21 Mart 2012 Çarşamba

Nevruz; Türk insanını birbirine kenetleyen, bağlayan bir kutlamadır.


Nevruz

Nevruz, İranlılar, Türkler, Kürtler, Azeriler, Afganlar, Arnavutlar, Gürcüler, Türkmenler, Tacikistanlılar, Özbekler, Kırgızlar tarafından kutlanan geleneksel yeni yıl ya da başka bir değişle doğanın uyanışı ve bahar bayramıdır
Newruz'un simgesi yasemen çiçeği
Nevruz, Farsça bir kelime olup “Yeni gün” anlamına gelmektedir (Nev, yeni ve Rûz, Gün anlamında). Yeni gün baharın geliş günüdür aynı zamanda
Türklerde takvim başlangıcı olan yıl başıdır. Çeşitli kültür çevrelerinde, farklı etnik gruplarda farklı bir muhtevaya ve anlama sahip olmuştur. Kültürler arasındaki iletişim sonucunda çeşitli kültürlere girmiş ve benimsenmiştir. Eldeki tarihi kaynaklardan hareketle en eski Türk adetlerinden, bayramlarından biri olduğu kesinleşmiştir. Yeni yılın başlangıcı, yenilik, coşku, canlanma gibi nitelikler hiç değişmeden günümüze kadar yaşadığı uçsuz bucaksız coğrafyalarda görülmektedir.
Ayrıca Nevruz'un Türk musikisinin en eski mürekkep makamlarından biri olarak da kültürümüzde yedi yüzyıldan fazla bir maziye sahip olduğunu da biliyoruz. Bu makam ilk defa Urmiyeli Safıyûddîn Abdulmü'mîn Urmevî (1224-1294) tarafından kullanılmıştır. Bu şekilde elimizde yirminin üzerinde makam bulunmaktadır.
Nevruz geleneği ne Sünnilikle, ne Alevilik, ne Bektaşılıkle doğrudan doğuş bağlantısı olmayan, İslâmiyetten çok öncelere giden bir gelenektir. Yani bir dinin veya mezhebin bayramı değildir. Bu yüzden de herhangi bir şekilde bir mezhep adına, bir din adına, bir etnik menşe adına bağlı gösterilmesi, istismar edilmesi bir ayrılık unsuru olarak takdim edilmeye çalışılması yanlıştır. Tarihin ve kültürün bütün gerçeklerine aykırıdır.

 

Osmanlı Sarayı’nda Nevroz

Osmanlı Sarayı’nda da büyük şölenlerle Nevruz Bayramı kutlanırdı. Nevruz günü Hekimbaşı özel macun kaynatır. Başta padişah olmak üzere yakınlarına ve devlet recaline ikram ederdi. 1826 yılında Yeniçeri Ocağı kaldırılmasından sonra II. Mahmut, Nevruz Bayramını ve Bektaşiliği yasaklamıştır.

 

Bektaşilerde Nevruz Erkânı

Nevruz bayramı erkânı sabahtan başlar. Gün ağarırken taze su ile yıkanılır. Boy abdesti alınır. Toplu olarak sabah yemeği yenecekse, önce Dede bir dua okur ve herkese süt ikram edilir ve kahvaltı yapılır. Daha sonra dargınlar barıştırılır. Hasta ve yoksullar ziyaret edilir, gönülleri alınır. Yeni ölmüşlerin evlerine taziyeye gidilir. Türbe ve mezarlıklar ziyaret edilir. Nevruz şenliklerinin yapılacağı ev ve kır yerleri önceden saptandığı için, bu yerlerde tüm hazırlıklar tamamlanır. Yaşlılar için ayrı bir mekânda, gençler için ayrı bir alanda muhabbet sofraları kurulur. Gençler kırlarda şenlikler yaparlar, halaylar çekerler, ateş üstünden atlayarak dilekler tutarlar. Genç kızlar ve oğlanlar karşılıklı mani söylerler...
Nevruz Bayramı akşamı “Meydan” açılır. Taliplere “Nasip” verilir. Cem evinde canlar, sofular, bacılar toplandıktan sonra, getirilen “lokmalar” için Dede şu tercemanı okur;
“Bismi Şah, Allah Allah!
Lokmalar kabul ola.
İsteginiz, dileginiz Hak-ı Muhammed-Ali vere,
Durduğunuz Dar-ı divandan hayır-ihsan göresiniz!
Makbu-u Şah, Kabul-i dergah ola!
Gerçeğin demine Hü!”
Tüm canlar hazır olduktan sonra, saat 20.00 civarında Nevruz Erkânının icrasına başlanır. Dede ayağa kalkarak, “Edep - erkân mümine nişan” der Ayakta bulunan cemaatte sofular ön saflarda, bacılar da arka saflarda olmak üzere halka şeklinde, dairesel diz üstü gelirler ve saf tutarlar. Ve dede bir dua okuyarak Tevhid i başlatır. Dede sıra ile şu duaları okur:
1. Ali Nad-ı duası.
2. Hüseyin makamında Oniki İmamların adlarını bütün önadları ve takılarıyla birlikte sayar.
3. Alevi/kızılbaş/Bektaşi ulularının adının geçtiği bir gülbank okur ve Tevhid’i yürütülmesine geçilir. Cuma akşam Ceminde olduğu gibi halka namazına başlar.
Bundan sonra Zakirler bir Düvazimam, iki Deyiş okurlar. Ve Dede bir Tevhid yürütür. Bu esnada bütün canlar hep bir ağızdan;
“La İllahe İllallah
İllallah Şahım İllalah
Ali Mürşid güzel Şah
Eyvallah Şah eyvallah
Hakk la ilahe illalah.” Diyerek, başları hafif sağa-sola salınarak zikrederler.
Tevhid, Ayni-Cem bittikten sonra Dede: “Edep erkan getire herkes yerine otura “ der. Ve canlar normal oturuşa geçerler. Ferraş Meydana gelerek , üç kez sembolik süpürge vurur. Dede:
“Hayır, hizmetin kabul, yüzün ak ola.
Ellerin dert gönüllerin keder görmeye
İstediğinü Hakk-Muhamed- Ali vere
Seyyid Ferraş’ın himmeti üzerinde hazır ve nazır ola
Gerçege Hu! der ve daha sonra hizmet sahipleri öbek-öbek sofralar kurar, Dede’in başlama duasından sonra hep birlikte lokmalar yenir. Nevruz helvası yenir. Gelmeyen hastaların evlerine lokmalar gönderilir. Yemekler yendikten sonra Dede, yemek bitim duasını okur. Oniki Hizmet sahipleri toplu olarak Dedede dua aldıktan sonra; Canlar niyaz edip hellik alırlar. Ve Cem dağılmadan önce Dede şu Gülbangı okur:
“Bismi Şah Allah Allah!
Nevruz bayramınız kutlu ola
Yeni yılınız hayırlı uğurlu ola!
Şah-ı Velayet İmam Ali Efendimizin doğum günü mübarek ola.
Dilde dileklerimizi, gönülde muratlarımızı vere.
Hastalara şifa, dertlilere deva, borşlulara ede ihsan eyleye...
Dil bizden, nefes Pirimiz Hünkârımız Hacı Bektaş-ı Veli’den ola.
Gerçeğe Hü
Cemaat de sağ ellerini kalplerinin üstüne koyarak, hep bir ağızdan “Hüü!” derler ve Bayram son bulur.
Asyanın Ortak Sevinç Nidası Nevruz
Dostluk ve sevgi günleri diye anılır bayramlar, kırgınlıkların unutulduğu, küskünlüklerin bir yana bırakıldığı günler, Onun için bayram günlerinde ne olursa olsun belli bir iyimserliğin yayılmasına çalışılır. Tatlı yiyip tatlı konuşma, anlayışlı olmaya çalışmak, bizim birbirimizden güzel bayramlarımıza has bir üsluptur, işte tüm bu iyimserliğin sergilendiği kardeşliğin, paylaşmanın ön plana çıkarıldığı bu güzel bayramlarımızdan biriside nevruzdur.
İçinde bulunduğumuz Mart ayı, bahar mevsiminin başlangıcı gibi güncel konular hemen aklımıza Nevruzu getirir,
Nevruz; Türk insanını birbirine kenetleyen, bağlayan, Ergenekon'dan demir dağları eriterek dirilen atalarının ruhlarıyla yanan bir ateştir. Bu ateş, hiç sönmeden binlerce yıl yandı ve gelecekte de kıvılcımlarından binlerce gönlü tutuşturarak "ortak kültür ocağı"nda binlerce ruhu ısıtacaktır. Avrasya’nın, Türk âleminin Nevruz toyu kutlu olsun, Nevruz gülleri geleceğe umutlar taşısın.

Kaynaklar

  • http://www.turkcebilgi.com/ansiklopedi/nevruz

  • http://tr.wikipedia.org/wiki/Nevruz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder