5 Ağustos 2012 Pazar

Edirne'ye Komşusu kent Yunanistan'ın Gümülcine ve Dedeağaç

Yunanistan Gezi Notları 5
 Komşu Kapı
Yunanistanın
Gümülcine ve Dedeağaç
Bugün sizlere Edirne kentimize sınırı olan Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesinin şirin kentlerinden Gümülcine (Komotini0/ Yunanca: Κομοτηνή) ve Dedeağaç (Alexandroupolis/ Yunanca:  Αλεξανδρούπολη) şehirlerine yapmış olduğum gezi edindiğim bilgileri paylaşacağım.
Dedeağaç'ta Anfi Tiyatro

Gitmiş olduğumuz şehirler hakkında genel bilgiler
İlk olarak gitmiş olduğum Gümülcine (Komotinio) Yunanistan'ın Trakya bölgesinde (Batı Trakya),  Rodopi (Rodop)  ilinin (nomos) merkezi ve önemli miktarda bir Türk nüfusun yaşadığı bir şehirdir. Şehrin 2001 toplam nüfusu 43362'dir. Yüzölçümü: 288,5 km2dir. Gümülcine isminin bulunduğu bölgeye 27 km uzaklıkta ki dağlarda bulanan şap madeni bölgesine ilk yerleşen insanlardan olan kömürcü nine'den geldiği sanılmaktadır. Gümülcine 1361 yılında Osmanlı topraklarına katılmış, nüfusu güçlendirmek için özellikle Konya yöresinden, Karaman’dan Türkmenler bu bölgeye yerleştirilmiş. 1913 yılında Bükreş Antlaşması ile Bulgaristan'a bırakılmış, 1920 yılında imzalanan San Remo Antlaşması sonucunda ise tüm Batı Trakya ile birlikte Yunanistan'a dâhil edilmiştir. 1920 yılı itibariyle nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan Türkler, bugün Gümülcine nüfusunun yaklaşık yüzde 40'ını oluşturmaktadır.
Gümülcine Türk Gençler Birliği Spor Kulübünün Tabelası

Gümülcine de faaliyet gösteren ve kapısındaki tabelasını kaldırılmış ve iç giriş bölümüne konmuş olduğu gördüm ve bahçede çayımızı Türk dostlarımla içerken Yunanistan’da ki Türklerin sorunlarını anlattılar. Konuşmalar esnasında şu öğrendim. Bugüne kadar görsel ve yazılı basından öğrendiklerimin tam tersini işittim. Bizlerin burada yaşayan soydaşlarımıza mutla sahip çıkıp onların sorunlarına ortak olmalıyız. Onların haklarının kazanılmasında da bizler onlara yardımcı olalım.
Gümülcine'de Türklerin Oturduğu Mahalle'nin Sokakları

Gümülcine’nin Türklerin çoğunlukta olduğu mahalleleri gezerken evlerin tek kat üzerine avlulu, kaloriferli, bembeyaz badanalıydı. Türklere birden fazla kat yapmaları ve onarım yapmalarının yasak olduğunu öğrendim. Okullarda çocuklar hem Türkçe hem Yunanca öğrendiklerini, mahalle bakkallarında genelde Türk malları satıldığı ve evlerdeki TV çanakları Türkiye’ye doğru çevrilmesi beni çok memnun etti.
Gümülcine’ye gidildiğinde, Batı Trakya Türkleri açısından özel bir önemi olan 1995 yılında şüpheli bir trafik kazasında hayatını kaybeden Doktor Sadık Ahmet’in mezarına mutlaka gidip bir Fatiha okumadan geçemezdim. Beni Gümülcine de görmem gereken yerleri gezdirirken bilgi veren arkadaşım Hüseyin Mustafa’ya çok teşekkür ederim.
Ulaşım: Edirne-Gümücine arası 2 saat 33 dakika 191 km E85 ve Egnatia Odos/191,0 km - E85 ve Egnatia Odos/Εγνατία Οδός/A2/E90
Edirne'den Yunanistan'ın Dedeağaç ve Gümülcine Kentine ulaşım
 
Aynı gün ikinci olarak gittiğim Dedeağaç (Aleksandropolis (Αλεξανδρούπολη 1974'e kadar Katharevousa, Bulgarca Дедеагач) Yunanistan'da Batı Trakya'da Evros İlinde (nomos)  bir liman kenti olup aynı zamanda bu ilin merkezidir. 2001 nüfusu 48.885'dir. Yüz ölçümü 642,2 km2 dir.
Evros (Meriç Nehri) bölgesinin en büyük şehridir. Genel olarak Batı Trakyalı Türkün yaşadığı, 2001 yılındaki nüfus verilerine göre kentte 40.439 Türk'ün bulunduğu belirtilmiştir.
Edirne İpsala Gümrük Kapısından 30 dakika 40 km uzaklıkta yer alan yerleşim biriminde küçük bir havaalanı ve bir sağlık bilimleri fakültesi bulunur. Liman şehri olması sebebi ile yaz aylarında az da olsa turist alır. Üniversite şehri olması nedeniyle nüfusun önemli bir kısmı öğrencilerden oluşmasıyla Edirne kentimize benzemektedir.
Kentin en işlek caddesi "Dimokratias"dır. Cadde üzerinde birçok cafe, banka ve alışveriş dükkânı bulunmaktadır, ancak bunların çalışma saatleri oldukça ilginçtir, Sabah 09,00 – 13,00 arası öğleden sonra da 17–18 saatleri arası açık olduğu, geri kalan zamanlarda ve hafta sonları her yer kapalıdır. Aynı durum benzin istasyonları için de geçerlidir. Dedeağaç şirin ve sade dekorlu, lezzetli mönüleriyle balık restoranları mevcuttur, fiyatı da Yunanistan geneline kıyasla oldukça uygundur, meydandaki restoranda Türkçe mönü seçeneği bulabilirsiniz. Şunu da unutulmamalıdır Yunanistan’ın hangi kentine giderseniz gidin mutlaka pazarlık yapın ve fiyatlarda ki indirimi sağlarsınız.
Ulaşım: Edirne-Dedeağaç 2 saat 6 dakika 141 km 141,8 km - E85
Gümülcine'de ki Tarihi Saat kulesi

Batı Trakya Türklerinden biraz olsun bahsedeyim.
Günümüzde, Yunanistan sınırları içindeki Batı Trakya bölgesinde yaşayan ve Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi çerçevesinin dışında tutulmuş Türk Müslüman toplumu için ve bu toplum ile doğrudan bağları mevcut Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının memleketlerini ve/veya kökenlerini ifade etmek için kullanılan tanımdır.
Bölgede yaşayan Batı Trakya Türkleri'nin kökeni Osmanlı fetihleri ile bölgeye Anadolu’dan yerleştirilen kökeni Oğuzlar’a dayanan Türkmenlerdir. Batı Trakya, Osmanlı Devleti tarafından 1363 yılında fethedilişinden ve bölgeye Türklerin yerleşmeye başlamasının ardından 1913 yılında I. Balkan Savaşı ile Bulgaristan’a geçene kadar 549 yıl Osmanlı yönetiminde kalmıştır.
Bölgeye 1357–1359 yılları arasından Anadolu’dan Türk göçleri yoğun bir şekilde gerçekleşmiştir. 1360 yılına ait belgelerde bu bölgede Türkçe adlar taşıyan birçok köy ve çiftliğin kurulmuş olduğu görülmektedir.
Anadolu’da Yunanlıların yenilgiye uğratılmasının ardından bölgede Yunanlılara karşı akınlar ve baskınlar 1923 yılının Temmuz ayına kadar sürmüştür. Ankara hükümeti tarafından 24 Temmuz 1923 yılında imzalanan Lozan Barış Antlaşması na giden Türk heyetine verilen direktifte Batı Trakya'nın geleceğinin plebisit ile belirlenmesine çalışılması idi fakat Lozan Antlaşması ile Batı Trakya Yunanistan’a bırakıldı. Lozan Barış Antlaşmasına göre Batı Trakya Türkleri milli değil, dini azınlık statüsündedirler. Antlaşmaya göre adlandırılmaları Müslüman azınlıktır.
1923 yılında 191,699 olan Batı Trakya nüfusunun 129,120 si Türk (%67), 33,910 u Yunan (%18), 28,669’u Bulgar geri kalan nüfusu ise az bir Ermeni ve Yahudi topluluğu oluşturmaktaydı
1924 yılında Türkiye'den Yunanistana ,
Yunanistan'dan Türkiye'ye gelen Mubadiller
Dedeağaç'ta Buluştular

Batı Trakya’daki nüfusun büyük çoğunluğunu Türklerin oluşturması nedeniyle Batı Trakya Türkleri 1923–1924 Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesinden muaf tutulmuşlar ancak Lozandaki görüşmelerde, Mestan Karasu Nehri ile Meriç Nehri arası Batı Trakya olarak kabul edildiğinden, Mesta ile Ustruma Nehirleri arasında kalan Kavala, Drama, Serez bölgelerindeki Türkler mübadeleye tabi olmuşlar ve Türkiye'ye gelmek zorunda kalmışlardır.
Fanatik Yunanlılar tarafından defalarca tarip edilen
Türk Mezarı çimentoyla kaplanmış durumu

Batı Trakya Türklerinin nüfus yapısı üzerinde büyük darbe oluşturmuş özel bir etken Yunanistan hükümetinin bu ülkenin vatandaşlık yasası metninde 1955–1998 yılları arasında muhafaza ettiği ve insan haklarına temelden aykırılık oluşturan "Madde 19" olmuştur. Bu madde kapsamında Yunan hükümetinin "etnik açıdan" Yunan olmayan Yunanistan vatandaşlarının vatandaşlığını feshetme hakkı baki kalmış ve Batı Trakyalı veya Oniki Adalı Türkler, ata topraklarına bağ oluşturan vatandaşlık haklarını bu madde kapsamında kaybetmiştir. Bu yasa 1998'de geriye doğru telafi imkânı sağlanmaksızın yürürlükten kaldırılmıştır.
Gümülcine Türk Gençler Birliği Spor Kulübü Bahçesi  

Balkanlarda Türklerin Yaşadığı İnsan Hakları İhlalleri
Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’dan çekilişiyle birlikte geride önemli sayıda Türk-Müslüman bir nüfus kitlesi kalmıştı. 14. yüzyılın 2. yarısından itibaren Anadolu’dan Balkanlar’a gerçekleşen göç olgusu; 19. yüzyılla birlikte ters yönde bir rota izlemiştir. Osmanlı Devleti’nin bölgeyi yönetim felsefesini oluşturan hoşgörü, kardeşlik, eşitlik gibi kavramlar İmparatorluğun gerileme dönemiyle birlikte ortadan kalkmış; Balkanlar etnik bir kazana dönüşmüştü. Yaşanan savaşların ve trajedilerin kurbanı ise, genellikle Türkler ve Müslümanlar olmuştur.
1995 yılında ölen Dr. Sadık Ahmet'in Mezarı

Yapmış olduğum kıza bir gezide tanıştığım Türklerle bulunduğum süre içersinde Balkanlar ve Batı Trakya da yaşayan Türklerin sorunlarını bana anlattıklarını yazmaya kalksam satırlar almaz. Ben sadece sizlere bir bölümünü anlatmış oldum. Belki ileride şu anda anlatamadığım konulara değinebilirim.
Bana Gümülcine’de bulunduğum sırada yöreyi gezdiren ve vermiş bilgilerle bilmediğim konularda beni aydınlatan Gümülcine’li Hüseyin Mustafa’ya huzurunuzda teşekkür ederim.
Bundan sonra yapacağım geziyle edindiğim bilgileri sizlerle paylaşmak üzere hoşça kalın.
Not: Bazı bilgileri aşağıdaki kaynaklardan almış bulunmaktayım.
Kaynaklar
Fotoğraflar tarafımdan çekilmiştir. “Burhan Aytekin”
http://tr.wikipedia.org/wiki/Bat%C4%B1_Trakya_T%C3%BCrkleri#cite_note-8
http://www.batitrakya.org/component/content/article/29-kader-ozlem/339-balkanlarda-turklerin-yasadigi-insan-haklari-ihlalleri.html
http://www.batitrakya.org/component/content/article/29-kader-ozlem/339-balkanlarda-turklerin-yasadigi-insan-haklari-ihlalleri.html
http://www.mfa.gov.tr/bati-trakya-turk-azinligi.tr.mfa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder