Ziraat Bankası
1863’te Tuna Valisi Mithat Paşa, Tuna Eyaleti’ne mahsus olmak üzere “Memleket Menfi Sandıkları” adı altında bir “sandık” kurmuştu. Bu teşkilatın amacı, çiftçilere ihtiyacı olan küçük kredileri sağlamaktı. Zaman içinde diğer vilayetlere de yayılan “sandıklar” 1889’da bir merkez tarafından idaresini sağlamak amacıyla Ziraat Bankası adı altında birleştirildi. 23 Nisan 1920’de TBMM nüfuzu altında bulanan topraklarda şube ve sandıkları idare edilmesi, Ziraat Bankası Ankara Şubesi’ne devredildi. Mustafa Kemal, 1 Mart 1923’de TBMM’de yaptığı konuşmada, “Tarımda çalışanlara yardım etmekle görevli olan Ziraat Bankası şube ve sandıkları, dört ay evveline kadar yalnız 110 iken, bugün 300’den fazla sayıya çıkarılmış bulunuyor. Bu bankaya son iki ay içinde 2 milyon liraya yakın sermaye tedarik edilmiş ve banka bilhassa düşmandan kurtarılan vatan bölgelerine geniş şekilde borç vermeye başlamıştır” diyordu. 19 Mart 1924’te kabul edilen Bütçe Kanunu ile Ziraat Bankası, sadece ziraî kredi veren bir işletme değil, aynı zamanda, her türlü bankacılık faaliyetlerini yapabilecek, anonim şirket şeklinde dönüştürüldü. Böylece banka, esas amacı çiftçilere kredi vermek olmakla beraber, tüm bankacılık işlemlerini yapabilecek duruma geldi. Ziraat Bankası’nda “Halkçılık” ilkesine uygun bir düzenlemeye gidilmesi ise 26 Temmuz 1926 tarihli Ziraat Bankası Nizamnamesi’yle işlerlik kazandı. Böyle bir güzel düşünceyle kurulan Ziraat Bankasının da yakında özelleştirme kapsamında olduğunu bilmek beni üzmektedir.
Kaynaklar
- Mazhar Müfit Kansu, Atatürk’le Beraber, Türk Tarih Kurumu.
- Lord Kinnoss, Bir Milletin Yeniden Doğuşu, Altın Kitaplar.
- Pars Tuğlacı, Çağdaş Türkiye I-II, Cem Yayınevi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder