Her Türk Asker Doğar!
Edirne Yenigün Gazetesinde 4 Temmuz 2008 tarihinde 647. Kırkpınar Yağlı Güreşleri haftasında “Türklerin Ata Sporu Güreş” konulu Türk Spor Tarihinde Atatürk serinin 36 hafta devam eden yazı seriyle ara veridim yazılarıma 21 Ocak 2009 tarihinde yeniden 5 ay 17 gün sonra yeniden başlamanın mutluluğunu yaşıyorum.
2007 yılında tekrar yazı yazmaya başladığım Edirne Yenigün Gazetesinin başta sahiplerine tüm yazı ailesine, ayrıca bana 1967 yılında Edirne Gazetesinde yer veren beni yönlendiren kısacası bana sahip çıkan Sayın Murat Turgu’ya okurların önünde teşekkürü borç bilirim.
Çevremde birçok kişinin benim yazı yazmadığımı merak ettikleri konunun asıl sebebi benim oğlumun askere gitmesi ve geleceği güne kadar yazı yazmamam için kendi kendime aldığım karardan ibarettir.
Bu günden itibaren sizlerle haftanın bir iki günü Edirne Yenigün Gazetesi’nde kısmet olursa buluşmaya çalışacağım. Tüm Okurların her şeyi gönüllerince olsun.
Başlığından da anlaşılacağı gibi ilkyazımda bıraktığım konuyla ilgili törelerimiz, geleneklerimiz ve göreneklerimizle ilgili bir konuyla başlangıç yapıyorum.
Bir kuşaktan gelecek kuşaklara aktarılan maddi olmayan kültürümüzün bir parçası olan askerlikle iliği Türklerin kutsal bir konudan bahsedeceğim,
Anne, babalar, doğum-ölüm sürecini kapsayan geçiş dönemlerindeki her önemli olayda, çocuklarını mutlu etmek için kendi imkânları dâhilinde, canla başla çalışır. Doğum davetleriyle başlayan bu süreç, diş hediği, sünnet düğünleri, askere uğurlama, asker dönüşü, iş kurma, evlendirme, torun sahibi olma, toruna bakma gibi olaylarla süresiz devam eder.
Askerlik
Türklerin birçok özelliklerinin yanında en fazla ön plana çıkmış yönleri de iyi birer asker olmalarıdır. Çok eski devirlerden beri çeşitli adlarda devlet kurmuş olan Türk Milleti’nin temeli düzenli bir askeri teşkilata dayanır
Toplumumuzda gelenekselleşmiş köklü bir geçmişe sahip olan askerlik kutsal bir görev olarak değerlendirilir. Asker olmak onurlu ve erdemli bir insan olmayla özdeşleştirilir. Özellikle askerliğini yapmayan kişiler hoş karşılanmaz, sözleri dikkate alınmaz. Topluma bu denli önem verilen bu görevin başlangıcında ve bitişinde diğer geçiş dönemlerinde olduğu gibi çeşitli törenler yapılmaktadır. Uğurlama ve karşılama törenleri bölgesel farklılıklar göstermektedir.
Asker Uğurlamayla ve Karşılamayla ilgili yurdumuzdan birkaç örnek
Yurdumuzun her yöresinde yaygın olarak yapılan uygulamalardan biri, askere çağrı belgesini alan gençlerin Günümüzde askere uğurlama törenleri önemli bir olaydır. Askere gidecek olan delikanlı askere gitmeden önce bütün işlerden el çektirilir. Delikanlı bu sürede dinlendirilir, gezer, eğlenir. Aynı dönemde askere gidecek tertipleriyle birlikte birbirlerini evlerine davet ederek birbirlerine ziyafet çekerler. Ailelerinin ekonomik durumu iyi olanlar küçük veya büyükbaş adak hayvanı keser, mevlit okuturlar. Askere gidecek olan delikanlı askere gitmeden önce bütün akrabalarını ve yakın dostlarını ziyarete gider. Ziyarete çıkmasa bile akraba ve yakın dostlar, genci yemeğe davet ederler. Bu yemeği veda yemeği şeklinde düzenlerler. Ziyaret ettiği akrabalar askere uğurlama sırasında belli miktar para verirler. Bu para miktarı önemli değildir, önemli olan verilmesidir. Ayrıca, türbe ziyaretleride yapılır. Bu ziyaretlere asker adayının götürülüş amacı, askerden sağ salim gelmesi için yardım dilemektir. Delikanlı kurban adar. Bazı aileler kına törenini yönetecek kına bayraktarını çağırır, bayraktar kına yakılırken kına ve asker duası okur. Gencin askerliğini kazasız belasız bitirmesi için okutulur. Mevlit sırasında da bu niyetle dualar edilir.
Delikanlının askere gideceği gün aynı dönemde askere giden gençler birlikte tüm arkadaşları bir yerde toplanarak genci yalnız bırakmadıklarını belirtmek askere gidenlerin araçları süslenir ve terminallerde otobüse binmeden önce herkesle vedalaşır. Annesiyle vedalaşırken annesi oğluna simitten bir parça ısıttırır, kalan simidi saklar. Simit evde bir odaya asılarak delikanlı askerden gelene kadar saklanır. Kısmetin onu geri getireceğine inanır. Genç askerden döndüğünde simit suda ıslatılarak kuşlara yesin diye atılır. Delikanlı eğer sözlüyse, sözlü ona bir mendil hediye eder. Bu dantelli mendili genç kız eliyle işler. Delikanlı bu mendili askerde kesinlikle kullanmaz, askerden geldikten sonra da saklar; bu gelenektir. Şayet gencin ekonomik durumu iyi olmadığı durumlarda çevreden para toplanarak gence asker harçlığı verilir.
Güzel yurdumuz değişik yörelerinden asker uğurlamasıyla ilgili birkaç örnek vereyim.
Kars'ta askere gidecek kişi köy ve şehirdeki akrabalarını ziyaret edip, "Allahaısmarladık" demekle bu ziyaretler sırasında kendisine harçlık ve yolluk olarak hazırlanan çöreklerden verilmektedir.
Silifke’de askere gidileceği günün akşamı, askere gidecek olanlar, kız ve erkek arkadaşlarını eve davet eder, geç saatlere kadar eğlenirler, mengi oynanır. Askerlerin ceplerine uğur parası denilen harçlıklar konulur.
Ankara–Kızılcahamam’da yaşlı erkekler ve kadınlar "Uğur parası" adı verilen parayı verirken "Benim için nöbet tut, buna karşılık" diyerek gencin gönlünü almaktadırlar.
Seydişehir'de uğurlama töreninde kadınlar hazırladıkları çöreği üçe bölerler. Bir parçası kurda kuşa yem olsun diye suya atılır. Bir parçası delikanlının gömleğine sarılarak sandıkta saklanır. Bir parçası da yemesi için delikanlının yolluğuna konur. Her izine geldiğinde gömleğe sarılı parçadan bir bölümü koparılarak gence yedirilir. Asker uğurlamasından sonra kadınlar bir pınarın başında toplanarak yemek yerler. Yemek yerken tahta kaşık kullanılmaz, tahta kaşık kullanılırsa delikanlıların askerde çok dayak yiyeceğine inanılır.
Eskişehir–Seyitgazi’de askere gidecek genç nişanlı ise nişanlı evinin odununu gitmeden önce asker adayına kestirirler, zorluklara alışsın diye.
Yaşamının bir bölümü ile ilgili bu denli zengin uğurlama törenlerinin yanında, karşılama törenleri de zengin uygulamalara sahne olmaktadır.
Asker dönüşü için kurban adanmışsa kurban kesilir. Kurban eti ya eve sokulmadan fakirlere dağıtılır ya da akraba ve komşular çağırılarak yemek verilir.
Silifke’de asker terhis olduktan sonra kına alıp getirir. Geldiği günün akşamı kendisine hoş geldiğine gelenlere hazırlanan kınadan yakılır. "Asker kınası" adı verilen bu kınanın yakılması uğurlu sayılır.
Uğurlama süresi içinde yapılan türbe ziyaretleri tekrarlanır ve yeni yaşam sürecine başlar.
Yazımı Atatürk’ün Türk Askeri ve Türk Orduysa ilgili sözleriyle bitirmek istiyorum
Türk askeri!
Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz daha sağlam bir askere rastlanmamıştır. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. Kanaatinle, imanınla, itaatinle, hiçbir korkunun yıldıramadığı demir gibi temiz kalbinle, düşmanı sonunda alt eden büyük gayretin için minnet ve şükranımı söylemeyi kendime bir borç bilirim.
Atatürk (1921)
Atatürk'ün orduya değişmeyen mesajında şu direktifi vermiştir:
"Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan, her zaman zaferle beraber medeniyet nurları taşıyan kahraman Türk Ordusu.
Memleketini en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden, felaket ve musibetlerden ve düşman istilasından nasıl korumuş ve kurtarmış isen, Cumhuriyetin bugünkü feyizli devrinde de, askerlik tekniğinin bütün modern silah ve vasıtalarıyla mücehhez olduğun halde, vazifeni aynı bağlılıkla yapacağına hiç şüphem yoktur.
Türk vatanının ve Türklük camiasının şan ve şerefini, dâhili ve harici her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni her an ifaya hazır ve amade olduğuna benim ve büyük ulusumun tam bir inanç ve itimadımız vardır. Büyük Ulusumuzun orduya bahşettiği en son sistem fabrikalar ve silahlar ile bir kat daha kuvvetlenerek büyük bir feragati nefis ve istihkarı hayat ile her türlü vazifeyi ifaya müheyya olduğunuza eminim. Bu kanaatle Kara, Deniz, Hava Ordularımızın kahraman ve tecrübeli komutanları ile subay ve eratını selamlar ve takdirlerimi; bütün ulus ve muvacehesinde, beyan ederim."
Atatürk
Rahmetli Babamın çok kullandığı sözü de
“Çocuktur çoktur ama her evde yoktur.”
Ahmet Aytekin
Son olarak, ülkemizi canlarıyla koruyup şehit olanlar, gazilerimiz sakın korkmayın bu ülkenin yeni yetişen gençleri dünya döndükçe Türkiye Cumhuriyetini korudukları gibi şehit ailelerine de sahip çıkacaktır.
Yeni bir yazıda buluşmak üzere hoşça kalın.
Not: Edirne bölgesindeki kutlamaları bildiğimizden bahsetmedim. Diğer bölgelerden birkaç örnek verdim.
Kaynak
- Burhan Aytekin, 21 Ocak 2009 Edirne Yenigün Gazetesi sayfa 7
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder