9 Kasım 2010 Salı

649’uncu Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri

649’uncusu Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri ve Kültür Etkinlikleri Haftası Edirne ilimizin 2 Şehit vermesi nedeniyle Buruk Başladı. 

Vatanı uğruna kendilerini siper eden 197 günde 65 şehidimizin acılarıyla başlıyoruz. Şehitlerimize rahmet, halkımıza sabır diliyor Vatanımız sağ olsun.

Türk tarihe geçmiş mekânların içinde Kırkpınar’ın ayrı bir yeri vardır. Geleneksel sporumuz güreşten söz edilince Kırkpınar ilk sırayı alır.

Türklerde Güreş
Eski Türklerin, Toteizm anlayışının verdiği hür ve serbest eğitim yönteminde olarak doğaya ve kuvveti inanmış, büyük değer vermiş bir toplumdur. Bu yüzdendir ki güreş, Türk’ün güzünde daima bir başka anlam, başka bir önem ve değer ifade etmiştir. 

Türklerin Ortaasya’dan büyük göçlerinden sonra “Türk Küresi”nin bazı yörelerde bir takım değişikliklere uğradığı da muhakkaktır. Akdeniz ve Ege kıyılarında zeytini ve bundan elde edilen zeytinyağını tanıdıktan sonra Türkoğlu, bu yağ ile kayganlaştırılan vücutlarla güreş tutmasını denemiştir. Bugün “Yağlı Güreş” adıyla andığımız güreşin belgelerle kanıtlanmış en eski örneklerine, İtalya yarımadasında yerleşmiş Etrüskler’de rastlanmaktadır. Etrüskler, Ortaasya’dan Anadolu ve Ege yoluyla İtalya’ya geçmiş bir Türk boyudur. Böylece Yağlı Güreş’in de tamamen bir Türk sporu olduğu kesinlik kazanmaktadır. Özbeöz Türk güreşi olan Yağlı Güreş’in halen yalnız Türkiye’de ve Türk pehlivanları tarafından yapılması da bunu ifade eder.

Ortaasya’daki her Türk aşiretinin, her Türk boyunun bir “Başpehlivan”ı olduğu; her aşiretin ve boyun da kendi pehlivanının kuvveti, cesareti ve pehlivanlığı ile övündüğü bilinir. Osmanlı padişahlarının bazılarının bu Ortaasya geleneğini Osmanlı saraylarında sürdürdükleri görülür. Bunların başında da Sultan Abdülaziz yer alır.

Günümüzde de Anadolu’nun güreşe önem ve değer veren bölgelerinde; Kahramanmaraş ve çevresinde “Şalvar Güreşi”, Gaziantep ve Hatay yörelerindeki “Aba Güreşi” ve Anadolu’nun hemen her yerinde rastlanan “Karakucak” güreşleri yapılmaktadır. “Yağlı Güreş” ise Ortaasya menşeli olmaktan uzaktır. Türk boyları zeytini ve zeytinyağını ancak Akdeniz ve Ege kıyılarına geldikten sonra görüp tanımışlardır. Karakucak güreşini zeytinyağı ile yağlanmış vücutlarla tatbik ederek “Yağlı Güreş”i ortaya çıkarmışlardır. “Yağlı Güreş”, Rumeli güreşi olarak tanımlanır. Anadolu Güreşi olarak da “Karakucak” gösterilir.

İslamiyet’in Güreş Etkisi
Yüce Tanrı’nın insanoğluna en büyük lütuflarından biri olan beden sağlığı ve gücünün en güzel örneklerinin sergilendiği güreş de İslamiyet’te pek önemli bir yer işgal eder. Nitekim Hazret-i Muhammed (S.A.V) ümmetini yalnız güreşmeye teşvik etmekle kalmamış, aynı zamanda kendisi de güreşmiştir. Hazret-i Muhammed’in amcası ve sütkardeşi olan Hazret-i Hamza bin Abdülmuttalib’in de çok iyi bir güreşçi olduğu bilinmektedir. Onun büyük gücü ve güreş bilgisi hakkında da birçok menkıbeler bulunur.
Türkler, pehlivanların pîri olarak Hazret-i Hamza’yı tanımışlardır. Güreşe başlamadan önce Hazret-i Hamza’nın ruhuna dua edilmesi de Türk güreşinde bir gelenektir. Bunu cazgır salavatında da görürüz.:

Allah, Allah, İllallah,
Hayırlar gele inşaallah
Pirimiz Hamza Pehlivan,
Aslımız, neslimiz pehlivan…

Pehlivanlar için okutulan mevlûtlarda da Hazret-i Hamza’nın adı mutlaka en başta geçer. Er meydanına güreş tutmaya çıkan pehlivanlar, tüm güreşlerin piri saydıkları Hazret-i Hamza’nın kendilerine yardımcı olacağına inanırlar. Cazgırlar da dualarında, hazret-i Hamza’nın ruhaniyetinden pehlivanlar için yardım niyâz ederler.

Türkler de Kırk Kelimesinin Önemi
Türk’lerin yaşantılarında “Kırk yiğit”, “Kırk incekız” ve “Kırklar” önemli yer alır. Türk Han’larının yanında, onun emirlerini uygulamak için “Kırk yiğit”, eşi hatun yanında da hizmetini görmek için “Kırk–İnce–Kız” bulunurdu.

Bilindiği gibi “Kırk” kelimesi aynı zamanda Türkçemizde çokluk belirtisidir. Kırkpınar, Kırkağaç, Kırkküp, Kırkının da kulpu kırık küp, sarımsağı gelin etmişler kırk gün kokusu çıkmamış, Kırkharamiler, Kırkayak ve kırk gün kırk gece gibi tabirler dilimize yerleşmiş deyimlerdir. Kırkpınar kelimesinde birçokluk belirtisi olduğunun sezilmesine rağmen, “Kırklar” aynı zamanda “Azizler” anlamına da gelmektedir. Unutulan eski tabirlerden “Kırk’lara karışmak”, “Evliyalar arasına girmek” manasınadır.

Kırkpınar’da yapılan güreşlerin ulviliği, burada son nefeslerini verinceye kadar güreşenlerin şehit düşerek ölmezler arasında yer almaları, dolayısıyla “Kırklar Pınarı” veya o yörede çok sayıda suyun akmakta olduğunu vurgulamak için aynı zamanda “Çeşme” anlamına gelen “Pınar” kelimesinin kullanılarak “Kırkpınar” olarak adlandırılmış olduğunu düşünebiliriz. Her ne olursa olsun, Süleyman Paşa’nın komutasında Rumeli’ye ayak basan ilk Türkler arasında yer alan yiğitlerin, hiçbir şekilde anlaşmalı güreşe yanaşmadan, ölünceye kadar güçlerini denemeleri, birbirine denk bu yiğitlerin emsalsiz bir mücadeleden sonra son nefeslerini vermeleri, onların birer güreş şehidi olduklarının bir işaretidir.

Kırkpınar, Türk güreşinde başlı başına bir yüce destandır. Yüzyıllar boyu Türk’ün erliğine, yiğitliğine, amansız gücüne, mert yüreğine, zorlu mücadelesine sahne olmuş bir Koçyiğitler alanında yüzlerce yıldanberi yazılan ve yazılmaya da devam edecek bir destan…

Türk’ün, adları dünyada dillere destan olmuş en ünlü, en yiğit pehlivanları bu meydandan çıkmış, bu çayırdan gelip geçmişlerdi. “Türk Gibi Kuvvetli” sözü de yine bu meydandan dünyanın dört yanına yayılmıştı.

Kırkpınar öyküsü, o yüce destanı, Türk akıncılarının Rumeli yakasına ayak basıp at koşturmaya başladıkları tarihle yaşıttır.

Günümüzde ecdat yadigârı tarihi Kırkpınar Güreşleri artık Edirne’nin Sarayiçi Çayırı’nda yaşatılmaktadır.

Edirne halkı olarak Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşlerine Kent olarak sahip çıkmalıyız.

649. Kırkpınar Güreşlerine katılan güreş severlere iyi seyirler, tüm güreşçilere başarılar diler.

650. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşlerinde buluşmak üzere hoşça kalın.

Kaynaklar
  • Oğuzhan Bilgin, Kırkpınar Deyince, 1994 Kırkpınar Ağası,
  • Cem Atabeyoğlu, Geleneksel Türk Güreşi ve Kırkpınar, Türkiye milli Olimpiyat Komitesi Yayınları:5 Birinci Baskı 2000
  • Özbay Güven, Türklerde Spor Kültürü, Türk Kültüründen Görüntüler Dizisi: 44 Atatürk Kültür Merkezi Yayınları
  • Atıf Kahraman, Cumhuriyete Kadar Türk Güreşi, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları: 1029, Kültür Eserleri Dizisi:133
  • Atıf Kahraman, Osmanlı Devletinde Spor, T.C. Kültür Bakanlığı, 
  • Burhan Aytekin,  649’uncu Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri, Edirne Yenigün Gazetesi, 25 Haziran 2010, s.10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder