26 Haziran 2011 Pazar

26 Haziran 2011 Atatürk Adına 85.'ci Düzenlenen "Gazi" Koşusu



1927 yılından Bugüne Kadar
Atatürk’ün Adına Düzenlenen
“Gazi” Koşusunun 85.’si
26 Haziran 2011 Tarihinde
22 İngiliz Tayı Yarışacak


Türk sporunun Atatürk’ün adına düzenlenen yarışlar ve spor müsabakaların ayrı bir anlam, önem ve değer taşır. Bunların arasında en eskisi 1927 yılından bugüne kadar gerçekleştirilen “Gazi Koşusu” at yarışıdır.
Atatürk’ün Türk Gençliğine bıraktığı bu miras tam 85 yıldır aralıksız düzenlenmektedir. Her yapılan yarışmada büyük bir heyecan, coşku yaşanır. Bundan sonrada yaşanacaktır.
Mustafa Kemal’in hayatında atın bambaşka bir yeri vardır. Mustafa Kemal için at bir hayvan değildir, bir kıymet ve değerdir, çok büyük bir varlıktır.
I İnönü savaşının nihayetinde Türk ve Yunan orduları savaşın bitiminde birbirinden habersiz olarak karşılaşır. O kadar yorgundurlar ki askerler gecenin karanlığında birbirlerini tanımazlar bile. Türk ordusundaki Süvari Birliği’ndeki bu hayvanlar tanımıştır düşmanı geçerken. Siz daha iyi bilirsiniz kişnemesi, geri çekilmesi, durması, başını sallaması gibi daha birçok vasıfları olan bu hayvan o zamanlar en büyük yardımcı olmuştur. Kurtuluş Savaşı sırasında da Dumlupınar’da, Büyük Taarruz’da, İnönü savaşlarında bir insandan kıymetlidir at. Niçin? At hem taşıyıcıdır, hem çekicidir, hem yönlendiricidir, hem koruyucudur, hem kollayıcıdır hem de ısıtıcıdır. O kadar güzel varlıklardır ki atlar, Atatürk’ün bu hayvanı sevmemesi düşünülemez. O kadar ilgi ve hayranlık duyduğu bir hayvandır.
Bunun yanı sıra çok yakın arkadaşı Fikriye hanıma ilk hediyesi attır ve bu atın adı “Zafer”dir. Latife hanımla da evlendiği zaman ilk hediyesi attır. Hatta bu atların İzmir’e gidişini de Mustafa Kemal’in yaveri Salih Bozok sağlamıştır. Ve herkesin bildiği gibi üzerine titrediği en çok değer verdiği atı da ‘Sakarya’dır.
Atatürk’ün özellikle Kurtuluş Savaşı sırasında atyarışları düzenlenmesini arzu etmesinin başlıca sebebi, ata zaten düşkünlüğü bilinen bir milletin bir araya geldiğinde bazı söylemlerle bilinçlenmesini istemesidir. O zamanlar yarışların düzenlendiği bu yerdeki topluluklara kürsüden hitap ederek düşüncelerini aktarma fırsatı bulurmuş. Yani Atatürk atyarışlarına 10 dakika önceden gelip yarış bittikten 2 dakika sonra giden bir zihniyette değildi. Aksine yarışlar başlamadan 3 saat evvel gelip, bittikten saatler sonra gidermiş. Sebebi de oraya gelen toplumla birebir konuşmak, ilişki kurmak ve dertlerini dinleyerek çözüm bulmaya çalışmaktı. Atyarışları bir kumar değil, bir heyecanı, kazanma azmini göz ardı edemezsiniz. Bu tip faaliyetlerden toplumun bazı kazanımlar elde etmesini sağlamak amaçtı. O zamanlar bu büyük toplulukları bir araya getirecek başkaca sosyal etkinlikler futbol, basketbol maçları gibi faaliyetler yoktu. Atyarışları bu bakımdan topluma bir takım mesajlar vermek için imkânlar sunan yerler olarak kabul edilirmiş.
Atatürk’ün dediği gibi  "At yarışları modern toplumları için sosyal bir ihtiyaçtır"  sözü de buradan hareketle söylenmiştir.
“ülke yönetmesini de”…
“ata binmesini de” bilebilen…
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu...
Ulu Önderimiz “Atatürk”tür.

Atatürk Adına Düzenlenen Yarışmalar
Türk sporunda Atatürk'ün adına düzenlenen yarışmalar ve futbol maçları ayrı bir anlam, önem ve değer taşır. Bunların arasında en eskisi, 1927 yılından beri yapıla gelmekte olan "Gazi Koşusu" at yarışıdır: Ve "Gazi Koşusu" bugün de Türk at yarışı dünyasının en büyük ve en önemli yarışı niteliğini korumaktadır.
Büyük Atatürk'ün Ankara'ya ilk gelişinin yıldönümüne rastlayan 27 Aralık günleri Ankara'da yapılmakta olan "Atatürk Koşusu" yarışması da en eski organizasyonlardan biridir.
Her iki yarışmanın Atatürk zamanından beri yapılmakta olması da bunlara ayrı bir önem ve tarihi bir değer katar. Yarışçılık dünyamızdaki "Gazi Koşusu" ile Türk atletizmindeki "Atatürk Koşusu" Büyük Atatürk'ün izniyle yapılmaya başlandı ve onun ölümünden sonra da hiç aksamadan sürdürüldü.

Atatürk Koşusu
Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919 günü Samsun'a çıktıktan sonra Anadolu içlerine doğru yoluna devam ederek "Milli Mücadele" için çalışmaya başladı. Atatürk, Sivas üzerinden Ankara'ya geldiği zaman, takvimler 27 Aralık 1919'u gösteriyordu. Mustafa Kemal, o gün saat tam 15.05'de Dikmen sırtlarındaki Keklik tepe mevkiinden, aşağıda uzanıp giden, tipik bir bozkır kasabası olan Ankara'yı ilk kez görmüştü.
Mustafa Kemal, bu bozkır kasabasını, başlattığı "Milli Mücadele"nin merkezi olarak seçmişti. Vatanın kurtuluşuna gidecek yol buradan çıkacaktı...
İstanbul'dan ve yurdun dört bir yanından gelen millet temsilcileri burada Mustafa Kemal'in etrafında toplandılar. Mustafa Kemal burada Büyük Millet Meclisi'ni kurdu. Milli Mücadele bu fakir bozkır kasabasından yönetildi. Sakarya’larda, İnönü’lerde ve düşmana son darbeyi indiren Büyük Taarruz'da Ankara, hep çarpan kalp ve düşünen beyin oldu...
Büyük kurtarıcının Ankara'ya ilk gelişi de anılarda ve gönüllerde apayrı bir anlam ve değer taşır. Bu yüzden Türk Spor Kurumu, Atatürk'ün Ankara'ya ilk gelişinin 17. yıldönümüne rastlayan 27 Aralık 1936 günü, bu tarihi olayı canlandıracak bir "Atatürk Koşusu" düzenlemişti. Bu koşu içinde Atatürk'ten özel olarak izin alınmıştı. Yarışma, O'nun Ankara'yı ilk gördüğü yer olan Dikmen sırtlarındaki Keklikpınarı mevkii ile Ulus Meydanı'ndaki Vilayet Konağı arasında olacaktı. Bu mesafe 10.800 metreydi.
27 Aralık 1936 günü yapılan ilk "Atatürk Koşusu" nu Ankara Demirspor kulübü atletlerinden Galip Darılmaz, 41’dak. 08’sn.lik derecesiyle kazandı. Bu ilk koşu, o gün başlayan bir geleneğin başlangıcı oldu. O günden sonra 27 Aralık günleri Ankara'da yapılan "Atatürk Koşusu" Türk atletizminde ve Türk sporunda güzel bir gelenek halini aldı. O tarihten beri Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin her yıldönümünde törenlerin yanı sıra Atatürk Koşusu da yapılmaktadır.
1936–1938 yılları arasında bu kupayı kazananların listesi ise şöyle:
1936: Galip Darılmaz (Demirspor) 41.08
1937: Şevki Koru (Ankaragücü) 38.12
1938: Mustafa Kaplan (Demirspor) 36.49

Gazi Koşusu
Atatürk adına bir de Gazi Koşusu düzenlenmektedir. Atatürk'ün Hipodroma gelerek at yarışlarını izlemesi ülkemizde yarışçılığın gelişmesine büyük katkılar sağladı. Ünlü İtalyan mimarı Viotti Violli tarafından yapılan modern "Ankara Hipodromu" da Atatürk'ün emir ve direktifleriyle inşa edilmişti.
Türkiye'de atçılığı ve yarışçılığı teşvik amacıyla kurulan "Yarış Islah Encümeni" de Atatürk'ün büyük desteğini görmüştü. Bu encümenin ricası üzerine adına bir "Gazi Koşusu"nun yapılmasına severek izin verdi (1926). Böylece Türk yarışçılık dünyasının en önemli klasik koşusu halini almış bulunan "Gazi Koşusu" 1927 yılından bu yana Türk yarışçılığına renk katmaya başladı.
İngiltere yarışçılık âleminde "Derby" ne ise, bugün Türk Yarışçılığında da "Gazi Koşusu" odur.
"Gazi Koşusu" bugün Türk yarışçılığının en büyük ve en önemli klasiğidir. 1927 yılından bu yana aralıksız gerçekleştirilmektedir. Yarış dünyamızın en büyük klasiği olan Gazi Koşusu'nun armağanı, Atatürk'ün at üzerindeki gümüş heykelidir. Ünlü heykeltıraş Şadi Çalık'ın eseri olan bu heykel 1970 yılından beri "Gazi Koşusu" galiplerine verilmektedir.
Atatürk son olarak 18 Ekim 1936 günü Ankara'da at yarışlarını izledi. Beraberinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Abdülhak Renda, Adliye Vekili Şükrü Saraçoğlu, Maarif Vekili Saffet Arıkan, Milli Müdafaa Vekili Kazım Özalp ve Prof. Afet İnanoğlu olduğu halde modern Ankara Hipodromu'na gelen Büyük Atatürk, şeref tribününden Sonbahar Yarışları'nın üçüncü hafta koşularını ilgiyle takip etmişti.
Modern Ankara Hipodromu'nu dolduran büyük halk kalabalığı gelişlerinde olduğu gibi gidişlerinde de Ata'ya karşı içten kopup gelen büyük sevgi gösterilerinde bulunmuştu.
1927 – 1938 yılları arasında bu kupayı kazananların listesi şöyle:
1927: Ali Muhiddin Hacıbekir'in "Neriman"ı jokeyi: İhsan Atçı
1928: Atıf Esenbel'in "Primerol"u jokeyi: Yula
1929: Celal Bayar'ın "Cap Griz Nez"i jokeyi: Clark
1930: İsmet İnönü'nün "Olga" sı jokeyi: N. Horwath
1931: Mr. Yantes'in "Young Turc"u jokeyi: Schenelly
1932: Akif Akson'un "Lale"si jokeyi: N. Horwath
1933: Karacabey Harası'nın "Özdemir"i jokeyi: Yunus
1934: Salih Temel'in "Ece"si jokeyi: Paul
1935: Ahmet Atman'ın "Tomru"su jokeyi: N. Horwath
1936: Memduh Alan'ın "Slem"i jokeyi: Paul
1937: Salih Temel'in "Taşpınar"ı jokeyi: Davut Aktı
1938: Said Halimin "Romance" jokeyi: N. Horwath
İstanbul'da ilk kez 1968'de düzenlenen Gazi Koşusu'nda ise birinciliği Burhan Karamehmet'in "Asuvan" adlı safkanı elde etti.
Türk yarışçılığının en büyük klasiği olan Gazi Koşusu'nun armağanı, Atatürk'ün at üzerindeki som gümüş heykeli, 1970 yılından beri ''Gazi Koşusu'' galiplerine verilmeye başlandı. Ünlü heykeltıraş Doç. Dr. Şadi Çalık'ın eseri olan bu heykeli ilk kez ''Sadettin'' adlı safkanın sahibi Sadun Atığ aldı.
Kendisi ve yavruları Gazi Koşusu kazanan atlar; Cap Gris Nez: (Yılmazkaya), Karayel: (I. Seren ve Cartegena), Akkor: (Toraman) ve George Thomas: (Caprice).
Yavruları en çok Gazi Koşusu kazanan aygırlar; Cihangir: Atlıhan, Melikşah, Kayarlı, Pikehan, Minimo ve Akkor`la 6 defa, Wings Of Song: Beau Brummel, Mirage, İcaros, Beau Monair ve Helene de Troia ile 5 defa, Onyx II: Özdemir, Tomru, Şilem, Taşpınar ve Konca ile 5 defa.
Yavrusu en çok Gazi Koşusu kazanan kısrak; Fleche d’Or: Beau Brummel, La Fleche, Beau Monair ile 3 defa.
Eküri biten Gazi Koşuları; La Fleche - Cantatrice (1956), Hafız - Kapkara (1986), The Best - I. Thunder Bold (1993)
Gazi Koşusu`nda en iyi derece, 1996 yılında Özdemir Atman’ın Bold Pilot (2.26.22) isimli safkanına aittir.
Gazi Koşusu`nu en fazla kazanma başarısını gösteren eküri; Darling (1950), Kusun (1953), Atlıhan (1961), Melikşah (1963), Kayarlı (1964), Minimo (1971), Akkor (1972), Karayel (1973), Buğra (1976), Toraman (1982), Cartagena (1984), Hafız (1986), Popular Demand (2005) ile toplam 13 kez ile ELİYEŞİL Ekürisidir.
Mümin Çılgın; Helene De Troia (1960), Apaçi (1965), Nadas (1974), Dr. Seferof (1979), Dersim ( 1981), Uğurtay (1985), Hafız (1986), Top Image (1988) ve Abbas (1991) ile 9 kez kazanarak Gazi Koşusu`nu en fazla kazanma başarısını gösteren jokey oldu.
Günümüzde at yarışları deyince Türkiye’de akla ilk Türkiye Jokey Kulübü  gelir.
Türkiye Jokey Kulübü’nün kuruluşu 1950 yılına rastlamaktadır.
Her ne kadar 1800’lü yılların ortalarından beri ülkemizde düzenli yarışlar yapılmaktaysa da yarışçılığımız, 1950 yılında “Jokey Kulüp” adıyla kurulan dernekle kurumsallaşmıştır.
Kuruluşundan 3 yıl sonra, yani 1953 yılında dönemin Bakanlar Kurulu’nun aldığı kararla Jokey Kulüp, “kamu yararına hizmet veren dernek” statüsüne alınarak adının önüne “Türkiye” ibaresi konulmuş, bugünkü adı olan “Türkiye Jokey Kulübü” ismi resmileşmiştir.
Türkiye Jokey Kulübü, dönemin Tarım Bakanlığı  ile imzaladığı sözleşmeye göre 3 Ekim 1953 tarihinden itibaren ülkemizde at yarışlarını  düzenleme yetkisine sahiptir.
O günden beri sürekli tartışılan Türkiye Jokey Kulübü, teknolojinin çok ileri olmadığı ilk dönemlerde yarışçılığımıza önemli katkılar yapmıştır.
Yarışların televizyondan yayınlanmaya başladığı dönemden itibaren çok daha geniş kitlelere hitap eden at yarışları sektörü, Türkiye Jokey Kulübü’nün prangası altında kıvranmaktadır.
En son 1993 yılında yenilenen sözleşme ile 20 yıl geçerli olmak üzere, ülkemizde yarışların düzenlenmesi yetkisi yine Türkiye Jokey Kulübü’ne 21 Kasım 2013 tarihine kadar verilmiştir.
Kaynaklar
      -   Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, AKDTYK.
      -   Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, İş Bankası Yayınları.
      -   S. Eriş Ülger, Özgün Belgelerle Türkiye Cumhuriyeti ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
      -   Salih Bozok, Hep Atatürk ile Beraber, Cumhuriyet Yayınevi.
      -   Mazhar Müfit Kansu, Atatürk’le Beraber, Türk Tarih Kurumu.
    -  http://www.ganyanx.com/tjk-gazi-hakkinda.aspx
    -  http://dayakuda.blogspot.com/2009/06/gazi-kosusuna-dogru.html
    -  http://dayakuda.blogspot.com/2009/06/at-yarislari-ve-turkiye-jokey-kulubu_19.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder