27 Aralık 2010 Pazartesi

Tarih 28 Aralık 2010


Limanlar, demiryolları, madenler artık bizim…

Mustafa Kemal, Cumhuriyet Halk Fırkası’nın 9 Mayıs 1935’teki 4. Kurultayı’nda açış konuşmasının bir bölümünü, ekonomideki durumu değerlendirmeye ayırmıştı.

“Türk ulusu ancak varlığını derin ve sağlam kültür sınırları ile çevreledikten sonradır ki, onun yüksek kapasitesi ve erdemi uluslar arasında tanınır. Türk milletine gerçek rengini veren bu devrimlerden her biri, çok geniş tarihsel devirlerin öğünebileceği büyük işlerden sayılsa yeridir.
Tüzel, sağlık, sosyal, finans, ekonomi ve bayındırlık işlerimizde, hiç durmadan aldığımız yeni önlemlerin iyi ve yerinde olduğuna inanmış bulunuyoruz.
Akdeniz’i Karadeniz’e demirle bağladık. Anadolu’da özel şirketlerin elindeki bütün yolları satın aldık. İstanbul ve İzmir’de liman ve rıhtım işleri devlet eline geçti. Diyarbakır kapısındayız. Antalya’ya, Erzurum’a kömür yurduna durmadan gidiyoruz.
Devlet Demiryolları Kurumu, bugün kendi malımız olan beş yüz milyon liralık bir işi çevirmektedir."

"Sayın Arkadaşlar!
Geçen dört yılın başlıca işlevi ekonomi alanında olmuştur. Birçok ülkeler, dünya buhranı karşısında sarsılmış ve umutsuzluğa düşmüşken biz, bu kapsamlı felaket önünde hiç irkilmedik. Yurdun ekonomisini yeni bir düzene yöneltmiş bulunuyoruz. (…) Tarım ve endüstri hareketlerimiz birbirini kollayan önlemlerle yapılmaktadır. Maden ürünlerimiz, son zamanlarda bir gelişim gösterdi. Umudumuz odur ki, gelecek kurultay, maden işleriyle beraber deniz ekonomisinde de bugün almakta olduğumuz önlemlerin verimli sonuçlarını vermiş olarak toplanacaktır.”

Mustafa Kemal, CHF 4. Kurultayı’ndaki konuşmasında “Türkiye Cumhuriyeti uluslararası ailenin ancak faydalı, çalışkan bir unsuru olmak amacındadır.” Demiş; özellikle komşu devletlerle dostluğu vurgulamış, Sovyetler Birliği’ne geniş yer vermişti.

“Bayanlar, Baylar!
Cumhuriyet’in dış siyasette özenle güttüğü amaç uluslar arası barışı korumak ve güven içinde yaşamaktır. Komşularımızla dostluk ve iyi geçinme yolunda her gün biraz daha ilerlemekteyiz. Sovyetlerle dostluğumuz, her zamanki gibi sağlam ve iştendir. Kara günlerimizden kalan bu dostluk bağını, Türk ulusu unutulmaz, değerli bir hatıra bilir. İki memleket arasında her yönden değerler, sıklaşmakta ve genişlemektedir. Sovyetler, Cumhuriyet’imizin onuncu yılında, yüksek üyeleriyle şenliklerimizde hazır bulundular. Geçen dört yıl içinde bir önemli olay da Balkan Paktı’dır. Dört devlet, kendi güvenleri için ve Balkanlar7ın, karışma ve karıştırma konusu olmaktan çıkması için içten bir inançla birbirlerine bağlanmışlardır. Balkanlı bağlaşıklarımızla gittikçe artan bir beraberlik ve dayanışma siyaseti güdüyoruz. Geçen dört yılın şerefli olaylarından biri olmak üzere, İran Şehinyahı’nın, konuğumuz olduğunu kıvançla hatırlatırım. Bu kişisel tanışmadan, iki memleket kazandığı faydalar pek geni olmuştur. Afgan Devleti’nin Ulusal Sosyetesi’ne (Milletler Cemiyeti) girişini selamlamakla mutlu olduk. Bu kardeş ulus ile dostluk bağlarımız mutlu bir şekilde ilerlemektedir. Yakın komşularımızla ve uzak devletlerle olan ilgimiz, genel olarak, normal ve dostçadır. Uluslar arası ilgilerin gerektiği bütün değerleri ve konuşmaları kıvançla anıyoruz.”
CHF 4. Kurultayı’ndaki konuşmasının son bölümünde, kısaca Avrupa’da yükselen faşizme ve yeni bir dünya savaşının ilk belirtilerinin görülmesine ilişkin görüşlerini dile getiren Mustafa Kemal, esas olarak, parti-halk ilişkisi üzerinde durmuş, sosyal alandaki gelişmeler değinmişti.

“Arkadaşlar!
Uluslararası durum nazik bir buhran geçirmektedir. Eski ve büyük anlaşmazlık, son çatışmalarla heyecanlı bir noktaya gelmiştir. Bugünkü insanlığın, ulusları birbirine yaklaştırma çarelerini bularak, genel güvensizliği ortadan kaldırmasını ummak isteriz. Bununla beraber bütün dünya gidişini göz önünde tutarak dikkatli, hazırlıklı, uyanık bulunmak gereğine inanıyoruz. Gene bu inançlardır ki dostluklarımıza bağlı ve bütün ilgilerimizde iyicil bir siyaset ile elimizden geldiği kadar genel barışı kurmak istiyoruz. Partimizin, Halkevleri’yle bütün yurttaşlara kucağını açması, vatanda sosyal ve kültürel bir devrim yaptı."

"Sevgili Arkadaşlar!
Cumhuriyet Halk Partisi’nin ana düşünce ve dileği, Vatandaşları her türlü ayrılıktan korumak, onları kendileri ve büyük Türk ulusu için faydalı kılmaktır.
Programımızda, iş bölümlerinin her birinde bulunan yurttaşların, özel ve genel ihtiyaçları ve rahatlıkları, ayrıcalıksız göz önünde tutulmuştur. Bu gerçeğin bütün yurttaşlarca, bilinmesi çok önemlidir. Bunu yurttaşlara anlatmak ve bu şekilde onların sevgilerini ve güvenlerini kazanmak, parti üyelerinin kutsal ödevidir. Türk ulusu kendisine hizmet edenleri, sürekli bir şekilde değerlemiş ve onlara öngelme vermiştir. Son milletvekili seçiminde partimizin ulusun güvenini kazanması, bize çalışmamızda yeniden büyük şevk ve kuvvet vermiştir. Ulusal hizmet yolunda bütün varlığımızla çalışmak, parti üyelerinin bozulmaz andıdır.

                Kaynaklar
                     - Atatürk, Söylev (Nutuk) I-II., Türk Dil Kurumu Basımevi.
                     - Mükerrem K. Su-Prof. Dr. Ahmet Mumcu, Türkiye Cumhuriyet İnkılâp Tarihi, Milli Eğitim  Bakanlığı, Basımevi.
              - Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, AKDTYK.
                     - Enver Ziya Karal, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi 1918-1965, Milli Eğitim Bakanlığı, Basımevi.
                     - Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, İş Bankası Yayınları.
                    - S. Eriş Ülger, Özgün Belgelerle Türkiye Cumhuriyeti ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
                    - Afet İnan, Atatürk hakkında Hatıralar ve Belgeler, İş Bankası Yayınları.
                    - N. Ahmet Banoğlu-K. Zeki Gencosman, Atatürk Ansiklopedisi, 10 Cilt,  May Yayınları.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder