23 Şubat 2012 Perşembe

Bulgaristan ve Yunanistan Haberleri


Avrupa Konseyi 
Bulgaristan'ı uyardı


Avrupa Konseyi, baskı ve asimilasyon süreciyle birlikte zorla göçe zorlanan Türk azınlığın hak edilmiş sosyal güvenlik haklarının iadesi konusunda Bulgaristan yönetimini uyardı.Avrupa Konseyi İnsan Hakları Temsilcisi Thomas Hammarberg, Bulgaristan'daki azınlığın sorunlarıyla ilgili kaleme aldığı son raporda, Bulgaristan'dan geçmişte zorla göçe zorlanan Türk azınlığın sosyal ve güvenlik haklarına önemle dikkati çekti.
Bulgaristan parlamentosunun 11 Ocak 2012 tarihinde aldığı kararla, Türklere yönelik zorla asimilasyon sürecini kınamasının memnunlukla karşılandığı ifade edilen raporda, bu uygulamalardan mağdur olanların haklarının tesis edilmesi istendi.
Raporda özellikle Türkiye'ye göçe zorlanmış kişilerin emeklilik, prim ve ikramiye gibi sosyal haklarının tesis edilmesi istendi.
Kaynak 22 Şubat 2012 http://www.kircaalihaber.com/

 
Türkiye ile Yunanistan 
Arasındaki Gelişmişlik Farkı
Azınlıklara Yapılan Muamele


Türkiye’de Rum Patriği yeni anayasa için öneri sunmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisinde ağırlanırken, Yunanistan’da Batı Trakya Türklerinin seçmiş olduğu müftüler ve milli kimlikleri tanınmamaya devam ediliyor.
Fener Rum Patriği Bartholomeos, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Anayasa Uzlaşma Alt Komisyonu’nda yeni anayasadan beklentilerini anlattı. “Bu ülkenin parçasıyız” diyen Patrik, Lozan Antlaşması’nın keyfi ve yanlış yorumlanmasından kaynaklanan sorunlarla karşı karşıya kaldıklarını söyleyerek, “Türk vatandaşları olarak haklarımızdan fazla bir şey istemiyoruz” dedi.
TBMM Uzlaşma Komisyonu 20 Şubat’ta azınlık temsilcilerini dinledi. Fener Rum Patriği Bartholomeos başkanlığında, rahip İlias Billis, işadamı ve Vakıflar Meclisi Üyesi Lakis Vingas ile Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Emre Öktem’den oluşan heyet komisyona, görüş ve önerilerini içeren 18 sayfalık bir metin üzerinden sunum yaptı.
Yaklaşık 1 saat süren görüşmede ilk sözü Patrik Bartholomeos aldı. Gökçeada doğumlu olduğunu, 2 yıl Tuzla’da yedek subaylık yaptığını vurgulayarak konuşmasına başlayan Patrik, “Bizler bu toplumun bir parçasıyız. Vatandaş olarak görevlerimizi hep yaptık, yapıyoruz. Ancak vatandaşlık haklarından yararlanamıyoruz. 2. sınıf vatandaş muamelesi gördük” dedi. Her türlü işlemleri için Dışişleri Bakanlığı ile muhatap olmak zorunda kaldıklarını anlatan Patrik, “Biz yabancı değiliz ki. Sıradan bir vatandaş kimle muhatap oluyorsa, biz de onlarla muhatap olmak istiyoruz” diye konuştu. Kullanılan “yabancı vakıflar” tabirini de yadırgadıklarını söyleyen Patrik, “Biz 1600-1700 yıldır buradayız. Görüldüğü gibi Anayasa’nın eşitlik ilkesi teoride kalıyor” ifadesini kullandı.
‘Haksız icraat’
Yaşadıkları pek çok sorunun temelinde Lozan Antlaşması’nın yanlış ve keyfi yorumlanmasının yattığını kaydeden Patrik, “Örneğin Lozan antlaşması ‘kendi paralarıyla okul açabilirler’ diyor, ancak 1844’te kurulan Ruhban Okulu 1971’de kapatıldı. Haksız bir icraattır” dedi.
“Çıkartılan kanunlar olumlu ama uygulamada sorun var” diyen Patrik, “Uygulamada hep ayrımcılığa maruz kalıyoruz. Bu kapsamda Başbakanlığın Mayıs 2010 tarihli eşit muamele yapılmasına yönelik genelgesini önemsiyorum. Ancak aslında bu genelge bile ayrımcılık yapıldığının itirafıdır” diye konuştu. Bartholomeos, azınlık vakıflarının federasyon halinde örgütlenmesini arzu ettiklerini ancak buna yönelik engelleyici bir tavırla karşı karşıya olduklarını söyledi. Patrik, faal olmayan okul binalarını başka amaçlarla kullanmak istediklerini ancak bu konuda da sıkıntı yaşadıklarını bildirdi.
Yeni anayasa için öneriler
Bartholomeos ve beraberindeki heyetin komisyona sunduğu 18 sayfalık öneriler metinde, yeni anayasada yer almasını istedikleri vatandaşlık tanımı şöyle ifade edildi: Lozan Antlaşması’na atıf yapılması önerilen metinde, azınlıkların da kamu hizmetlerine girme ve askerlik dahil her kademedeki devlet görevlerinde bulunabilmelerine imkan tanıyacak şekilde Anayasa’nın “kamu hizmetlerine girme hakkı” başlıklı maddesine “Devlet bu eşitliğin hayata geçirilmesinde hiçbir vatandaşın din, dil ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, mezhep ve benzeri sebeplerden ötürü kamu hizmetlerine girmede ayrımcılığa maruz kalmaması için gereken özel koruma önlemlerini almakla yükümlüdür” hükmünün eklenmesi istendi. Azınlıklara tüzel kişilik tanınması, azınlık cemaatlerinin kendi din adamlarını yetiştirebilmelerine olanak tanınması, bu çerçevede Lozan Antlaşması’nın 40. maddesinin uygulanması talepleri de yer aldı.
Komisyon önceki gün Mor Gabriel Manastırı’nın Vakıf Başkanı Kuryakos Ergün başkanlığındaki heyeti de ağırladı. Lozan’a göre azınlık sayılmayan Süryaniler, Meclis’ten “azınlık” statüsü istedi.
‘Yeni bir Türkiye doğuyor’
Bartholomeos, toplantı sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada, “Cumhuriyet döneminde ilk defa azınlıklara böyle resmi bir davet oluyor” açıklamasında bulundu. Bartholomeos, “Biz 2. sınıf vatandaş olmak istemiyoruz. Maalesef bugüne kadar azınlıklara karşı haksızlıklar oldu, haksızlıklara maruz kaldık. Bütün bunlar yavaş yavaş düzeltiliyor, değiştiriliyor, yeni bir Türkiye doğuyor. Umutlarımızı hiçbir zaman yitirmedik” diye konuştu.
Batı Trakya Türk Azınlığı’nın durumu ne olacak?
Günümüz Türkiyesi’nde özellikle insan hakları alanında meydana gelen gelişmelere bakıldığında, Avrupa ve hatta dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile olmayan hakların tanındığına şahit olunmaktadır.
Yunanistan’ın özellikle ekonomik kriz dolayısıyla içinde bulunduğu siyasî bunalım, son dönemde Türkiye ile geliştirilen ilişkilerin arzu edilen normalleşme düzeyine gelmesini de engellediği dikkat çekmektedir.
Bazı çevreler, Yunanistan’ın ekonomik krizi bahane ederek ikili ve özellikle Azınlık Sorunları konusunda çözüm çalışmalarını unutturmaya veya ertelemeye yönelik siyasî manevraları tercih ettiğini belirtiyorlar.
Yunanistan hakkındaki bu iddiaların dayanağı veya doğruluk testi olarak ise ülkedeki yabancı düşmanlığı ve yönetimin bir camiye dahi onay verememesi gösterilmektedir.
Yeni Müftülük yasası ne oldu?
Yaklaşık iki yıldan beri ikili ilişkilerin normalleşmesi için başlatılan süreçle oluşan olumlu diplomatik hava ile Türkiye Lozan ile belirlenmiş gayrimüslim azınlıklarına yönelik büyük açılımlar gerçekleştirdi. Bu çerçevede Rum Azınlığına ait vakıflar iade edilmeye ve Patrikhane’nin talepleri karşılanmaya başlandı.
Gidişata göre yakın dönemde Türkiye’de Azınlıklar’ın bütün istekleri karşılanmış olacağı ve ülkenin adeta bir azınlıklar cenneti haline geleceği ifade ediliyor.
Kaynak Cengiz Ömer 22 Şubat 2012 http://www.milletgazetesi.gr/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder