31 Mayıs 2011 Salı

31 Mayıs 2011 Mustafa Kemal'e Armağan



Mustafa Kemal’e 
Armağan

Bugün Çankaya Köşkü alanında Müze Köşk olarak bilinen yapı, 30 Mayıs 1921’de Ankara halkı tarafından satın alınıp, Mustafa Kemal’e armağan edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, bu armağanı Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağışlamış ve tapu tescilini yaptırmıştır. Atatürk, Ulusal Kurtuluş Savaşı döneminde Ankara’ya geldiğinde önce bugün Devlet Meteoroloji İşler Genel Müdürlüğü olarak kullanılan Ziraat Okulu’nda kalmış, okulun savaş karargâhına dönüştürülmesinin ardından, Direksiyon Binasıolarak anılan taş binaya geçerek burayı hem konut hem çalışma mekânı olarak kullanmıştır. Ruşen Eşref’in önerisiyle Cumhurbaşkanlığı Konutu için Ankara’nın bağlar bölgesi olan Çankaya’da bir yer aranmıştır. 1921 yılında satın alınan ve o dönem “Kasapoğlu Köşkü” olarak bilinen köşk Ankaralılar tarafında Mustafa Kemal’e armağan edilmiştir.
O dönem bağevi olarak bilinen Köşk’ün alt katının girişindeki taşlığın her iki yanında birer oda taşlığın ortasında üç çanaklı fıskiyeli, sekizgen mermer bir havuz bulunmaktaydı. Köşk’ün alt katında bulunan ve sonradan kaldırılan fıskiyeli havuzun kurnasına eski harflerle kazınmış 1876 tarihi, binanın yapıldığı yılı göstermekteydi.
Köşk, Atatürk tarafından 1932 yılına kadar, hem ikametgâh hem de çalışma mekânı olarak kullanılır. Mustafa Kemal, Nutuk’u burada yazar. 1926’da köşk, kaloriferli hale getirilir. 1986’da ise müzeye dönüştürülür.

Kaynaklar
                 -   Mazhar Müfit Kansu, Atatürk’le Beraber, Türk Tarih Kurumu.
                 -   Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, İş Bankası Yayınları.
                 -   S. Eriş Ülger, Özgün Belgelerle Türkiye Cumhuriyeti ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
                 -   Falih Rıfkı Atay, Çankaya, Dünya Yayınları.
                -    Salih Bozok, Hep Atatürk ile Beraber, Cumhuriyet Yayınevi.

30 Mayıs 2011 Pazartesi

30 Mayıs 2011 Göklerin Kızı Sabiha Gökçen


Göklerin Kızı 
Sabiha Gökçen

Mustafa Kemal’in manevi kızı Sabiha Gökçen, dünyanın ilk kadın savaş pilotu ve ilk Türk kadın pilottur. 
22 Mart 1913’te Bursa’da dünyaya geldi. Anne ve babasını küçük yaşta kaybeden ve ağabeyi tarafından büyütülen Sabiha, 1925’te Bursa ziyareti sırasında evlerinin yakınındaki Hünkâr Köşkü’nde konaklayan Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’e ulaşmayı ve okumak istediğini iletmeyi başarmıştı.
Mustafa Kemal’in, ağabeyinden izin alarak evlat edindiği ve Ankara’ya götürdüğü Sabiha, Çankaya İlkokulu ve Üsküdar Kız Koleji’nde okudu. Rahatsızlığı nedeniyle öğrenimini yarıda kesip Heybeliada ve Viyana’da tedavi gördü. Bir süre Paris’te bulundu. 1934’te Mustafa Kemal kendisine Gökçen soyadını verdi.
1935’te Türkkuşu Sivil Havacılık Okulu’na girdi. Rusya’ya gönderilerek, 6 aylık yüksek planörcülük eğitimi aldı. 25 Şubat 1936’da ilk defa motorlu uçakla uçmaya başladı.
1937'de Tunceli Harekâtı’na katılan Gökçen, bu harekâttaki rolüyle dünyanın ilk kadın savaş pilotu oldu. 1938’de uçağıyla 5 gün süren Balkan turu yapan Gökçen’in ünü bu turla dünyaya yayılmış, “göklerin kızı” olarak anılmasına neden olmuştu.
1953 ve 1959’da davet edildiği ABD’ye Türk toplumu ve Türk kadınını tanıtmak amacıyla giden Gökçen, son uçuşunu 1996’da 83 yaşındayken Fransız pilot Daniel Acton eşliğinde Falcon 2000 uçağıyla yapmıştı…
1996’da Amerikan Hava Kurmay Koleji’nin mezuniyet töreni için düzenlenen Kartallar Toplantısı’nın onur konuğu olarak katıldığı törende, dünya tarihine adına yazdıran 20 havacıdan biri seçildi. Sabiha Gökçen, 22 Mart 2001’de 88 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Kaynaklar
       -    Afet İnan, Atatürk hakkında Hatıralar ve Belgeler, İş Bankası Yayınları.
       -    Mükerrem K. Su-Prof. Dr. Ahmet Mumcu, Türkiye Cumhuriyet İnkılâp Tarihi, Milli Eğitim Bakanlığı, Basımevi.
       -    Atatürk’ün, Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, AKDTYK.
       -    S. Eriş Ülger, Özgün Belgelerle Türkiye Cumhuriyeti ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
       -    E. Behnan Şapolyo, Türk İnkılâbı Tarihi Notları, Harp Okulu Basımevi.

29 Mayıs 2011 Pazar

29 Mayıs 2011 Bulgaristan'da Olaysız Cuma...


Bulgaristan'da
Olaysız Cuma…

İsmail İbrahimoğlu [2011-05-27]
Başkent Sofya Kadı Seyfullah Efendi Camisinde kılınan Cuma namazı olaysız geçti. Cami, avlusu ve sokak Müslümanlarla taşarken etraf polis ve gazetecilerle doldu. Ancak Bayramlarda bu kadar büyük bir kalabalığa sahne olan camide kılınan Cuma namazı Bulgaristan Müslümanlarının Dini Önderi Başmüftü Dr. Mustafa Hacı tarafından bizzat kıldırıldı. Arapça, Türkçe ve Bulgarca olmak üzere üç ayrı dilde hutbe okundu, İslam dininin hoşgörü, karşılıklı sevgi ve anlayış üzere kurulduğu vurgulandı.
Son dönemde çirkin sahnelere tanıklık eden Müslümanlar rahatlıkla dini ibadetini yerine getirdiler, polislerin, gazetecilerin ve seyircilerin çok fazla olması, acaba sorusunu da yanında getirdi. Hatırlayacak olursak 29 Nisan günü aşırı sağıcı, ırkçı ve yabancı düşmanlığı yapan Ataka partisinin resmi bir seçim aracı caminin yanına park edip hoparlörlerini sonuna kadar açıp Cuma namazı kılanları çan sesi, Hıristiyan şarkıları ve kilise ilahileriyle kışkırttılar. Geçen hafta ise bizzat ırkçı Volen Siderov tarafından kışkırtılan parti yandaşları dini ibadetini yerine getirmeye gelen Müslümanlara saldırdılar, namazla olarak kullanılan hasırları yakmışlardı.
Ülkedeki tüm siyasi partiler cami saldırısını kınadılar, akabinde üç milletvekili de Ataka partisini terk ettiler. Avrupa’dan en sert tepki Hak ve Özgürlükler Hareketinin de üyesi olduğu liberallerden gelmişti. Avrupa Parlamentosu (AP) Liberal Grup Başkanı Guy Verhofstadt, olayı şiddetle kınadığını ve uygar toplumlarda aşırılıkları körükleyenlerin yeri olmadığını vurgulamıştı.
Sıkça ülkedeki Müslüman Türkleri hedef alan ırkçı Siderov, aynı şekilde bölgenin en güçlü ekonomisi olan Türkiye Cumhuriyetinin Avrupa Birliği sürecine karşı da birçok eylem gerçekleştirdi.

Bulgaristan Parlamentosunun Türklerle ilgili aldığı olumlu karar
Bulgaristan Parlamentosu, 
ATAKA partisinin 
Sofya camisine saldırılarını kınadı

Kırcaali Haber [2011-05-27]
Bulgaristan Parlamentosu, geçen cuma günü “Banya Başı” Camisi önünde çıkan olayları kınayan bir deklarasyon kabul etti. Belge salonda bulunan tüm 127 milletvekilinin oy birliğiyle kabul edildi.
Deklarasyonda, ”Milletvekilleri ATAKA siyasi partisinin 20 Mayıs 2011 tarihinde başkentin merkezinde müminlere karşı yaptığı saldırıları kesinlikle kınıyorlar. Bu olayın Müslümanlar için kutsal cuma gününde farz olan namaz sırasında gerçekleştirilmesi özellikle skandal yaratıyor. Bu hareketleriyle bu parti, Bulgaristan demokrasi toplumundan kendini ayırıyor.
Bu tutum Bulgar halkının dini tahammülüne ve etnik hoşgörüsüne derinlikte çok yabancıdır.
Etnik barışı zayıflatma ve Bulgaristan vatandaşları arasında dini temele dayanan gerilim yaratma denemelerinden derin endişe duyduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Bulgaristan Cumhuriyetinin milli güvenliğine tehlike oluşturan etnik barışa karşı saldırısından sonra ATAKA siyasi partisi devlet yönetimi için tehlikelidir” deniliyor.
Milletvekilleri, yetkili devlet kurumlarının, savcılığın ve mahkemenin dahi, gereken önlemleri alarak, Anayasa ve ülkenin kanunlarının gözetilmesini sağlamalarını ısrar ediyorlar.

28 Mayıs 2011 Milleti İşgale Karşı Ayağa Kaldırın


Milleti İşgale Karşı 
Ayağa Kaldırın

Mustafa Kemal, 26 Mayıs 1919’da, işgalciye karşı sessiz kalan halkı ayaklanmaya çağırıyordu.
“Dikkate değer bir noktadır ki, İzmir’in, onun arkasından da Manisa ve Aydın’ın işgali ile yapılan saldırı ve zulümler hakkında millet daha aydınlanmamış; milli varlığa vurulan bu korkunç darbeye karşı açıktan açığa herhangi bir tepki ve şikâyet gösterilmemişti. Onun için milleti uyarıp harekete getirmek gerekirdi. Bu maksatla 28 Mayıs 1919 tarihinde valilere ve bağımsız mutasarrıflıklara, Erzurum’da 15’inci kolordu, Ankara’da 20’inci Kolordu ve Diyarbakır’da 13’üncü Kolordu Komutanlıkları’na, Konya’da Ordu Müfettişliği’ne şu yolda birer genelge gönderdim.”
“İzmir’in ve maalesef bunun arkasından da Manisa ve Aydın’ın işgali, gelecekteki tehlikeyi daha açık olarak sezdirmiştir. Yurt bütünlüğümüzün korunması için milletçe gösterilen tepkinin daha canlı ve sürekli olması gerekir. Yaşayışımızda ve milli bağımsızlığımızda gedikler açan işgal ve ilhak gibi olaylar, bütün millete kan ağlatmaktadır. ızdıraplar dindirilemiyor. Bu duruma derhal son verilmesinin bütün medeni milletlerle büyük devletlerin adalet ve nüfuzundan sabırsızlıkla beklendiğini göstermek maksadıyla, önümüzdeki hafta içinde ve çeşitli illere göre, pazartesi başlayıp Çarşamba günü müracaatın arkası alınmak üzere, büyük ve heyecanlı mitingler yapılarak milli gösterilerde bulunulması, bunun bütün kasaba ve köylere kadar yaygınlaştırılması…” “Verdiğim bu talimat üzerine her yerde gösteri toplantıları yapılmaya başlandı.”
Kaynaklar
                 -   E. Behnan Şapolyo, Kemal Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi, Berkalp Kitapevi.
                 -   Mükerrem K. Su-Prof. Dr. Ahmet Mumcu, Türkiye Cumhuriyet İnkılâp Tarihi, Milli Eğitim Bakanlığı, Basımevi.
                 -   Atatürk’ün, Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, AKDTYK.
                 -   Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, AKDTYK.
                 -  Salih Bozok, Hep Atatürk ile Beraber, Cumhuriyet Yayınevi.

27 Mayıs 2011 Asiler, Çamlıbel'i Basıyor



Asiler, Çamlıbel’i Basıyor

Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nin toplanması üzerine, düşmanlar, Anadolu’nun her tarafında isyanlar çıkartmak hususundaki faaliyetlerine daha da hız vermişlerdi. Bu isyanlar aracılığı ile Anadolu’daki milli teşkilatın ve milli kuruluş hareketinin çökertileceğini hesap etmektedirler.
Bu isyanlardan biri, Yenihan havalisinde çıkartılmıştı. İsyan, 14 Mayıs 1920 günü, Çerkez Kara Mustafa ile Postacı Nazım’ın, beraberindeki kırk kişiyle birlikte. Kaman’da harekete geçmeleriyle başlamıştı.
Asiler, üç gün sonra, 27 Mayıs 1920 gecesi, Çamlıbel’de bulunan bir milli müfrezeyi basarak eser ettiler.
Atatürk, bir yandan, Bolu, Düzce ve İzmit havalisinde çıkan ve Hilafet Ordusu tarafından desteklenen isyan hareketini bertaraf etmeye çalışırken, bir yandan da, Yenihan’da başlayıp genişleyen bu isyanı bastırmak için tedbirler alacaktı.
Erzurum ve Sivas Kongreleri ile dünyaya duyurulan milli amaçlar, Büyük Millet Meclisi aracılığıyla doğrudan doğruya milli iradeden kuvvet almaya başlamıştı. Milli emellerin karşısında, düşmanların paralarıyla faaliyete geçen isyancılar tutunamayacaklardı. Büyük Millet Meclisi, lideri ve ordusu ile birlikte, müşkülleri birer birer alt edecek, Türk vatanında düşmanları çıkartacak ve düşmanlarla birlikte çalışan Padişah Vahdettin’i ve İstanbul Hükümeti’ni şaşkın bir duruma düşürecekti.
Kaynaklar
                -   Mazhar Müfit Kansu, Atatürk’le Beraber, Türk Tarih Kurumu.
                -   Enver Ziya Karal, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi 1918-1965, Milli Eğitim Bakanlığı, Basımevi.
                -   E. Behnan Şapolyo, Kemal Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi, Berkalp Kitapevi.
                -   Mükerrem K. Su-Prof. Dr. Ahmet Mumcu, Türkiye Cumhuriyet İnkılâp Tarihi, Milli Eğitim Bakanlığı, Basımevi.
                -   S. Eriş Ülger, Özgün Belgelerle Türkiye Cumhuriyeti ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk.

26 Mayıs 2011 Kültür Devriminin İfadesi Halkevleri



Kültür Devriminin İfadesi 
Halkevleri

Cumhuriyet Halk Fırkası’nın 10-18 Mayıs 1931 tarihleri arasında yapılan III. Büyük Kongresi’nde, feshedilen Türk Ocakları’nın yerine,
“Ulusu bilinçli, birbirini anlayan, birbirini seven, aynı ideale bağlı halk kitlesi halinde örgütlemek;
Kültür, ülkü, amaç ve düşünce birliğini güçlendiren ve kuvvetlendiren kültür öğelerini ortaya çıkarıp geliştirmek;
Ulusal birliği oluşturan, milli ruhu biçimlendiren ve kuvvetlendiren kültür öğelerini ortay çıkarıp geliştirmek;
Köylü ile kentli, köylü ile aydın zümreler arasındaki ilişkileri düzenleyip artıracak köycülük çalışmaların yapılmasını sağlamak;
Cumhuriyet Halk Fırkası’nın ilkelerin ive bu ilkelerin ülke düzeyinde nasıl uygulandığını anlamak için kullanılan bir merkez oluşturmak” amacıyla, halkevleri kurulması karar altına alınmıştı.
19 Şubat 1932’de, başta Ankara olmak üzere 14 merkezde, düzenlenen törenlerle açılan halkevleri, dokuz kolda faaliyet göstereceklerdi: Dil, Edebiyat, Tarih, Güzel Sanatlar, Temsil (Tiyatro), Spor, Sosyal Yardım, Halk Dershaneleri ve Kurslar, Kütüphanecilik ve Yayın, Köycülük, Müze ve Sergi.
Ankara Halkevi’nin açılışında konuşan Recep Bey, CHF'nin halkevlerini kurarak halkı ulusal amaçlar içerisinde yeniden örgütlemek isteğini, halkevlerinin parti ve politik düşünceler dışında ulusal amaçlar için çalışmalar yapacağını, kitlelerin gelecek için yetişmesinde rehbere gereksinim duyulduğunu, bu nedenle halkevlerinin Türk to5plumunu geleceğe hazırlayacağını” vurguluyordu..
Kaynaklar
                -    Lord Kinnoss, Bir Milletin Yeniden Doğuşu, Altın Kitaplar.
                -   Mükerrem K. Su-Prof. Dr. Ahmet Mumcu, Türkiye Cumhuriyet İnkılâp Tarihi, Milli Eğitim Bakanlığı, Basımevi.
                -   Afet İnan, Atatürk hakkında Hatıralar ve Belgeler, İş Bankası Yayınları.
                -   E. Behnan Şapolyo, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi 1918-1950, Milli Eğitim Bakanlığı, Basımevi

26 Mayıs 2011 Perşembe

26 Mayıs 2011 Uluslararası Trakya Bisiklet Turu 26-29 Mayıs'ta Yapılıyor



2'inci  
Uluslararası Trakya Bisiklet Yarışları 
26-29 Mayıs Günleri yapılıyor


En son 40 sene önce Edirne - İstanbul Bisiklet yarışlarının yapıldığı Serhad Şehrimiz Edirne'mizde; 

Bu yıl 2. si düzenlenen Uluslararası Trakya Bisiklet Turu 26/29 Mayıs Tarihleri arasında yapılacak olup, 
      1. Etap Turu 26 Mayıs 2011 Tarihinde 1.Etap: Tekirdağ-Çorlu-Tekirdağ (114 km), 
      2. Etap Turu 27 Mayıs 2011Tarihinde Çorlu-Çerkezköy-Saray-Vize-Lüleburgaz (128 km), 
      3. Etap Turu 28 Mayıs 2011 Tarihinde Saat 13:00 da Lüleburgazda Start verilecektir.

Güzergah Lüleburgaz-Babaeski-Kırklareli-Edirne (115 km) Belirlenmiştir ve aynı gün bitiş noktası Olin Kavşağı olarak belirlenmiştir.17:00 da Sporcu kafilesinin turu bitirmesi hedeflenmektedir.

Katılan Sporcular ve Takım Çalışanları ile birlikte 180 kişilik bir kafile beklenilmektedir.
        * Türkiye (Türk Milli Takım Sporcuları, Konya Şeker Spor, Brisa Bisiklet Kulübü, Manisa Bisiklet Takımı)
        * Yunanistan
        * Bulgaristan
        * Irak
        * İran
        * İsrail
        * İtalya
Bisiklet takımları yarışmalarda boy göstereceklerdir. 60 kişilik Pedalcının bulunduğu yarışın güzel bir mücadeleye örnek olacağı kanısındayız.

29 Mayıs Tarihinde Sabah Saat 09:00 da Atatürk Heykelinden II. Uluslararası Trakya Bisiklet Turu'nun 4. Etap Startı verilecektir. 
      4.Etap: Edirne - Tekirdağ arasında yapılarak 143 Km. mesafeli 4. Etap ile Tur sona erecektir.

EBİS'in 40 yıl aradan sonra Edirnemize Hediyesi Olan II. Uluslararası Trakya Bisiklet Turu'na Spor ve Bisikleti seven tüm halkımızı bu etkinlikte sporcuları izlemek için davet ediyoruz.

Sporcuları izleme alanı Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Kavşağından Olin Kavşağına kadar olan aradır...

25 Mayıs 2011 Basın Kurultayı



Basın Kurultayı

Türkiye’de gazetecilik, 1938 yılına kadar iş yasası kapsamında bile değildi. Gazeteciler, Borçlar Kanunu’nun hizmet sözleşmesiyle ilgili hükümlerine bağlıydı. Gazetecilerle ilgili ilk yasa düzenleme, 1938 yılında Basın Birliği Kanunu ile yapıldı.
Basın Birliği kurma düşüncesi, 25 Mayıs 1935’te toplanan Basın Kurultayı’nda ortaya atıldı. Kurultay’ı toplayan Basın Genel Direktörü Vedat Nedim Tör, basının işlevini “Devrimci hükümetin yaptığı işlerin en samimi yardımcılığı, devrim prensiplerinin geniş yığınlar içinde yayılması” olarak belirledi ve “Türk basının kendisini devrim ideallerine vermiş, tam anlamıyla ulusal bir matbuat olduğunu” söyledi. Kurultay’a başkanlık eden İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, “Gazeteyi çıkarların, yazarların, basanların da kamusal işlerde ödev almış insanlar sayılması ve kamuyla ilgili her işte olduğu gibi basın işlerine de devletin yardımı ve kontrolü e o kurumlardan çalışanlarla işbirliği etmesi bir zarurettir” diyerek basından ve gazetecilerden beklentisini dile getirdi.
Kongrede belirlenen eğilim doğrultusunda 3511 Sayılı Basın Birliği Kanunu, 29 Haziran 1938 tarihinde kabul edildi ve 14 Temmuz 1938’de yürürlüğe girdi.
Kaynaklar
                -    E. Behnan Şapolyo, Türk İnkılâbı Tarihi Notları, Harp Okulu Basımevi.
                -   Enver Ziya Karal, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi 1918-1965, Milli Eğitim Bakanlığı, Basımevi.
                -   Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, İş Bankası Yayınları.

24 Mayıs 2011 Salı

24 Mayıs 2011 Ruşen Eşref Ünaydın


Ruşen  Eşref  Ünaydın

“Her şeye rağmen muhakkak bir nura doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletim hakkındaki payansız muhabbetim değil; bugünün karanlıkları, ahlaksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ziya serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik gördümdendir…” Mustafa Kemal, Eşref Ünaydın’a imzaladığı bir fotoğrafının üzerinde yazılan sözlerdir.
18 Mart 1982’de İstanbul’da doğan Ruşen Eşref Ünaydın, Galatasaray Sultanisi’ni ve Darülfünun Edebiyat Fakültesi’ni bitirdi. Yüksek Baytar ve Yüksek Muallim mekteplerinde Türkçe ve Fransızca öğretmenliği yaptı. Öğretmenliğiyle birlikte çevirmenlik ve yazarlık yaşamı başladı (1914). Dönemin genellikle ünlü edebiyatçılarıyla yaptığı söyleşiler büyük ilgi gördü; bunlarla tanındı. 1920’de Ankara Hükümeti’nin çağrısı üzerine Anadolu’ya geçip Milli Mücadele’ye katıldı. Lozan Konferansı’nda Matbuat Müşavirliği yaptı. TBMM’nin ikinci döneminde Afyonkarahisar Milletvekili seçildi. “Riyaseticumhur Kâtibi Umumisi”, Tiran, Atina, Budapeşte Elçiliği; Roma, Londra ve Atina Büyükelçiliği görevlerinde bulundu. 1952’de emekliye ayrıldı. 21 Eylül 1959’da yaşamını yitirdi…
Mustafa Kemal’in yakın çalışma arkadaşlarından olan Ruşen Eşref Ünaydın, onun Gelibolu’daki başarılarını yayımlayan, Türk ve dünya kamuoyunda tanınmasını sağlayan gazetecidir. “Röportaj ve mülakat” türlerini Türk yazınına kazandıran, Ruşen Eşref Ünaydın, özellikle mütareke ve Kurtuluş Savaşı’nın en karanlık günlerinde yazdığı yazılarıyla toplumu yüreklendirdi. İnsanların karamsar değil, güçlü olması; öfkesini, yurdunu kurtarmak için dirence dönüştürmesi için çabaladı. Cumhuriyet sonrası, Türk Dil Kurumu’nun kurulmasında göre aldı.
Kaynaklar
               -   Afet İnan, Atatürk hakkında Hatıralar ve Belgeler, İş Bankası Yayınları.
               -  Enver Ziya Karal, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi 1918-1965, Milli Eğitim Bakanlığı, Basımevi.
              -   Mükerrem K. Su-Prof. Dr. Ahmet Mumcu, Türkiye Cumhuriyet İnkılâp Tarihi, Milli Eğitim Bakanlığı, Basımevi.

23 Mayıs 2011 Olin Edirne Seninle Gururu Duyoruz

Türkiye BEKO Basketbol Liginde 
Edirnenin Gururu
 Olin Edirne
 Yensende Yenilsende 
Koçumuz
Sen Bizim Kalbimizdesin

22 Mayıs 2011 San Remo Konferansı


San Remo Konferansı

San Remo Konferansı, Birinci Dünya Savaşından sonra 18-26 Nisan 1920’de, Osmanlı topraklarının paylaşılması ve Osmanlı ile yapılacak olan Sevr Antlaşması’nın şartlarını hazırlamak için, İtalya’nın San Remo şehrinde toplanan milletlerarası konferanstı. İngiltere Başbakanı Loyd George, Fransa başbakanı Millerand, İtalya Başbakanı Francesco Nitti ile Japonya, Yunanistan ve Belçika temsilcilerinin katıldığı konferansta, Birinci Dünya Savaşı’ndan mağlup olarak çıkan Osmanlı devleti topraklarının ve Ortadoğu petrollerinin paylaşılması görüşüldü ve Sevr Antlaşması’nın son biçimi tespit edildi. Osmanlı borçları için konferansa katılan devletler bir komisyon kurdu. Konferans sırasında hiçbir Türk yetkiliye söz verilmedi. Osmanlı Heyet’inden Galip Kemali Bey bir muhtıra vererek İzmir, Adana, Erzurum, Trabzon bölgelerinde Müslüman Türk’ün çoğunlukta olduğu hatırlatıp, bunun kararlar alınırken göz önünde bulundurulması gerektiğini bildirdi. Yunan Devlet Başkanı Venizelos, Anadolu’nun işgali için daha sert olunması gerektiğini belirtti, ancak öncelikli meseleler nedeniyle bu fikir “şimdilik” kaydıyla kabul edilmedi.
San Remo Konferansı’nda, Osmanlı devletinin Asya ve Kuzey Afrika’da bulunan Arap toprakları üzerindeki bütün haklarından vazgeçmesi, bağımsız bir Ermenistan’la özerk bir Kürdistan’ın kurulması kararlaştırıldı. Ayrıca İzmir ve Trakya Yunanistan’a bırakılacaktı. Adana ile Antalya ve gerisindeki topraklar ise İtalya ve Fransa’nın etkin olacağı bölge olarak tayin edildi.
Kaynaklar
                 -   E. Behnan Şapolyo, Kemal Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi, Berkalp Kitapevi.
                 -   Mükerrem K. Su-Prof. Dr. Ahmet Mumcu, Türkiye Cumhuriyet İnkılâp Tarihi, Milli Eğitim Bakanlığı, Basımevi.
                 -   E. Behnan Şapolyo, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi 1918-1950, Milli Eğitim Bakanlığı, Basımevi

21 Mayıs 2011 Viranşehir (Soloi-Pompeipolis) Antik Kenti



Viranşehir (Soloi-Pompeipolis) Antik Kenti

Mustafa Kemal’in hastalığa ve bütün yorgunluğuna karşın, ziyaret etmekten kendini alamadığı Viranşehir, MÖ 7. yüzyılda Rodoslu koloniciler tarafından, Mersin’in 14 kilometre batısında, deniz kenarında kurulmuştur. Kente, güneş anlamına gelen Soloi adı verilmiştir. Darius (MÖ 521-485) zamanında, Kilikya’yı ele geçiren Persler için Soloi önemli bir liman kenti olmuş ve adına sikke bastırılmıştır.
Pers-Yunan savaşları sırasında, MÖ 446 yılında Kilikya’yı bir süre işgal eden Atinalılar, Soloi’yi yönetim merkezi yapmışlarsa da, bir yıl sonra yapılan Kilyos Barışı ile Persler’e geri vermişlerdi. MÖ 333’te Asya seferine çıkan Büyük İskender, Soloi’de Pers egemenliğine son vermiştir.
Roma yönetiminin MÖ 64 yılında görevlendirdiği Pompeius, Soloi’ye kadar geldi. Yürüttüğü büyük operasyonun zaferi anısına kenti yeniden imar ederek, adını Pompeipolis olarak değiştirdi. Bizans döneminde Hıristiyanlığın resmî din olarak kabul edilmesinin ardından, Soloi, Piskoposluk merkezi yapıldı. Kent, 527 yılında meydana gelen büyük yer sarsıntısı ile tamamen harap oldu. Bu nedenle ören yerine Viranşehir de denilmektedir.
Pompeipolis kentinde liman, sütunlu cadde, tiyatro, Roma hamamı, kent duvarları, nekropol su kemeri gibi yapılar bulunmaktaydı. Günümüzde, dağ kapısından deniz kapısına kadar uzanan korint başlıklı 200 sütunlu yoldan, 41 adet sütun ayakta kalmıştır. Halen çevresinde çalışmalar süren kente ait eserler, Mersin Müzesi’nde sergilenmektedir.
Kaynaklar
                -    Afet İnan, Atatürk hakkında Hatıralar ve Belgeler, İş Bankası Yayınları.
                -    Salih Bozok, Hep Atatürk ile Beraber, Cumhuriyet Yayınevi
                -    S. Eriş Ülger, Özgün Belgelerle Türkiye Cumhuriyeti ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
                -   Lord Kinnoss, Bir Milletin Yeniden Doğuşu, Altın Kitaplar.
                -   Mükerrem K. Su-Prof. Dr. Ahmet Mumcu, Türkiye Cumhuriyet İnkılâp Tarihi, Milli Eğitim Bakanlığı, Basımevi.

20 Mayıs 2011 Türk Hava Yolları


Türk Hava Yolları

Mustafa Kemalin, “İstikbal göklerdedir” isyan doğrultusunda verdiği direktifle, 20 Mayıs 1933’te, 2186 sayılı yasayla, Millî Savunma Bakanlığı’na bağlı olarak Havayolları Devlet İşletme İradesi kurulmuştu.

“Türk Hava Postaları” adı ile Ağustos ayında hizmete başlayan kuruluşun filosu, toplam 28 personelden oluşuyordu. Kuruluş sermayesi 180 bin TL olan Havayolları Devlet İşletme İdaresi’nin ilk havalimanı, Ankara’da Güvercinlik adı ile anılan alanda hizmete girmişti ve bu limanda, terminal olarak kullanılan çadırlardan başka bir tesis yoktu…
İlk uçuş noktaları İstanbul-Eskişehir-Ankara olan, İstanbul’dan yola çıkan uçakların 1 saat 10 dakika sonra Eskişehir’e ulaşarak ikmal yaptığı ve yine 1 saat 10 dakikalık uçuşla Ankara Gazi Terbiye Enstitüsü önüne vardığı ilk yılların sonrasında, işletme 1935 yılında Bayındırlık Bakanlığı’na bağlanmış, 3 Haziran 1938’de de katma bütçeli bir devlet idaresi olarak “Devlet Hava Yolları Umum Müdürlüğü”ne dönüştürülerek, yeni uçaklar ile İstanbul-Ankara arasında tarifeli posta ve yolcu taşımacığına başlamıştı.
21 Mayıs 1955 tarihli ve 6623 sayılı kanunla Devlet Hava Yolları Umum Müdürlüğü kaldırılmış, “her nevî hava nakliyatı ve buna müteferri yapmak ve hususî hukuk hükümlerine göre idare edilmek üzere Hükümete bir Anonim Ortaklık kurma yetkisi”nin 20 Şubat 1956’da onaylanmasıyla, Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı kurulmuş ve 1 Mart 1956’da faaliyete geçmişti.
Kaynaklar
                -   Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, AKDTYK.
                -   Lord Kinnoss, Bir Milletin Yeniden Doğuşu, Altın Kitaplar.
                -   Afet İnan, Atatürk hakkında Hatıralar ve Belgeler, İş Bankası Yayınları.
                -   Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, İş Bankası Yayınları.
                -   S. Eriş Ülger, Özgün Belgelerle Türkiye Cumhuriyeti ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk.

19 Mayıs 2011 Bağımsızlık, yeni bir devlet için



Bağımsız, yeni bir devlet için…

Mustafa Kemal Nutuk’ta Samsun’a çıkışın şöyle anlatır.
“1919 yılı Mayıs’ın 19’uncu günü Samsun’a çıktım. Ülkenin genel durumu ve görünüşü şöyledir:
“Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu grup, I. Dünya Savaşı’nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Büyük Savaş’ın uzun yılları boyunca millet yorgun ve fakir bir durumda. Milleti ve memleketi I. Dünya Savaşı’na sürükleyenler, kendi hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek memleketten kaçmışlar. Saltanat ve hilâfet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa’nın başkanlığındaki hükümet âciz, haysiyetsiz ve korkak. Yalnız padişahın iradesine boyun eğmekte ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecekleri herhangi bir duruma razı.
(…) Gerçekte içinde bulunduğumuz o tarihte, Osmanlı Devleti’nin temelleri çökmüş. Ömrü tamamlanmıştı. Osmanlı memleketleri tamamen parçalanmıştı. Ortada bir avuç Türk’ün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Son mesele bunun da taksimini sağlamaya çalışmaktan ibaretti. Osmanlı Devleti, onun istiklâli, padişah, halife, hükümet, bunların hepsi anlamı kalmamış bir takım boş sözlerden ibaretti. (…) Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da millî hâkimiyete dayanan, kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak!”
Kaynaklar
                -   Atatürk, Söylev (Nutuk) I-II., Türk Dil Kurumu Basımevi.
               -   Atatürk’ün, Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, AKDTYK.
               -   Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, AKDTYK.
               -   Afet İnan, Atatürk hakkında Hatıralar ve Belgeler, İş Bankası Yayınları.

18 Mayıs 2011 Cumhuriyet'in İlk Resmi Konukları



Cumhuriyet’in İlk Resmî Konukları

Ankara’nın başkent oluşunun üzerinden beş yıl geçtiği halde, bazı yabancı büyükelçilikler bunu, kabullenmemiş ve Ankara’ya taşınmamışlardı. “Türkiye, Batı dünyasında yerini alamıyor” yorumları yapılıyordu.
İşte ‘sevindirici haber’ tam da o günlerde geldi. Afganistan’da bazı dönüşümler gerçekleştirmeyi hedefleyen Afgan Kralı Amanullah Han Türkiye’ye gelmek istiyordu. Kral, eşi Kraliçe Süreyya ve maiyeti, Sivastopol’dan gemiyle alınıp İstanbul’a oradan da trenle Ankara’ya getirilecekti.
Ankara’da da kenti güzelleştirme çalışmaları hızlandırılmıştı. “Başkent bir gecede yeşillendirilmişti”. Ankara Palas’ın devam eden inşaatı hızlandırılıp tamamlandı. Mustafa Kemal, Etnografya Müzesi’nin açılışının da, Kral’ın geleceği güne yetiştirilmesi talimatını vermişti. Kalabalık bir heyet barındıran İzmir Vapuru 17 Mayıs günü Sivastopol limanına girdi Kral Amanullah Han ve Kraliçe Süreyya, mahiyetiyle, 18 Mayıs günü İzmir Vapuru’na çıktılar. İzmir Vapuru, 19 Mayıs’ta, Boğaz’a girdiğinde, beş savaş gemisi tarafından, 21 pare top atışıyla karşılandı. Haydarpaşa’da yapılan törenden sonra trenle Ankara’ya hareket edildi.
20 Mayıs akşamı, Ankara Palas’ta verilen ziyafette, Mustafa Kemal, şunları söyledi: “İstikbalin yüksek ufuklarından doğmaya başlayan güneş, asırlardan beri ıstırap çeken milletlerin talihidir. Bu talih bir daha artık siyah bulutlara bürünmesin, milletinizin ve onların hükümdarının ve pek muhterem kraliçe hazretlerinin talihi ve tealisi (ilerlemesi) parlak olsun.”
Kaynaklar
                -   E. Behnan Şapolyo, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi 1918-1950, Milli Eğitim Bakanlığı, Basımevi
                -   Lord Kinnoss, Bir Milletin Yeniden Doğuşu, Altın Kitaplar.
                -   Pars Tuğlacı, Çağdaş Türkiye I-II, Cem Yayınevi.

17 Mayıs 2011 "Ya İstiklâl, Ya Ölüm"


‘Ya İstiklâl, Ya Ölüm’

İngilizler 9 Mart 1919’da Samsun’a askeri birlik çıkarmışlardı. Buna tepki olarak Hamdi adındaki bir teğmenin askerlerini alarak dağa çıkması dikkatleri bu bölgeye çekmişti ve İngiliz Yüksek Komiserliği’nin de Türk halkının silahlandığı konusundaki şikâyetleri üzerine, bu bölgeye güvenilir bir kumandanın olağanüstü yetkilerle gönderilmesine karar verilmişti. Anadolu’ya geçerek bağımsızlık savaşını örgütlemek isteyen Mustafa Kemal için, bu “görev”, bulunmaz fırsattı… Ve bu yolculuğa çıkışının gerçek amacının, “Nutuk”ta dile getirecekti…

“Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, istiklâlden yoksun millet, medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık görülemez.
Hâlbuki Türk’ün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!...
O halde, ya istiklâl, ya ölüm!
İşte gerçek kuruluş isteyenlerin parolası bu olacaktır. Bir an için, bu kararın uygulanmasında başarısızlığa uğranacağını farz edelim. Ne olacaktı? Esirlik!
Sonra, Osmanlı hânedan ve saltanatının devam ettirilmesine çalışmak, elbette Türk milletine karşı en büyük kötülüğü işlemekti. (…) Artık vatan ve milletle hiçbir vicdan ve fikir bağlantısı kalmamış bir sürü delinin, devlet ve milletin istiklâl ve haysiyetinin koruyucusu mevkiinde bulundurulmasına nasıl göz yumulabilirdi?"
Kaynaklar
          -   Mükerrem K. Su-Prof. Dr. Ahmet Mumcu, Türkiye Cumhuriyet İnkılâp Tarihi, Milli Eğitim Bakanlığı, Basımevi.
          -   Atatürk’ün, Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, AKDTYK.
          -   Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, AKDTYK.
          -   Atatürk, Söylev (Nutuk) I-II., Türk Dil Kurumu Basımevi.
          -   Mazhar Müfit Kansu, Atatürk’le Beraber, Türk Tarih Kurumu.


16 Mayıs 2011 Pazartesi

16 Mayıs 2011 BEKO Basketbol Ligi Play-Off [Olin Edirne] Proğramı


Edirne’nin Gururu
Olin Edirne

BEKO Basketbol Ligi Play-Off Final Programı

Geçtiğimiz Hafta oynanan müsabaka Skorları
1 Takım
2 Takım
Skor
11 Mayıs Çarşamba
Efes Pilsen
Pınar Karşıyaka
90-72 (1-0)
Fenerbahçe Ülker
Antalya Belediye
80-77 (2-0)
12 Mayıs Perşembe
Banvit
Olin Edirne
84-87 (0-1)
Galatasaray C.C.
Beşiktaş C.T.
94-90 (2-0)
13 Mayıs Cuma
Efes Pilsen
Pınar Karşıyaka
78-74 (2-0)
14 Mayıs Cumartesi
Antalya Belediye
Fenerbahçe Ülker
79-90 (0-3)
Banvit
Olin Edirne
77-59 (1-1)

Bu Hafta Oynanacak Müsabakalar
Saat
1 Takım
2 Takım
Skor
16 Mayıs Pazartesi
20.30
Pınar Karşıyaka
Efes Pilsen

17 Mayıs Salı
18.30
Olin Edirne
Banvit

18 Mayıs Çarşamba
20.30
Pınar Karşıyaka
Efes Pilsen

19 Mayıs Perşembe
18.30
Olin Edirne
Banvit

21 Mayıs Cumartesi
17.00
Efes Pilsen
Pınar Karşıyaka

22 Mayıs Pazar
14.00
Banvit
Olin Edirne


Play-off çeyrek final mücadelelerinin tümü Spormax ekranından canlı olarak yayınlanacaktır.
 Lütfen Basketbol Sporuna gönül verenler bu maçlara mutlaka gitmelidir.