Atatürkün Kadınlar İçin
Söylediği Sözler...
‘İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen
iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim,
ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir
cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin?‘
‘Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde
sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye
layıksın’
‘Bazı yerlerde
kadınlar görüyorum ki, başında bir bez, peştemal veya buna benzer birşeyler
asararak yüzünü, gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı arkasını
çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu tavrın manası neye delalet eder? Medeni
bir millet anası, bir millet kızı için bu garip şekiller, bu vahşi vaziyet
nedir? Bu hal milleti çok gülünç gösterir ve derhal düzeltilmesi lazımdır’.
‘Onlar yüzlerini
cihana göstersinler ve gözleri ile cihanı dikkatle görebilsinler. Bunda
korkulacak hiçbir şey yoktur. Önemli olarak şunu ihtar edeyim ki, bu halin
muhafazasında inat ve taassup, hepimizi en az kurbanlık koyun olmak
istidadından kurtaramaz.’
31 Temmuz 1932′ de Türkiye güzeli
Keriman Halis’ in, Belçika’ da yapılan yarışmada dünya güzeli seçilmesi üzerine
Atatürk O’na ‘Ece’ ünvanını verir ve Türk kadınına şöyle seslenir:
‘Şunu ilave edeyim ki!
Türk ırkının dünyanın en güzel ırkı olduğunu tarihten bildiğim için, Türk
kızlarından birisinin dünya güzeli seçilmiş olmasını çok tabii buldum. Fakat
Türk gençlerine bu münasebetle şunu hatırlatmayı da lüzumlu görürüm: Övünç
duyduğumuz tabii güzelliğinizi fenni tarzda muhafaza etmesini biliniz ve bu
yolda uyanık olunuz ve bu gelişmelerin aralıksız gerçekleşmesini ihmal
etmeyiniz. Bununla beraber, asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey, analarınızın
ve atalarınızın oldukları gibi, yüksek kültürde ve yüksek faziletle dünya
birinciliğini elde tutmaktır.’
‘Türk kadınının dünya
kadınlığına elini vererek, dünyanın barış ve güveni için çalışacağına emin
olabilirsiniz.’
‘Kadınlarımız için
asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan biçim ve kılıkta
başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip,
donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında
kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi
ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin
olanlardanım.’
‘Bu millet esas
terbiyesini aileden almaktadır. Türk milleti öyle analara sahiptir ki her bir
devrin büyük adamlarını bu analar yetiştirmiştir. Türk kadını daha büyük
nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir.’
Türk kadınına 1935 yılında seçme ve
seçilme hakkı tanınmıştır. Bu vesile ile bakın Atatürk nasıl seslenir:
‘Bu karar, Türk
kadınına sosyal ve siyasi hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir.
Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde
aramak lazım gelecektir. Türk kadını, evdeki medeni mevkiini selahiyetle işgal
etmiş, iş hayatının her safhasında muvaffakiyetler göstermiştir. Siyasi
hayatla, Belediye seçimleriyle tecrübe kazanan Türk kadını bu sefer de
milletvekili seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş
bulunuyor. Medeni memleketlerin birçoğunda, kadından esirgenen bu hak, bugün
Türk kadınının elindedir ve onu selahiyet ve lihakatle kullancaktır.’
Ne mutlu bir Atatürk yetiştiren Türk
kadınına, ne mutlu O’na sahip olan Türk milletine…
__________________
__________________
"Korku da, ölüm de, acı da insanı yeni
bir doğuma hazırlayan sancıdır ama unutma ki
sevgilim sakin meyva vermeyen tek ağaç, daragacıdır!" k. iskender.
milletçe ulusça birlik olmadığımız zaman ne terör
biter, ne yoksulluk...
Şimdi birlik olma zamanı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder