6 Aralık 2010 Pazartesi

5 Aralık 2010


5 Aralık 1934
Türkiye’de Yaşayan Kadınlarımıza
Seçme ve Seçilme Hakkının Verilmesi
 
Kadın hakları
Kadın hakları, kadınların erkeklere eşit şekilde sahip olduğu sosyoekonomik, siyasi ve yasal hakların tamamına verilen isimdir.
Kadın hakları kavramı özellikle 19 yy'da büyük önem kazandı.

Atatürk Devrimleri açısından Türk kadını
Türkiye Cumhuriyetinde Kadınların sosyal ve siyasal hakları elde etmeleri bir anda gerçekleşememiştir: 1924’de Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun kabul edilmesi ilk adımdır. Atatürk siyasal ve sosyal yaşamda bilimin ve aklın önderliğine inanıyordu. Bir yandan eğitimin önemini vurgularken, diğer yandan da toplumun kadını, erkeği, çocuğu, köylüsü ve işçisiyle eğitilmesi şart olduğunu söylüyordu. Bunun sebebi de toplumun her bir parçasının ayrı bir işlevinin olduğuna, sosyal bütünleşmenin ve kalkınmanın ancak bu işlevlerin mükemmel bir şekilde yerine getirilmesiyle mümkün olacağına inanmasıydı.
4 Nisan 1926’da yürürlüğe giren Medeni Kanun, Atatürk’ün kadınlar hakkındaki adımlarının en önemlisiydi. Bu kanun sayesinde evlilikte çok-eşlilik yasaklandı, bununla da amaçlanan hedef aile içi ilişkilere düzen ve huzur kazandırmaktı. Dahası evlenme ve miras hukukunda, kadın erkekle eşit hale getirildi ve imam nikâhı yerine medenî nikah şart koşuldu evlilik esnasında da sonrasında da kadın ekonomik ve hukuksal güvencesi sağlandı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında, 1926 - 1934 yılları arasında gerçekleştirilen Atatürk Devrimleri'nin bir kısmı, kadınların sosyal ve kültürel alanlarda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olmasını hedeflemiştir.
Bu konuda yapılan yasal düzenlemeler, Türkiye Cumhuriyeti'nde toplumsal alanda yapılan en önemli yeniliklerdendir ve birçok Avrupa ülkesinden daha önce gerçekleştirilmiştir. Fransa ve İtalya'da kadınlara 1946'da, İsviçre'de ise 1971'de seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.
Atatürk'ün girişimiyle kadınların iktisadi ve siyasal yaşama katılmaları yönünde bir dizi değişiklik yapılarak, 1930'da belediye seçimlerinde seçme, 1933'te çıkarılan Köy Kanunu'yla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934'te Anayasa'nın 10 ve 11. maddelerinde yapılan düzenlemeyle 22 yaşını bitiren her Türk kadınına seçme ve 30 yaşını bitiren her kadına milletvekili seçilme hakkı tanındı. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı veren yasa 8 Devrim Yasası içinde yer almasa da bu bütünlüğün, atılımın ayrılmaz bir parçasıdır.
5 Aralık 1934 kadınların en büyük özgürleşme günü! Geçmişle ve tarihle yüzleşme ve hesaplaşma sadece geçmişi kötüleme olmamak gerekir.
Eski Türk Devletlerinde kadınlar aile hayatında, mirasta, devlet yönetiminde hak sahibiydiler. Osmanlı Devleti’nde ise İslamiyet'in de etkisiyle kadınlar birçok sosyal, kültürel ve siyasi haktan mahrumdu. Örneğin; nüfus sayımında toplama dahil edilmiyorlardı, aile hayatında haremlik-selamlık vardı, yüzlerini peçeyle örtmek kanunlar nedeniyle zaruriydi, evlenme, boşanma ve miras işlerinde ikinci plandaydılar ve devlet memuru olamıyorlardı.
Çağdaş, demokratik ve laik bir Türk toplumunu hedefleyen başta Mustafa Kemal Atatürk, dönemin hükümetleri ve TBMM, kadınların insan haklarından eşit olarak yararlanması için gerekli düzenlemeleri yapmışlardır.

Kadın Haklarında Tarihi Adımları
Kadın ve Kadın Yurttaş Hakları Bildirgesi (frans. Déclaration des droits de la femme et de la citoyenne) Eylül 1791’de Fransız yazar Olympe de Gouges tarafından Fransız Millet Meclisinin yasa çıkarması için yayınlanmıştır. Bu bildirgede kadınların hukuki, politik ve sosyal alanda eşit kılınmasından bahsedilmiştir.
Bu yazı, 26 Ağustos 1789’da Fransa Devrimi sırasında ilan edilen, İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ne bir tepki olarak yayımlanmıştır. İlk bildirgenin içerdiği hak ve yükümlülükler sadece reşit vatandaşlar için geçerli olmuştur. Reşit vatandaşlar da o zamanlar erkekler olarak tanımlanmıştır. Kadınların seçme, resmi dairelere girme, çalışma özgürlüğü, mülkiyet hakları verilmemiştir ve onlara askerlik yükümlülükleri verilmemiştir.
19. yüzyılın sonlarında kadınların oy verme hakkına kavuşabilmesi konusu kadın hakları hareketi için önemli bir aşama temsil etmiştir.
Zelanda’da kadınlara seçme hakkı 1989 yılında, seçilme hakkı 1918'de verilmiştir. Bu yasa tüm ırktan kadınları kapsar.
1902'de'de Avustralya’da kadınlar seçme hakkı kazanmıştır.
1906'da yılında Fillandiya kadın vatandaşlarına seçme ve seçilme hakkı tanıyan ilk Avrupa ülkesi olmuştur. O yıllarda Rusya büyük çarlığına bağlı bir düklük olan Finlandiya, dünyada ilk kadın milletvekillerinin meclise girdiği ülke unvanını da taşır. 1907 yılında 19 kadın milletvekili meclise girmeyi başarmıştır.
Norveç 1913'te, Danimarka ve o zaman Danimarka'ya bağlı olan İzlanda da 1915'de kadınlara oy hakkı vermiştir.
Kanada'da Quebec bölgesi hariç, kadınlar 1917'de seçme ve 1920'de seçilme hakkı elde ederken, Ouebec'de kadınlara seçme ve seçilme hakkı 1940 yılında verilmiştir.
1917'de Rusya ve eski Sovyet cumhuriyetlerinden bir kısmında da kadınlar seçme ve seçilme hakkı elde etmişlerdir. Bu hak 1918 yılı genel seçimlerinde ilk defa kullanılmıştır.
12 Kasım 1918'de Avusturya kadınlarına oy hakkı vermiş, onu takip eden günlerde 30 Kasım 1918'de Almanya'da kadınların seçme ve seçilme hakkı yasayla garantilenmiş ve 19 Ocak 1919 seçimlerinde kadınlar ilk defa oy kullanmıştır.
Amerika Birleşik Devletleri'nde 1920 yılında yürürlüğe giren anayasa değişikliği ile ülke genelinde kadınlara oy verme hakkı tanınmış, Kasım 1920'de kadınlar ilk parlamento seçimlerine katılmışlardır.
1918 yılında 30 yaşının üstünde olup, bazı özel durumlarda oy kullanabilme hakkını elde etmiş olan, Birleşik Krallık  kadınları için tam oy hakkı 1928 yılında sağlanmıştır. 
Güney  Afrika Cumhuriyeti ırklarına göre kadınlara 1930'da beyaz ırka, 1984'de Hint ırkına, 1994’de de siyah ırka, oy hakkı tanımıştır.
Türkiye'de kadınlar 20 Mart 1930'da belediye seçimlerinde seçme hakkı kazandılar. 1933'te Köy Kanunu'nda muhtar seçme ve köy heyetine seçilme hakkı düzenlendi. Milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkına ise 5 Aralık 1934'te yapılan anayasa değişikliğiyle kavuştular. 8 Şubat 1935'te ilk defa meclis seçimlerine katılan Türk kadınları mecliste 18 sandalye elde ettiler. 
Fransa'da 4 Ekim 1944'de yapılan yasa değişikliğiyle kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi. 29 Nisan 1945'te ilk defa belediye seçimlerine katılan kadınlar 21 Ekim 1945'te de ilk defa parlamento seçimlerinde oy kullandılar.
1925'de belediye seçimlerinde oy kullanmaya başlayan İtalyan kadınları 1946'da  ilk genel seçimlere katıldılar.
Brezilya'da 1934'de, Filibipnler'de 1937'de, Arjantin ve Meksika'da 1946'da, Japonya'da 1945'te, Çin'de 1947'de, Liberya'da 1947'de, Uganda'da 1958'de  ve Nijerya'da 1960'da kadınlar oy verme hakkına sahip oldular. İ
sviçre'de kadınların seçme ve seçilme hakkını elde etmesi 7 Şubat 1971'de gerçekleşirken İsviçre'ye bağlı Appenell kantonunda ise 1990'ı bulmuştur.

Kaynaklar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder