2 Aralık 2010 Perşembe

Tarih 2 Aralık 2010


Atatürk'ün 
Vekilliğini Düşürme 
Önerisi Üstüne

Ankara’da TBMM içinde birçok konuda süren tartışmalar ve saflaşmalar Mustafa Kemal ve arkadaşlarının enerjisini emiyordu. Mustafa Kemal’in TBMM’de canının sıkan gelişmelerden biri de üç milletvekili tarafından önerilen kanun tasarısı hakkındaydı. 2 Aralık 1922de TBMM’de Mustafa Kemal’in üzerine konuşma yapacağı kanun tasarısı TBMM üyesi olmansın şartlarına ilişkin bir takım düzenlemeleri öngörüyordu. Bu düzenlemeleri öngörüyordu. Bu düzenlemelere göre TBMM üyesi olmak için Türkiye’nin o günkü sınırları içindeki bölgelerden birinde olmak ve en az beş yıl bu bölgelerden birinde ikamet etmek zorunluluğu getirmek isteniyordu. Bu kanun tasarına göre Mustafa Kemal bu şartları yerine getiremiyordu. Yani bu kanın tasarısı kabul edildiği takdirde Mustafa Kemal’in TBMM üyeliği geçersiz olacaktı. Mustafa Kemal 2 Aralıkta Meclis’te görüşülecek kanun tasarısıyla ilgili olarak şunları söyleyecekti:

Önerilen kanun tasarısı, doğrudan doğruya benim şahsımı vatandaşlık hukukundan düşürmek görüşüne yöneliktir. 14. madde de yazılı olan satırları gözden geçirecek olursanız orada deniliyor ki, Büyük Millet Meclisi’ne üye seçilebilmek için Türkiye’nin bugünkü sınırları içindeki bölgeler hakkından olmak şart koşulmuştur. Veya seçim dairesi içinde yerleşmiş olmak şarttır. Ondan sonra göç ederek gelenlerden Türk ve Kürtler yerleştirme tarihinden itibaren beş sene geçmişse seçilebilirler.

Yazık ki doğum bölgem bugünkü sınırlar dışında kalmış bulunuyor. İkinci olarak herhangi bir seçim dairesinin beş sene yerleşmişi bile değilim. Doğduğum bölge bugünkü milli sınırlarımızın dışında kalmıştır. (…) Eğer bu maddenin isteği şartı kazanmaya çalışsaydım İstanbul’u kazandırmaktan ibaret olan Arıburnu ve Anafartalar’da savunmalarımızı yapmamam gerekirdi. Eğer ben bir yerde beş sene oturmaya mahkûm olsaydım. Bitlis ve Muş’u aldıktan sonra Diyarbakır yönündü yayılan düşmanın karşısına çıkmamaklığım, Bitlis ve Muş’u kurtarmaktan ibaret olan görevimi yapmamaklığım gerekirdi. Bu Efendilerin istediği şartları kazanmak isteseydim Suriye’yi boşaltan orduların kalıntılarından Halep’te bir ordu kurarak düşmana karşı savunma yapmamaklığım ve bugün milli sınır dediğimiz sınırı fiilen belirlememekliğim gerekirdi. (…) Tahmin ediyorum ki, yabancı düşmanlar bana suikast etmek şeklinde de memleketimdeki hizmetimden beni ayırmaya çalışacaklardır. Fakat hiçbir zaman hayal edemezdim ki Yüce Meclis’te isterse üç kişi olsun aynı anlayışta bulunabilsin. Buraya imza atan Efendilere söylüyorum. Millet, bu Efendilerle aynı düşüncede midir? İkinci olarak Efendiler! Beni vatandaşlık hukukundan düşürmek yetkisi bu Efendilere nereden verilmiştir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder