14 Aralık 2010 Salı

Tarih 14 Aralık 2010




Atatürk’ün 
Cerrahpaşa ve Haseki Hastaneleri’ni 
Ziyareti

Atatürk, 14 Aralık 1930 tarihinde Cerrahpaşa ve Haseki Hastanesi’ni ziyaret etmiştir. Cerrahpaşa Hastanesi’ni ziyareti sırasında şimdiki Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu’nun bulunduğu binanın balkonunda oturarak hastane ile ilgili görüşlerini “Bu hastane at nalı şeklinde sahile kadar uzanmalıdır” sözleriyle dile getirmiştir.

Haseki Hastanesi
İstanbul’un en eski hastanesi unvanını taşıyan Haseki Hastanesi’nin çekirdeği Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Haseki Hürrem Sultan adına mimar Sinan’a yaptırdığı ve Sinan’ın mimarlığa atandıktan sonra ilk denemesi olan Haseki Külliyesi içinde yer alan darüşşifadır. 1538’de başlayan cami, medrese, imaret, sübyan mektebi ile darüşşifadan olan Haseki Külliyesi’nin yapımı 1550’de tamamlanmıştır. Haseki Külliyesi Bizanslılar tarafından Kurutepe (Xerolofos) adıyla anılan İstanbul’un yedi tepesinden yedinci tepe üzerinde kurulmuştur. Genel bir hastane olarak kurulan darüşşifa, zamanına ve fonksiyo6nundaki değişikliklere göre birçok adlar almıştır.
Yönetimi 1880’de Zaptiye Müşavirliği’nden Şehir Emaneti’ne (Belediye) geçen Haseki Hastanesi, İstanbul sağlık tesislerinde ilk otopsinin yapıldığı, yerli hemşire yetiştirilmesinin ilk nüvesinin atıldığı, birçok tıp otoritesinin yetişip görev aldığı, 1924 ve 1933’deki Tıp Fakültesi tesislerinin İstanbul’a göçlerinde ilk konakladıkları yerlerden biri olması gibi Türk hekimliğinin yüzünü ağartacak öncülükler göstermiştir.

Cerrahpaşa Hastanesi
II. Mahmut dönemi eseri olan ve 14 Mart 1827’de kurulan Tıphane Osmanlı Devleti’nin batılı anlamda açtığı ilk kuruluşlardandır. Mustafa Behçet Efendi üçüncü defa görevlendirildiği Hekimbaşılığı sırasında Padişaha  verdiği bir takrirle askerlerin savaşta ve barışta modern hekimlik kurallarına göre bakılması  için yeni bir tıp okulu kurulmasının gereğini belirtiyordu. Bu mektep 14 Mart 1827 tarihinde Vezneciler’de Tulumbacıbaşı Konağında Tıphane adıyla kuruldu.
Tıbbiyemizin tarihi sadece eğitim tarihi değildir. Savaşlar da Tıbbiyenin tarihi için önem taşır. 20. yüzyılın başında Trablusgarb ve Balkan Savaşları sırasında Tıp Fakültesi hoca ve hekimlerinin gayretle çalışmışlardır. Birinci Dünya Savaşı sırasında ise Haydarpaşa Fakülte binası Yedek Askeri Hastane haline getirildi. Öğretim üyeleri, yardımcıları, yeni mezunlar hatta tıp talebeleri cephelere gittiler. Bu zor günlerde öğretimin aksamaması için gayret gösterildi ve fakülte kapatılmadı.
Savaş sonunda İstanbul’a giren İşgal Orduları Tıp Fakültesini kapatmak istediler. 1919 Şubat ayında Fakülte Merkez binasına giren İngilizler burasını yarı yarıya işgal etmişlerdi. Binanın tamamını işgalden korumak için dönemin Fakülte Reisi Akil Muhtar Özden denge siyasetine başvurarak 1920 yılında dört Fransız doktorunu öğretim kadrosuna atadı.
14 Mart’ın Tıp Bayramı olarak kutlanmasına da İstanbul’un işgali sırasında başlandı. Tıbbiyeliler bir 14 Mart’ta İşgalci güçlerin haksız tutum ve baskılarına karşı gösteriler yaptılar. Aynı yıllarda Fakülte hocalarından Süleyman Numan Paşa (İç hastalıkları) ve Esat Işık Paşa (Göz hastalıkları) İngilizler tarafından Malta’ya sürgün edildiler. Tıbbiye savaş sırasında büyük yaralar aldı. On yıl süren savaş sırasında bu fedakâr hekimler cephedeki görevleri ile birlikte zor koşullar altında bulaşıcı hastalıklarla da başarı ile savaştılar. Zaferden sonra Türk tıbbi gelişimine hızla devam etti.
İstanbul Üniversitesine bağlı tek Tıp Fakültesi’nin Cerrahpaşa kampüsü grubu Belediye ile çalışmalarını sürdürürken, Çapa kampüsü grubu da Vakıf hastaneleri ile işbirliği içindeydi. Binaları satın alan İstanbul Üniversitesi 1967’de Vakıf Gureba, 1969’da Belediye ile ilgili bağlantılarını kestiler ve her iki kampüste de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesine  bağlı olarak tamamen tıp eğitimi yapılmaya başlandı.

Trakya Üniversitesi’nin Tıp Fakültesi
Edirne Tıp Fakültesi 1973 yılın Cerrahpaşa Tıp Fakültesi içinde kuruldu. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrenci sayısı bakımından 1981 yılında Türkiye’de bir rekorun sahibi idi. Öğrenci sayısı Edirne Tıp Fakültesi öğrencileri ile birlikte 3000’di.

Kaynakça
http://www.ctf.istanbul.edu.tr/tarihce/tarihce.htm


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder