayken, buraya birkaç kilometre uzaklıkta olan Yunanistan’da neden kilosu 3 avro”. Bana göre, bizden öncekiler 20 civarında firmayla anlaşmış, aralarında belki de kartel uygulamasına da geçilmiş, kimse olayı araştırmamış ve bu duruma gelinmiş. Biz yasayı değiştirdik, bu da alıcı şirket piyasasına liberalleşmeyi sağladı ve rekabet oluştu. Bunun sonucunda tütün alım fiyatı da iki kat arttı. Tütüncüler de sanırım bundan çok memnun. Geçenlerde Kırcali’de ve Gotse Delçev köylerinde tütüncülerle konuştum, bu yıl gibi başka bir yıl olmadığını ve gayet memnun olduklarını anlattılar bana. Ayrıca hayvancılıkla uğraşan tütüncülere de ek primler sağlıyoruz. Bu yeni bir uygulama. Mesela koyun bakan bir tütüncüye, koyunları için de sübvansiyon sağlıyoruz, onun alternatif olarak hayvancılıkla uğraşması için teşvik ediyoruz”.
Bakan Naydenov, ayrıca Kırsal kesimleri Kalkındırma programı dâhilinde köylerin su ve kanalizasyon, altyapı gibi alanlarının gelişmesi için çok çaba sarf ettiklerini anlattı. Ayrıca o programlara hep yerli halktan işsiz olan insanların çalıştırıldığını, az da olsa istihdama katkıları olduğunu belirtti. “Büyük kriz en çok bu köylerden erkekleri etkiledi. İnşaat sektörünün batmasıyla beraber, Sofya ve yurtdışında inşaatlarda çalışan adamlar köylerine geri döndü. Biz de şimdi onlara el uzatmaya çalışıyoruz. Biz onlara bir uğraş sağlamazsak, onların hiçbir geçim kaynağı kalmayacak” diyor Bakan Naydenov.
Merak ediyoruz, Türklerin yoğun olduğu köylere gidince, insanlar Bakan Naydenov’u kendi bakanı, onlardan biri olarak görüyor mu acaba?
Cevap:
“Evet, gerçeği söyleyeceğim. Çok samimiyim. O köylere gidince, yüzde yüz Bulgar köylerinden daha fazla saygı ve sevgiyle karşılanıyorum. Bu beni çok şaşırtıyor, çünkü ben DPS- Hak ve Özgürlükler Hareketi Bakanı değilim, buna rağmen insanlar bana güveniyor, korku ve endişeleri artık silindi ve GERB partisinin onlara neredeyse savaş açacağı şeklindeki tehditlerin yersiz olduğunu anladılar. Benim doğduğum köy, Vratsa, Okolçitsa Tepesi eteklerinde Çelopets köyü, kendi köyüme bile gidince, böyle bir itibar görmüyorum. Oysa mesela Venets’e gidiyorum, Kırcali köylerine gidiyorum ve köylüler gelişime seviniyor “Evet, bizi düşünen bir bakanımız var” diyorlar.”
Soru:
 Bizim dinleyicimiz- Dulovo, Kırcali, Şumen, Razgrad vs.. köylerinden. Tarım Bakanı olarak özel mesajınız ne olurdu?
Cevap:
“Özgüvenleri olsun. Kendilerine inansınlar. Bu yerlerin yabancısı olarak da, yıllarca o köylere gittiğimde hep dikkatimi çekmiştir- bu insanların özgüveni yok. Bir zamanlar totaliter rejimde, isim değiştirme kampanyasıyla bu insanların özgüveni sıfırlandı, sonra demokrasinin sancısını en çok onlar yaşadı, onlar hep Tanrı’nın ve politikacıların unuttuğu en yoksul bölgelerde yaşadı,... Bu insanlar özgüvene sahip olmalıdır... Olağanüstü çalışkan ve dürüst insanlar olduklarını bilmenin güvenini kazanmalıdırlar. Bilsinler ki, bu kez devlet onları unutmadı. Devletin kaynak ve iradesi ve dillere destan olmuş çalışkanlığı ve dürüstlüğüyle Bulgaristan Türkleri yaşadıkları bölgeleri kendileri ve çocukları için bir cennete çevirebilirler”.
Kaynak http://www.kircaalihaber.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder