9 Kasım 2010 Salı

Ata Sporu Güreş


Güreş Her Türkün Geninde Vardır
Atalarımızdan Bize Kalan Mirası Yaşatmalıyız

 “Ben her güreşte arkamda Türk milletinin bulunduğunu ve millet şerefini düşünürdüm” Kurtdereli.

İnsan topluluklarını millet yapan kültür unsurlarından birisi de spordur. Spor, kişisel olduğu kadar, sosyal bir olaydır. Türk milletinin sosyal tarihi içinde oluşan spor tarihinin, çağlar içindeki akışında, yaşadıkları ortam, meydana getirdikleri spor olaylarında etkili olmuştur.

Türkler, yarışma biçiminde yaptıkları güreş, binicilik, cirit ve okçuluk gibi sporları daha sonraki yıllarda gelenekselleştirmiş ve ata sporuna dönüştürmüşlerdir.

Türkler, gerek yarı göçebe gerekse yerleşik düzende spora çok yakın olmuşlar, spora çok zaman ayırabilmişler; tarih boyunca spor faaliyetlerini kadınlı erkekli yapmışlardır.

Türkler sporu eğlence şekline dönüştürmüşler, düğün törenleri ve gelenekleri içine katmışlardır. Bir genç de, evlenmek istediğinde, ata binmesini ve güreşmesini bilmesi gibi beceriler aranmaktaydı. Türklerde, düzenlenen şenliklerde yapılan yarışmalarda başarılı olanların toplum içinde saygın bir yeri olurdu.

Türklerde çocuk terbiyesi, milletinin yaşama ihtiyacına göre kurulmuştur. Çocuklarını küçük yaşlardan itibaren biniciliğe, avcılığa, güreşçiliğe ve savaşçılığa alıştırılırdı. Tahtadan ata binmek ve tahtadan kılıç kullanmak suretiyle başlayan bu antrenman sistemi, çocuk büyüdükçe olgulaşırdı. Çocuğa doğduğu zaman ad verilmezdi. Birçok Türk boylarında, doğduktan sonra baba ve annesinin verdikleri ad, hiçbir zaman için çocuğun asıl adı olamamaktadır. Asıl adını alabilmesi için muhakkak bir kahramanlık göstermesi gerekirdi. Çocuğun ismi çocukluk ve gençlik dönemlerinde olmak üzere iki evrede verilir. Çocuk bir yaşına girdikten sonra, Türk töresine göre büyük bir şölen, toy yapılır ve bu şölene katılanların en yaşlısı tarafından ad konulurdu. Gençlik çağında ise çocuğun kendi adını kazanabilmesi için, gedip gezdiği yerlerde kahramanlık yapması, sporla ilgili bir olayın temsilcisi olan alp/pehlivan/yiğit olması gerekiyordu. Ondan hazırlanan bir toyda kendisine ileri gelenlerce ad veriyordu.[1]

Türklerde pehlivanlık kültürel bir mirastır.[2] Pehlivanlarımız aynı zamanda milli benliğimizi gündeme getirmişlerdir.[3] Pehlivanlar tertemiz Türk çocuklarıdır. Aldıkları terbiye, gelenek ve göreneklerine bağlı olduklarını gösterir.

Orta Asya’da ki kültürün temeli, inançlara ve ibadet formlarına dayanmaktadır. Günümüzde de Asya’da vücut kültürü ile ilgili faaliyetler, inançla ilgili anlamlarının kesinliğini kaybetmekle beraber, uygulama şekillerindeki orijinalliklerini koruyarak yaşatmaktadır[4]
Türkiye’de bu geleneği 648 yıldır Edirne’de yerel yönetimlerce sürdürülen Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleridir. Bundan böylede geleneklerimiz doğrultusunda sürdürülecektir.

648’inci Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşlere Katılacakların 
Güreşçilerin Dikkatine

648’inci Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşlerinde, Türkiye Güreş Federasyonu Başkanlığı Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreş Talimatı’na göre hazırlanan; Yağlı güreş müsabakalarına katılan güreşçilerin boy, yaş ve kilo tespitlerinde uygulanacak esaslar.[5]
2002 doğumlu (7 yaşında olanlar) güreşemeyeceklerdir.
03.07.2001 tarihi ile 03.07.1999 tarihleri arasında doğanlar Veli izin belgesi ve Sağlık Raporuyla güreşlere katılacaklardır.

a.      Minik kilo ve görünüme göre üçe ayrılır:
1.      Minik (8–9 yaş arası) (27–32 kilo arası) 2001–2000 doğumlular.
2.      Minik (10–11 Yaş arası) (35–40 Kilo arası) 1999–1998 doğumlular.
3.      Minik (12–13 yaş arası 45–50 kilo arası) 1997–1996 doğumlular

b.     Teşvik
14–15 Yaş (55–60 kilo arası) 1995–1994

c.      Tozkoparan
15–16 Yaş (60–65 kilo arası) 1994–1993

d.      Deste Küçük Boy
1.      17–18 Yaş 1992–1991
2.      Güreş mazisi 2 yıla kadar olanlar. 1990–1989
3.      Azami 70 kilo olanlar. 1990–1989

e.     Deste Orta Boy
1.      Yaş 19–20 arası olanlar. 1990–1989
2.      Azami 80 kilo olanlar.

f.       Deste Büyük Boy
1.      20–21 yaşını bitirmiş olanlar. 1989–1988
2.      Azami 90 kilo olanlar

g.     Küçük Orta Küçük Boy

h.     Küçük Orta Büyük Boy

i.        Büyük Orta Boyu

j.        Başaltı Boyu

k.      Baş boyu
  • Yaşı 21’i geçmiş tecrübeli güreşçiler kiloları 65 altında ise; hakem komitesinin kararı ile sadece deste büyük boyda güreştirilebilirler.
  • Güreş Federasyonunun faaliyet programında yer alan Büyükler güreşinde 96 kilo ve 120 kilolarda Serbest ve Greko-Romen sitilde Avrupa Şampiyonasında 1’inci, Dünya ve Olimpiyat Şampiyonalarında ilk 3’e girenler, tarihi Kırkpınar Geleneksel, birinci sınıf ve mahalli güreşlerde baş’a güreşirler. (Ordular arası, Akdeniz oyunları, Üniversite oyunları ve benzeri yarışmalardaki alınan dereceler dikkate alınmaz)
  • Boş ayırımında yaşı tutan güreşçinin kilosu belirtilen (standart) kilosundan 5 kilo fazla ise bir üst boyda güreşir, 15 kilonun üzerinde ise hakem kararı ile iki üst boyda da güreştirilir.
  • Milli takımda güreşen sporcular Federasyon Başkanlığının izni ile Tarihi Kırkpınar, Geleneksel, Birinci Sınıf ve Mahalli Güreşlerde; Yürütme Kurulu ve Merkez Hakem Kurulunun Kararı ile kilo ve yaşının tuttuğu boyda güreştirilir.
Kayıt için Geçerli Belgeler
  • Güreş lisansı (2008–2009 veya 2009–2010) vizeli olacak. 30.06.2009 veya 30.06.20010 tarihine kadar geçerli olabilir.
  • Fotoğraflı nüfus cüzdanı aslı,
  • Miniklerde (08–09 yaşta) (Nüfus Cüzdanı Veli Muvakkati + Doktor Raporu)
  • Pehlivan Kartı.
o        Minikler (8–9 yaş) dışında, geçerli lisansı olmayan hiç kimse güreşemez.
o        Her sporcu lisansını kendi ilinde yaptıracaktır.



[1] Özbay Güven, Türklerde Spor Kültürü, Türk kültüründen Görüntüler Dizisi: 44, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, 2 Baskı Ankara–1999. s.14.
[2] Türklerde pehlivanlık geleneği dededen toruna geçen özellikler göstermektedir. Bunun en güzel örneğini Kırkpınar’dan verebiliriz. Bandırmalı Kara Ali; 1930,1931 ve 1932 yıllarında oğlu Hasan Acar 1957’de ve torunu Sabri Acar’da 1979 ve 1985 yıllarında Kırkpınar’da başpehlivanlığı kazanmıştır.
[3] Sadık Tural, Kültürel Kimlik Üzerine Düşünceler, 2. Baskı, Ecdâd yayınları: 7, Fikri Eserler Serisi: 2, Ankara 1992, s.67–69
[4] Cemal Alpman, Eğitimin Bütünlüğü içinde Beden Eğitimi ve Çağlar Boyunca Gelişimi, Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim Genel Müdürlüğü Yayınları: 1, İstanbul, 1972, s.28
[5] Türkiye Güreş Federasyonu Başkanlığı Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreş Talimatı 2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder