30 Mart 2011 Çarşamba

30 Mart 2011 31 Mart Vakkası



31 Mart Vakası

Mustafa Kemal, 30 Mart 1927de, 1919’dan beri ilk kez ve Cumhurbaşkanı olarak geldiği İstanbul’da… Mustafa Kemal, 18 yıl önce de 31 Mart 1909’da başlatılan kanlı ayaklanmayı bastırmaya gelmişti.
Temmuz 1908’de 2. Meşrutiyet’in ilan edilmesiyle Meşrutiyetçi hareketin en güçlü kanalı olan ittihat ve terakki Cemiyeti’nin iktidarı tam olarak ele geçiremeyerek dolaylı bir denetim kurması politik istikrarsızlığa yol açmış, halk arasında da yaygın çalkantılar doğurmuştu.
12 Nisan’ı 13 Nisan’a bağlayan gece, Taksim Kışlası’ndaki Avcı Taburu’na bağlı askerler subaylarına karşı ayaklanarak kendilerine önderlik eden din adamlarının peşinde Heyet-i Mebusan’ın önünde toplandılar ve ülkenin şeriata göre yönetilmesin istediler. Hüseyin Hilmi Paşa hükümeti ayaklanmacılarla uzlaşma yolunu seçti ve hükümet üyeleri tek tek istifa etti.
Ayaklanma Heyet-i Mebusan üzerinde de etkili oldu. O gün İttihat ve Terakki üyesi mebuslar, can güvenlikleri olmadığı için Meclis’e gitmediler. Bazıları İstanbul’dan uzaklaşırken, bazıları da kent içinde gizlendi.
Ayaklanmacılar, İttihatçı subaylarla mebusları bulundukları yerde öldürüyorlardı. İstanbul’da denetimi elinden kaçıran İttihat ve Terakki ise, asıl güç merkezi olan Selanik’teki 3. Ordu’yu harekete geçirdi. Böylece ayaklanmayı bastırmak üzere Hareket Ordusu kuruldu.
3. Ordu’daki genç subaylar Meşrutiyet’i kurmak için İstanbul üzerine yürümekten başka çare görmüyorlardı. Genç subayların içinde İstanbul’daki gerici ayaklanmanın vakit geçirilmeden bastırılmasının en ateşli savunucusu ise. 3. Ordu7nun Kurmay Başkanı olan Mustafa Kemal idi. Bu fikrini ordu komutanına da kabul ettirdi.
Hareket Ordusu’nun İstanbul halkına yayınladığı Hüseyin Hüsnü imzalı bildiriyi Mustafa Kemal’in kaleme aldığı bilinmektedir. Bu bildiride Abdülhamit’in uzun istibdat yönetiminin yıkıldığı belirtiliyor, mel’un ve vicdansız istibdat taraftarlarının alçak ve menfur hareketinin sebep olduğu kanlı isyan tel’in ediliyor, bu isyanı bastırmak üzere ordunun büyük bir kısmının Yeşilköy’e geldiği duyuruluyordu.
Ayaklanmacılar 23 Nisan’ı 24 Nisan’a bağlayan gece İstanbul’a girmeye başlayan Hareket Ordusu’na başarısız bir direniş çabasından sonra teslim oldular. Heyet-i Mebusan ve Heyet-i Ayan da bir gece önce Yeşilköy’de toplanarak, hareket Ordusu’nun girişiminin meşruluğunu onaylamışlardı.
Ayarlanmanın bastırılmasından sonra sıkıyönetim ilan edildi ve ayaklanmacıların önderleri Divan-ı Harp’te yargılanarak ölüm cezasına çarptırıldılar. Ama en önemli gelişme, Meclis-i Umumi Milli adı altında birlikte toplanan Heyet-i Mebusan ve Heyet-i Ayan’ın 27 Nisan’da 2. Abdülhamid’in tahttan indirilmesini, yerine 5. Mehmed’in geçirilmesini kararlaştırmasıydı. Abdülhamid’in İstanbul’da kalması da sakıncalı bulunarak Selanik’te oturması uygun görüldü. Divan-ı Harp, Abdülhamid’i yargılamak istediyse de, yeni kurulan Hüseyin Hilmi Paşa hükümeti bunu kabul etmedi. 1912’ye kadar Selanik’te ikamet eden Abdülhamit daha sonra Beylerbeyi Sarayı’na getirilecek ve 1916’deki ölümüne kadar burada “kafes hayatı” sürdürmek zorunda kalacaktı.

Kaynaklar
                 -   Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, İş Bankası Yayınları.
                 -   S. Eriş Ülger, Özgün Belgelerle Türkiye Cumhuriyeti ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
                -   Afet İnan, Atatürk hakkında Hatıralar ve Belgeler, İş Bankası Yayınları.
                -   N. Ahmet Banoğlu-K. Zeki Gencosman, Atatürk Ansiklopedisi, 10 Cilt,  May Yayınları.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder