9 Aralık 2010 Perşembe

Tarih 10 Aralık 2010


          Güzel Sözler
  •  "Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hâkim olunamaz." Atatürk                                              
  • "Ancak kendilerinden sonrakileri düşünebilenler milletlerini yaşamak ve ilerlemek imkânlarına kavuştururlar." Atatürk
  • "Fikirler, cebir ve şiddetle, top ve tüfekle asla öldürülemez." Atatürk                             
 

Atatürk’ü Etkileyen Düşünür
Namık Kemal

Mustafa Kemal’in okuduğu kitaplardan biri de, 10 Aralık 1916 tarihinde bitirdiğine dair kayıt bulunan, Namık Kemalin “Makalat-ı Siyasiye ve Edebiyat” adlı eseridir.

Mustafa Kemal’i etkileyen çeşitli düşünürler olmuştur. Bu düşünürlerin başında Fransız Filozofu Jean-Jacques Rousseau’nun geldiği söylenir.

Hatta öyle ki tarihsel kayıtlar, Mustafa Kemal’in Namık Kemal’in “Makalat-ı Siyasiye ve Edebiyat” adlı esirini 10 Aralık 1916 tarihinde bitirdiğini gösterir. Namık Kemal'in Mustafa Kemal'in fikri dünyasındaki etkisinin izleri farklı dönemlerde karşımıza çıkar.  

Birinci İnönü Savaşı sonrası 13 Ocak 1921’de Millet Meclisi’nde yaptığı konuşmasında şunları söylemiştir: 

Milletimiz bugün bütün geçmişinde olduğundan ve atasından daha çok ümitlidir. Bunu ifade için şunu söylüyorum: Kendilerinin tabiri ile cennetten vatanımıza bekçi olan Merhum Kemal demiştir ki, ‘Vatının bağrına düşman dayadı hançerini / Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini’.  
İşte bu kürsüden bu yüce Meclis’in başkanı sıfatı ile yüce Meclis’in başkanı sıfatı ile yüce heyetinizi oluşturan bütün üyelerin her biri adına ve bütün millet adına diyorum ki: Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini / bulunur kurtaracak bahtı kara madenini.

Namık Kemal 21 Aralık 1840'ta Tekirdağ’da doğdu. II Abdülhamit Han’ın Meclis-i Mebusan’ı kapatması üzerine tutuklanmış beş ay kadar tutuklu kaldıktan sonra Midilli Adası’na sürülmüştü. 1884te Rodos, 1887’de Sakız Adası’na gönderilen Namık Kemal ertesi yıl burada öldü ve Mezarı Gelibolu’nun Bolayır beldesinde bulunmaktadır. 



İnsan Hakları 
Evrensel Bildirgesi

İnsanlar arasında ırk, din, renk, yaş, cinsiyet ayırımı yapmadan sevgi, saygı, dostluk duygularını geliştirmek, insanın insan olmak haysiyeti ile sahip olması gereken hakların hepsineİnsan Hakları” denir

İnsan hakları, kişiyi kendi özüyle yaşatacak kurallardır. İnsanın insana hükmetmesi, onu ezmesi insan onuruna yakışmayan ve kabul edilemeyecek bir davranıştır. Bu tür ayırımların yapıldığı toplumlarda kavga, çatışma, isyan eksik olmamıştır. İnsanlar arasında hak, eşitlik, adalet, özgürlük düşüncesi yaygınlaştıkça bu konuyla ilgili mücadeleler de artmıştır.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 10 Aralık 1948 yılında İnsan Hakları Evrensel Bildirisini kabul etmiştir. 10 Aralık ile başlayan hafta Birleşmiş Milletlere üye ülkelerde İnsan Hakları Haftası olarak kutlanır. 

İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, insan hakları konusuna tam bir tanım amaçlayarak hazırlanmıştır. Esas amaç, bu tanıma uyan insan haklarının hiçbir tereddüde meydan vermeden uygulanmasıdır.
İnsan hakları, kişiyi özü ile yaşatacak kurallardır. Bu kurallar, insanı insan yapan kurallar olarak da tarif edilebilir.

İnsan hakları 10 Aralık 1948’de başlamış bir olgu değildir. Dünya kurulalı insana, insan haklarına saygı her çağda zamana uygun olarak gösterilmiştir. İnsanların kendi istekleri dışında yaşamak zorunda bırakıldıkları şartlara tarih boyunca rastlanmıştır. Kullara kulluk etmek, köle hayatı yaşamak, işkencelere maruz kalmak bu yaşantıya örnek olarak verilebilir. Bu olguların dayanılmaz olduğu dönemlerde insanlar hoşnutsuzluklarını bir şekilde ortaya koyma zorunluluğu hissettiler. Bu hoşnutsuzluklarını ortaya koyarak 1215 yılında 1215 İngiltere’de Kral John’a karşı haklarını savunmak amacıyla bazı istekler ortaya koydular. Ortaya konan bu kararlı tavır karşısında kral bir antlaşma metnini kabul etmek zorunda kaldı. Hazırlanan Özgürlükler Belgesi kabul edildi. İnsan hakları konusunda sözden öteye geçilmiş oldu. Artık insan hakları metne dökülmüş, insanların kısıtlanamayacak bazı hakları güvence altına alınmış oluyordu.
İnsanların yaşayışlarında, hayati konularda eşit haklara sahip oldukları fikri 1776 yılında Amerika’da yayımlanan Bağımsızlık Bildirisi ile de pekişmeye başlamış oldu. İnsan hakları ile ilgili bir başka çalışma Fransız İhtilali zamanında yapılmış ve 1789 yılında İnsan Hakları Bildirisi yayımlanmıştır. Bütün bu çalışmalar insanların daha çağdaş yaşama isteğinin birer ürünüdür. Zamanında insan haklarının tam ve hiçbir ayrım yapmadan korunmaması bu zorunluluğu kaçınılmaz kılmıştır.
İnsan haklarını, insanın kendisi değil, yasalar, eşit olarak hiçbir ayrım yapmadan koruyacaktır.
24 Ekim 1945’te kurulan Birleşmiş Milletler Örgütü’nün öncelikle amacı dünyada barışı ve güvenliği sağlamaktı. 10 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Örgütü “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”ni kabul ve ilan etti.
İnsan Hakları Beyannamesi 30 maddeden oluşmakta olup, bu beyanname insana değer veren, özgürlük, eşitlik tanıyan duyurudur.















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder