Bulgaristan Tarım Bakanı Miroslav Naydenov
"Bulgaristan Türk’ü
özgüven sahibi olmalı,
kendine güvenmeli"
Tarım Bakanı Miroslav Naydenov, Bulgaristan
Milli Radyosu Türkçe Yayınlar Bölümü’nün “Yollar köyden de
geçer”
programına özel konuştu. Sevda Dükkancı’nın sorularını yanıtlayan Naydenov “Bulgaristan Türk’ü özgüvenini sağlamlaştırmalı, kendine güvenmelidir” mesajını da iletti.
Soru:
Sayın Miroslav Naydenov. Bulgaristan Radyosu Türkçe
Yayınların özel bir programı var “Yollar köyden de geçer”. Bulgaristan’ın,
politikanın yolu köyden geçer mi sizce?
Cevap:
Coğrafik olarak yollar her zaman köylerden
geçer, ancak politikacıların da sadece seçimler öncesi değil, diğer zamanlarda
da oradan geçmesi iyi olur. Şahsen ben sık, sık, her fırsatta köylerden
geçiyorum. Geçenlerde Biser köyüne gittim, oradaki yardımların selzedelere
nasıl verildiğini kontrol ettim. Sonra da tütün üreticilerinin primlerini
teftiş etmek üzere köyleri gezdim. Geçen Cuma’dan itibaren tütün primleri
verilmeye başlandı ve şahsen bununla ilgileniyorum.
Soru:
Çiftçi ve hayvancıların sübvansiyon ve prim sorunu
hep gündemde olan bir sorun. Küçük çaplı çiftçilerin onlardan tam
yararlanamadığı ve kaynakların onlara gitmediği söyleniyor. Bu problem bir
düzene girmeyecek mi?
Cevap:
“Bilmiyorum neden
herkes öyle düşünüyor. Bakın, siz de soruyu yöneltirken “problem” dediniz. Oysa
sübvansiyonlarla ilgili problem diye bir şey yok. Bu primler gittikçe artıyor
ve yıllar önce gitmedikleri kişi ve üreticilerin cebine artık giriyor bu ek
yardımlar. Şimdi arazi dönüm başına, tütüncüler, tarım çalışanları
sübvansiyonları alıyor, hatta bu yardım kaynakları artık küçük çaplı
çalışanlara gidiyor. Yıllar önce, AB üyeliğimizden önce, başta SAPARD
programındaki usulsüzlükler de olmak üzere, bizim kulağımıza küpe oldu.
İnsanlar, katılım öncesi SAPARD programından kaynakların köye aktarılacağını
umuyordu, oysa o paralar lüks oteller kurmak için, birilerinin cebini doldurmak
için kullanıldı ve halk bir hayal kırıklığı yaşadı. Güveni geri kazanmak için
yılların geçmesi gerekiyordu. Bizim hükümetimiz köylümüze direk yardımlar ve
primlerle giriyor ve yolsuzluklara göz yummuyor.”
Soru:
Bizim dinleyicilerimizden birçoğu, başta Güney
Bulgaristan bölgesinden insanlar hala tütüncülükle uğraşıyor. Siz, Tarım bakanı
olarak, tütüncülük alanında 2012’nin nasıl bir yıl olacağını tahmin
ediyorsunuz?
Cevap:
“Biz ilk olarak
yasada değişiklik yaptık ve tütünün sadece birtakım imtiyazlardan yararlanan
firmalar dışında, başka firmalar tarafından da satın alınmasını sağladık. Bunun
sonucunda tütün fiyatı geçen seneye kıyasla iki, iki buçuk kat yüksek. Böyle
bir şey şimdiye kadar görülmedi. Gotse Delçev ve bölgeyi gezerken, insanlar
bana soruyor: Sayın bakan, bizde tütün 3 levayken, buraya birkaç kilometre
uzaklıkta olan Yunanistan’da neden kilosu 3 avro”. Bana göre, bizden öncekiler
20 civarında firmayla anlaşmış, aralarında belki de kartel uygulamasına da
geçilmiş, kimse olayı araştırmamış ve bu duruma gelinmiş. Biz yasayı
değiştirdik, bu da alıcı şirket piyasasına liberalleşmeyi sağladı ve rekabet
oluştu. Bunun sonucunda tütün alım fiyatı da iki kat arttı. Tütüncüler de
sanırım bundan çok memnun. Geçenlerde Kırcali’de ve Gotse Delçev köylerinde
tütüncülerle konuştum, bu yıl gibi başka bir yıl olmadığını ve gayet memnun
olduklarını anlattılar bana. Ayrıca hayvancılıkla uğraşan tütüncülere de ek
primler sağlıyoruz. Bu yeni bir uygulama. Mesela koyun bakan bir tütüncüye,
koyunları için de sübvansiyon sağlıyoruz, onun alternatif olarak hayvancılıkla
uğraşması için teşvik ediyoruz”.
Bakan Naydenov, ayrıca Kırsal kesimleri
Kalkındırma programı dâhilinde köylerin su ve kanalizasyon, altyapı gibi
alanlarının gelişmesi için çok çaba sarf ettiklerini anlattı. Ayrıca o
programlara hep yerli halktan işsiz olan insanların çalıştırıldığını, az da
olsa istihdama katkıları olduğunu belirtti. “Büyük kriz en çok bu köylerden
erkekleri etkiledi. İnşaat sektörünün batmasıyla beraber, Sofya ve yurtdışında
inşaatlarda çalışan adamlar köylerine geri döndü. Biz de şimdi onlara el
uzatmaya çalışıyoruz. Biz onlara bir uğraş sağlamazsak, onların hiçbir geçim
kaynağı kalmayacak” diyor Bakan Naydenov.
Merak ediyoruz, Türklerin yoğun olduğu köylere
gidince, insanlar Bakan Naydenov’u kendi bakanı, onlardan biri olarak görüyor
mu acaba?
Cevap:
“Evet, gerçeği
söyleyeceğim. Çok samimiyim. O köylere gidince, yüzde yüz Bulgar köylerinden
daha fazla saygı ve sevgiyle karşılanıyorum. Bu beni çok şaşırtıyor, çünkü ben
DPS- Hak ve Özgürlükler Hareketi Bakanı değilim, buna rağmen insanlar bana
güveniyor, korku ve endişeleri artık silindi ve GERB partisinin onlara
neredeyse savaş açacağı şeklindeki tehditlerin yersiz olduğunu anladılar. Benim
doğduğum köy, Vratsa, Okolçitsa Tepesi eteklerinde Çelopets köyü, kendi köyüme
bile gidince, böyle bir itibar görmüyorum. Oysa mesela Venets’e gidiyorum,
Kırcali köylerine gidiyorum ve köylüler gelişime seviniyor “Evet, bizi düşünen
bir bakanımız var” diyorlar.”
Soru:
Bizim
dinleyicimiz- Dulovo, Kırcali, Şumen, Razgrad vs.. köylerinden. Tarım Bakanı
olarak özel mesajınız ne olurdu?
Cevap:
“Özgüvenleri olsun.
Kendilerine inansınlar. Bu yerlerin yabancısı olarak da, yıllarca o köylere
gittiğimde hep dikkatimi çekmiştir- bu insanların özgüveni yok. Bir zamanlar
totaliter rejimde, isim değiştirme kampanyasıyla bu insanların özgüveni
sıfırlandı, sonra demokrasinin sancısını en çok onlar yaşadı, onlar hep
Tanrı’nın ve politikacıların unuttuğu en yoksul bölgelerde yaşadı,... Bu
insanlar özgüvene sahip olmalıdır... Olağanüstü çalışkan ve dürüst insanlar
olduklarını bilmenin güvenini kazanmalıdırlar. Bilsinler ki, bu kez devlet
onları unutmadı. Devletin kaynak ve iradesi ve dillere destan olmuş
çalışkanlığı ve dürüstlüğüyle Bulgaristan Türkleri yaşadıkları bölgeleri
kendileri ve çocukları için bir cennete çevirebilirler”.
Kaynak http://www.kircaalihaber.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder