23 Aralık 2011 Cuma

Kubilay Olayı


Kubilay Olayı

Nakşibedî tarikatına bağlı Giritli Derviş Mehmet adındaki bir yobaz ve altı mürid, 7 Aralık 1930’da manisa’dan yola çıkmış, 23 Aralık 1930 günü Menemen’e girmişlerdi. Çevreden gelen sarıklı, cüppeli, çember sakallı tipler vahşi çığlıklarla Menemen çarşısında, Belediye Meydanı’nda gezinmeye başlamış, “Ey ahali! Din elden gidiyor. Şapka giyen kâfirdir. Yakında yine şeriat gelecek. Bize kurşun işlemez, biz şeriat ordusuyuz. Hiç korkmadan arkamızdan gelin” naralarıyla halkın galeyana getirmek istimişlerdi.
Katılanlarla sayıları artan yobazları dağıtmak için, Yedek Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ın emrindeki askeri birlik görevlendirilmiş, Kubilay olay yerine gelip, yaptıklarının yanlış olduğunu ve dağılmalarını söylediğinde, yobazlar buna kurşunla karşılık vermişlerdi. Sonra, yaralanarak yere düşen Kubilay’ı sığındığı cami avlusuna kadar izlediler ve Derviş Mehmet, çantasından çıkardığı testere ağızlı bağ bıçağı ile Kubilay’ın başını gövdesinden ayırdı, yanındakilerin yardımıyla,  camiden aldıkları yeşil bayrağın sopasına iple bağlad. Ve tekbir getirerek ilçede dolanmaya başladılar. Ellerinde uzun bir sopa, sopaya takılı bir kesik baş! Genç Cumhuriyet Menemen’de birkaz dakika içerisinde üç şehit vermişti. Üçü de şerde yatıyordu. Birinin başı kesilmiti. Kaşışan ahaliden hiçbir tepki yoktu. Yobazlar bir süre sonra kesik başı cesedin yanına getirdiler.
Olay yerine yetişen askeri birliğin “Teslim ol!” çağrısına ateşle karşılık verilince çıkan çatışmada Derviş Mehmet ve bazı isyancılar olay yerinde vurulurken, kaçmayı başaranlar da yakalanarak, yargılanmak üzere kurulan Askeri Mahkeme’ye teslim edildiler.
1930 yılının 23 Aralık günü yaşanan bu inanılmaz irtica olayı, genç Cumhuriyet rejiminin 1925 yılında yaşadığı ve basışımaz önemli işler açan Şelh Sait iysanı ve şapka devriminine karşı çıkarılan isyanlar sonrasında en büyük irtica olayı idi.
Dolmabahçe’de Mustafa Kemal’in başkanlığında yapılan toplantıda Menemen ile Manisa ve Balıkesir merkez ilçelerinde sıkıyönetim ilan edildi.
Sanıklar yargılanmasını General Mustafa Muğlalı (Van da adı bir kışlaya verilmişti) başkanlığında kurulan Harp Divanı yaptı.
18 gün süren mahkeme sonunda 40 kişi suçsuz görülerek salıverildi. 27 sanık berat etti. 41 sanık çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı.
36 kişiye idam cezası verildi. Ancak bazılarının yaşı küçüktü ve onların cezaları ağır hapis olarak açıklandı. 28 yobaz ve onların destekçileri, 3 Şubat 1931 gecesi Menemen’de yedeksubay Kubilay’ın başını kestikleri yerde birbiri ardına idam edildi.
Cumhuriyet rejimi gerekeni yapmış, adalet yerini bulmuştu.
Atatürk, Menemen olayına çok kızmıştı. Söylendiye göre, Atatürk Menemen’in haritadan silinmesini emretti ve sonra bu kararını geri aldı.
Olayın ardından Meneme’de üç şehidimizin anısına görkemli bir anıt dikildi. Üzerinde şöyle yazar.
İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz.
Her yıl 23 Aralık günü Menemen’de bu anıtın önünde görkemli bir tören ve yürüyüş düzenlenir. Bu yılda, bugün Kubilay olayının 81. Yıldönümünde ülkemin Atatürkçü, laik, yurtsever duyarlı insanları Biz de varız, biz henüz ölmedik demek için buluştular.

Kaynaklar 
  • E. Behnan Şapolyo, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi. MEB.
  • S. Eriş Ülger, Özgün Belgelerle Türkiye Cumhuriyeti ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder