30 Ağustos 2012 Perşembe

Türkiye Cumhuriyeti'nin Ulusal 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu Olusun

30 Ağustos Zafer Bayramı
Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal bayramıdır.
"Vicdan hürriyetine asla müdahale edilemez, zira bu ferdin tabii haklarının en mühimlerinden biri addedilir...
Her fert, istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre malik olmak, mensup olduğu bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hâkim olunamaz.
Türkiye'de her yetişkin (reşit) dinini seçmekte hürdür. İbâdet hürriyetine gelince, insanlar hangi dine mensuplarsa o din ile ilgili ayin ve merasimleri yapmakta serbesttir. Fakat ayinler asayiş ve genel adaba aykırı olamaz, siyasi gösteri şeklinde de yapılamaz" M. Kemal ATATÜRK
Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşmasıyla yurdumuz tamamen elimizden alınıyor, vatanımızda hür olarak yaşama hakkımıza son veriliyordu. Yüzyıllardır üzerinde bağımsız olarak yaşadığımız bu topraklar düşmanlara veriliyor, bizim de bunu kabul etmemiz isteniyordu.
Türk milletinin bu durumu kabul etmesi elbette mümkün değildi. 19 Mayıs 1919'da Atatürk'ün Samsun'a çıkmasıyla, lideriyle kucaklaşan Anadolu, Atatürk'ün önderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı başlattı. Amasya Genelgesi'nin yayınlanmasının ardından Erzurum ve Sivas Kongreleri yapıldı. Daha sonra 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelen Atatürk, 23 Nisan 1920'de TBMM'yi kurdu. Böylece hem memleketin yönetimi halkın iradesine verilmiş oluyordu. Hem de Kurtuluş Savaşı'nın merkezi Ankara oluyordu.
TBMM Meclisi yaptığı görüşmelerde yurdun durumunu ve kurtuluş çarelerini aradı. "Misak-ı Millî sınırları içinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı görüşü"nden hareketle, düşmanla mücadele kararı alındı. Oluşturulan düzenli ordularla savaşa girildi. İlk başarı, Doğu'da Ermeni çetelerine karşı kazanıldı. Daha sonra, Batı cephesinde, Yunanlılarla, I. İnönü ve II. İnönü Savaşları yapıldı. Bu savaşların kazanılmasıyla Yunanlılara büyük bir darbe indirilmiş oldu. Bunun üzerine Yunan ordusu yeniden saldırıya geçti.
Saldırı üzerine Mustafa Kemal, ordularına: "Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz." emrini verdi.
Türk askeri, büyük bir azim ve fedakârlıkla bu karara uydu. 23 Ağustos ve 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Meydan Muharebesiyle, Türk milleti 1699 Karlofça Antlaşmasından beri ilk defa toprak kazanmaya başlıyordu. Sakarya Savaşı, Türk milletinin savunma durumundan taarruz durumuna geçtiği önemli bir savaş olarak da tarihe geçti. Bu zafer sonunda, TBMM tarafından, Mustafa Kemal'e "gazi" unvanı ve "Mareşal" rütbesi verildi.
Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Sakarya Savaşı'ndan sonra, büyük bir taarruzla düşmanı tamamen yok etme kararı alındı.
1922 yılı Ağustosuna kadar, hazırlıklar tamamlandı. Güneydeki Türk birlikleri, büyük bir gizlilik içinde Batı cephesine kaydırıldı. İstanbul'daki cephane depolarından silah ve cephane kaçırıldı. İtilaf Devletleri tarafından tahrip edilerek kullanılmaz hâle getirilen toplar onarıldı. Yeni silâhlar satın alındı. Ordumuza taarruz eğitimi yaptırıldı. Bu hazırlıklardan sonra, Gazi Mustafa Kemal'in başkomutan-lığını yaptığı ordumuz, 26 Ağustos 1922'de düşmana saldırdı. Bir saat içinde düşman mevzileri ele geçirildi. 30 Ağustos'ta düşman çember içine alındı. Sağ kalanlar esir alındı. Esirler arasında Yunan Başkomutanı Trikopis'te vardı.
Bu savaş, Atatürk'ün başkomutanlığında yapıldığı için Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak adlandırıldı.
Büyük Taarruzun başarıyla sonuçlanmasından sonra düşman, İzmir'e kadar takip edildi. 9 Eylül 1922'de İzmir'in kurtarılmasıyla yurdumuz düşmandan temizlenmiş oldu. Hain düşmanın, haksızca ve alçakça işgaline "dur" diyen ve kanımızın son damlasını akıtmadan yurdumuzu bırakmayacağımızı dünyaya ispatlayan bu büyük zaferi her yıl, 30 Ağustos günü, bayram yaparak kutluyoruz.
Zafer Bayramı Nasıl Kabul edildi
Zafer Bayramı, 1922 yılında 26 Ağustos'ta başlayıp, 30 Ağustos'ta Dumlupınar'da Mustafa Kemal'in başkumandanlığında galibiyet ile tamamlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi'ni (Büyük Taarruz) anmak için kutlanan bayramdır. Gerçekte, tüm düşman birliklerinin ülke sınırlarını terk etmesi daha sonra olsa da, 30 Ağustos, sembolik olarak, ülke topraklarının düşmandan arındığı günü temsil eder.
İlk defa 30 Ağustos 1923 günü Afyon, Ankara ve İzmir'de kutlanmıştır. Resmî olarak Zafer Bayramı ilan edilmesi 1935 yılı Mayıs ayında olmuştur.
Zafer Bayramı ülkede törenlerle kutlanır. Devlet erkânı ve birçok vatandaş, Ankara'da Anıtkabir'i, diğer illerde de anıt ve şehitlikleri ziyaret edip, Mustafa Kemal Atatürk'e, silah arkadaşlarına ve komutasında savaşmış askerlere şükranlarını sunarlar. Hemen hemen her yerleşim yerinde, askerî birlikler geçit törenlerine katılırlar. Ayrıca dış temsilciliklerde de çeşitli kutlamalar yapılır.
 
"30 Ağustosta sevk ve idare ettiğim muharebe, Türk milletinin yanımda bulunduğu halde, idare ettiğim ilk ve pek çok son muharebedir. Bir insan kendini, milletle beraber hissettiği zaman, ne kadar kuvvetli buluyor bilir misiniz? Bunu tarif zordur. Eğer ben, açıklamakta zayıf kalırsam beni hoş görünüz." Mustafa Kemal ATATÜRK, 30.08.1928
“Unutulmamalıdır ki, Atatürk Devrimi, demokratik bir niteliğe sahiptir. Padişahlığı ve halifeliği yıkarak yerine ulus egemenliğine dayanan Cumhuriyeti getirmiştir. Atatürk Devrimi, özünü Ulusal Kurtuluş Savaşı'ndan almıştır. Türk Milletinin bu büyük savaşı, hem Anadolu'yu ele geçirmek isteyen dış düşmanlara, hem de bu düşmanlarla iş birliği yapan Padişahlık ve Halifelik düzenine karşı verilmiştir. Bu mücadele dışarıya karşı bağımsızlığı, içeride de ulusal egemenliği amaçlamıştır.
Bu doku, Türk ulusunun ‘doğuştan taşıdığı kabiliyet ve kudret’ ile şekillenen ve Ulu Önder Atatürk'ün İlke ve Devrimleriyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti'ni sonsuza kadar yaşatacak dinamik gücün temeli olmaya devam edecektir.”
Unutmayın, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün: "Cumhuriyeti kuranlar, onu korumaya da muktedir olmalıdırlar." özdeyişi daima rehberimiz olacak ve bize güç verecektir.
Sonuç olarak
Milli Bayramlarımız
ü  23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
ü  19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı
ü  30 Ağustos Zafer Bayramı
ü  20 Ekim Cumhuriyet Bayramı
 Milli bayramlar milletçe kutlanan, milli birlik ve beraberliğin pekiştirildiği günlerden oluşur. Bu bayramları dini bayramlarla karıştırmamak gerekir. Çünkü bu günlerde milli birlik ve beraberliğin sürekli hatırlanarak devam ettirilmesi amaçlanır. Nedeni ise şöyle açıklanabilir, milli birliği olmayan bir devletin uzun süre varlığını devam ettiremeyeceği gerçeğidir.

Kaynaklar
http://tr.wikipedia.org/
http://www.2yuz.com/
http://www.renkliweb.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder