Gazi Osman Nuri Paşa
Paşaların Paşası... Plevne Kahramanı Namı Büyük Gazi Osman Nuri Paşa... 93 Harbi 1877-78 Osmanlı- Rus savaşında Batı Tuna Ordusu komutanıydı.
Bugün 3 Mart Osmanlı-Rus 93 Harbinin sonunu getiren Ayastefanos Yeşilköy
Antlaşmasının imzalandığı gündür ve ordularımızın sonsuza dek beş asırdan fazla
iktidar sürdüğü bu topraklardan ebediyen terkettiği tarihtir, tüm cephelerde
şehit düşen ecdadımız Nur içinde yatsın, ruhları şad olsun, bizler varken,
kabrinizde rahat uyuyun ey yüce ecdad, bizler Balkanlarda yaşadığımız sürece
sizlerde ebediyen varolacaksınız…
Şıpka Kahramanı Süleyman Hüsnü Paşa
93 Harbi 1877-78 Osmanlı- Rus savaşında Balkan cephesinde üç ordudan
biri olan Balkan Ordusunun komutanıydı. 2 Ekim 1877 tarihinde Mehmet Ali
Paşa'dan Balkan Ordularının Başkumandanlığını devraldı.
Türkçülüğün ilk öncülerinden biri olan Süleyman Hüsnü Paşa, 1838’de
İstanbulda, Süleymaniye civarındaki Molla Gürani mahallesinde doğmuştur. Babası,
yeniçeri ağası olan Mehmed Hâlet Efendidir.
Şıpka Kahramanı Süleyman Hüsnü Paşa
İlköğrenimine mahalle mektebinde başlayan Süleyman Hüsnü, Arapça ve Farsça`yı, Beyazıt Camiinde dersler veren Mudurnulu İsmail Efendiden öğrendi. Daha sonra Maçka Askerî İdadisine girdi. Burayı bitirdikten sonra Mekteb-i Harbiyeye (bugünkü Harp Okuluna) yazıldı. Bu okuldan 1863te mezun olarak orduya katıldı.
Süleyman Hüsnü Paşanın ilk görevi,
Karadağ harekâtına, Derviş Mehmed Paşa kuvvetleri içinde katılması oldu.
Buradan İstanbula döndüğü zaman, Harp Okuluna önce matematik, sonra kitabet
(kompozisyon) hocası olarak tayin edildi. Bir süre sonra, aynı okulun ders
nâzırlığına getirildi.
Askerî eğitimin geliştirilmesinde büyük
hizmetleri görülmüş olan Galib Paşanın ölümü üzerine, ondan boşalan Mekâtib-i
Askeriye Nâzırlığına tayin edildi. Bütün askerî okullardan sorumlu olan bu
makam, yalnız Harp Okulunu değil, daha alt kademedeki askerî okulları da
bünyesine alıyordu.
Süleyman Paşanın asıl büyük hizmeti, bu
görevi sırasında başardığı işlerde görülmektedir. Öncelikle, askerî okulların
ders programlarını ve müfredatlarını yeniden düzenlemiş ve bu programlara uygun
tarih ve dil kitaplarını kaleme almıştır. Bu kitapları ile de Türklük şuurunun
uyanmasında etkili olmuştur.
Sultan Abdülazizin tahttan indirilmesi
ve yerine V. Muradın çıkarılması sırasındaki olaylara, askerî okul öğrencileri
de karışmıştı. Sultan II. Abdülhamid, bu olayı unutmamış ve hükümdar olduktan
sonra, Süleyman Paşadan sürekli kuşkulanmıştı. Bu sebeple, onu, Ahmed Muhtar
Paşadan boşalan Bosna-Hersek kumandanlığına tayin ederek İstanbuldan
uzaklaştırdı. Süleyman Paşa, bu görevdeyken 1877-1878 Türk-Rus Savaşı (Doksanüç
Harbi) patlak verdi. Rumelideki kumandanlar başarı gösteremediler. Rus
orduları, Bulgaristan içlerinde ilerleyerek, Şıpka Geçidine kadar dayandı. Bu
geçidi aşacak olurlarsa, önlerinde Edirne ve İstanbula kadar bir engel
kalmayacaktı. Bunun üzerine, Süleyman Paşa, birliklerini deniz yoluyla
Dedeağaça nakletti ve oradan Şıpka Geçidine yürüdü. Burada çok şiddetli
çarpışmalar oldu. Artık müşir(mareşal) rütbesini almış bulunan Süleyman Paşa,
harekâtı başarı ile yönetti. Ancak, onun gösterdiği kahramanlık, Türk ordusunun
yenik düşmesini önleyemedi. Bu savaştan sonra, Süleyman Paşa, Şıpka Kahramanı
olarak anıldı.
Fakat, cephe gerisindeki entrikalar,
Sultan Abdülhamid Han üzerinde etkili oldu. Yenilginin sorumlusu olarak o
gösterildi. Süleyman Paşa, tutuklanıp İstanbula getirildi ve Taşkışla ya
hapsedildi. Buradaki yargılanması bir yıl kadar sürdü. Sonunda idama mahkûm
edildi. Sultan Abdülhamid Han, idam cezasını, sürgüne çevirdi. Bağdata sürülen
Süleyman Paşa, hayatının son on dört yılını burada geçirdi. 8 Ağustos 1892de
Bağdatta ölen Paşa, Ebu Yusuf Camiinin bahçesine gömüldü.
Milletimizin
Adı Türk"Türkün, dili Türkçe'dir"
Süleyman Hüsnü Paşa, eğitim ve öğretim
sahasında büyük hizmetler görmüştür. Fakat, ona asıl ününü sağlayan, Türk millî
şuurunun ve dolayısıyla Türkçülüğün uyanmasını sağlayan çalışmalarıdır.
Süleyman Paşa, askerî okulların programlarını millî ruha uygun şekle soktuğu
zaman, bu okullarda okutulacak ders kitabı bulmakta zorluk çekmişti. Yabancı
müelliflerden yapılacak çeviriler, çok kere Türkler hakkında yakışıksız ve
asılsız bilgilerle doluydu. Bu kitapların ders kitabı olarak okutulması
imkânsızdı. Süleyman Paşa, bunun üzerine ders kitaplarını da kendisi yazmak
zorunda kaldı. Din Bilgisi, Türkçe ve Tarih kitaplarını kaleme aldı. Bu
kitapları çok açık, sade bir Türkçe ile yazdı. Meselâ Sagir İlmihâl adını
taşıyan küçük din bilgisi kitabında Allahü Teâlânın tarifini şöyle yapmaktaydı:
Birdir, kendisinin hiç ortağı ve yardımcısı ve benzeri yoktur; dünyada
gördüğümüz ve bildiğimiz şeylerden hiçbirisi Ona benzemez. Anadan, babadan,
oğuldan, kızdan, karıdan, uykudan, uyuklamaktan, yemeden, içmeden, gülmeden,
ağlamadan, sevinmeden, yerinmeden beridir.
Süleyman Paşanın en önemli eseri,
Tarih-i Âlem adıyla kaleme aldığı Dünya tarihidir. Yazar, bu kitabının
önsözünde şöyle demektedir: Askerî mekteplerde okutulmakta bulunan umumî
tarihin, yabancı dillerden aynen aktarılması sebebiyle, İslâm akideleri ve
millî ahlâka aykırılığı ile beraber, Eski Çağ kısmının da ancak birkaç faslı
tercüme olduğu için, şimdiye kadar maksada ulaşılamamış idi.
Süleyman Paşa, bu konudaki düşüncelerini
şöyle dile getirmiştir: "Osmanlı edebiyatı demek doğru değildir. Nasıl ki,
dilimize Osmanlı dili ve milletimize Osmanlı milleti demek de yanlıştır. Çünkü
Osmanlı tâbiri yalnız devletimizin adıdır. Milletimizin adı ise yalnız Türktür.
Buna göre dili de Türk dilidir, edebiyatımız da Türk edebiyatıdır."
Şıpka Geçidi Muharebeleri, 1877-1878
Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Osmanlı ve Rus birliklerinin çok büyük bir
stratejik önemi olan Şıpka Geçidi'ni ele geçirmek üzere yaptıkları 4 değişik
muharebeden oluşan bir muharebeler dizisidir.
Şıpka Geçidi günümüzde Bulgaristan'ın
sınırları içinde yer alan Balkan Dağları üzerindeki bir geçittir. Şıpka Geçidi
Tuna nehri boylarındaki Rusçuk kentinden başlar ve Edirne'ye kadar uzanır. En
yüksek noktasında 1.150 metrelik bir rakıma ulaşan Şıpka Geçidi 1877-1878
Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Balkanları aşarak İstanbul'a doğru saldırıya
geçmiş Rus ordusu için büyük bir engel oluşturuyordu. Şıpka Geçidi ele
geçirildiği takdirde Edirne'ye kadar Rus ordusunun önü açık olacaktı. O yüzden
burada Osmanlılar ve Ruslar arasında 4 değişik muharebe yaşandı.
Osmanlı kumandanı Süleyman Hüsnü Paşa
1877 yılının Haziran ayında birliklerini Karadeniz yoluyla Dedeağaç'a nakletti.
Sayıları 4,000-5,000 arasındaki Osmanlı orduları Dedeağaç'tan kara yoluyla
Şıpka Geçidi'ne ulaştılar. Bu arada Temmuz ayında Rus generali İosip Gurko'nun
kumandası altındaki bir birlik Tuna Nehri'ni geçerek Şıpka Geçidi'ne ulaştı.
Süleyman Hüsnü Paşa'nın Şıpka tepesindeki savaşları
I. Şıpka Geçidi Muharebesi: (17-19 Temmuz 1877), İosip Gourko Şıpka Geçidi'ni ele geçirdi.
II. Şıpka Geçidi Muharebesi: (21-26 Ağustos 1877),
Osmanlılar Şıpka Geçidi'ni geri almak için taarruza geçtiler ama geri
püskürtüldüler.
III. Şıpka Geçidi Muharebesi: (13-17 Eylül 1877),
Osmanlıların ikinci bir taarruzu geri püskürtüldü.
IV. Şıpka Geçidi
Muharebesi: (5-9 Ocak 1878), Bu sefer İosip Gurko
son bir taarruza geçerek Şıpka Geçidi'ni saran Osmanlı ordularını kesin bir
yenilgiye uğrattı.
Bu muharebelerde yenilgiye uğramasına
rağmen savunmada gösterdiği cesaretten dolayı Süleyman Hüsnü Paşa önce Şıpka
Kahramanı olarak görüldü. Ancak sonradan yenilgiden sorumlu tutularak
Taşkışla'da hapsedildi. 1 yıl süren bir yargılamadan sonra idama mahkûm edildi
ama cezası sürgüne çevrildi. 14 yıl Bağdat'ta sürgün hayatı yaşayan Süleyman
Hüsnü Paşa 1892 yılında orada öldü.
Muharebeleri kazanan tarafın kumandanı Mareşal
Iosip Gurko ise kont ünvanını kazandı. 1879-1880 yılları arasında St.
Petersburg kentinin valisi oldu. 1883-1894 yılları arasında ise Rusya'nın işgali
altındaki Polonya'nın valiliğini yaptı. 1901 yılında öldü...
Dönemi için çok yeni, hattâ yadırgatıcı
olan bu görüşleri, Süleyman Paşayı Türkçülüğün büyük şahsiyetleri arasına
sokmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder