8 Kasım 2010 Pazartesi

Türk Spor Tarihinde Atatürk 10

Atatürk’ün Emriyle Kurulan 
Spor Kulübü Muhafızgücü

Türk spor tarihinde Atatürk’ün emriyle “Muhafız gücü” adında bir de spor kulübü kurulmuştur.
18 Temmuz 1920 günü, Atatürk’ün emriyle kurulan Muhafız Takımı ve bu birliğin başına getirilen, Mülazım (Teğmen) İsmail Hakkı Bey’in spora olan büyük merakı, Atatürk’ün de bu konudaki olumlu görüşleriyle birleşince, Muhafız Alayı adını alan birlik, 1 Haziran 1923 günü Muhafız gücü adını almıştır. 
Muhafız gücü, Atatürk zamanında, spor alanlarındaki büyük başarılarıyla dikkati çekmeye başlamış, futbol, atletizm, binicilik, bisiklet, polo gibi spor dallarında büyük başarılar göstermiş, pek çok şampiyonluklar kazanmıştır. Ayrıca bünyesinde birçok ünlü asker sporcu da yetiştirmiştir. Milli takımlarımıza kadar yükselen bu sporcular arasında, askerlik alanında da en yüksek rütbelere erişmiş bulunanlar mevcuttur. Atatürk döneminde Muhafız Gücü takımlarının genç sporcuları arasında, bugünün nice emekli generalleri mevcuttur.

Muhafızgücü Spor Kulübünün Tarihçesi
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Muhafızgücü Spor Kulübü’nün “Türk Sporu’na 50’nci Hizmet Yılı Albümü” adı altında 3–16 Haziran 1973’de yayınladığı kitabın başında Atatürk’ün vecizesi yer almaktadır:
“Her çeşit spor faaliyetlerini Türk Gençliği’nin milli terbiyesi ana unsurlarından saymak lazımdır.”
Bu Kitabın diğer bir sayfasında da, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Muhafızgücü Spor Kulübü’nün tarihçesinden şöyle söz edilmektedir.
18 Temmuz 1920 tarihinde Büyü Atatürk’ün emirleriyle kurulan Muhafız Takımı bu birliğin başına getirilen Teğmen İsmail Hakkı Bey (Tekçe), Muhafızgücü Kulübü’nü kurarak 1 Haziran 1920 günü faaliyete geçirmiştir.” Dedikten sonra, ayrı bir sayfada “Kurucumuz” başlığı altında şunlar yazılı bulunmaktadır.
Muhafızgücü Spor Kulübü’nün kurucusu Emekli Tümgeneral İsmail Hakkı Tekçe, 18 Temmuz 1920 ile 5 Eylül 1940 tarihleri arasında 20 yıl 1 ay 24 gün komutanlık ve kulübün başkanlığını yapmıştır. Büyük Atatürk’ün tensipleri ile kurulan Muhafız Takımı’nın başına getirilen Mülazım (Teğmen) İsmail Hakkı (Tekçe), milli mücadele ile başlayan ve bugünkü 50 yıllık faaliyetin temelini atmıştır.”
Atatürk, sporla olan ilgisini kurdurduğu Muhafız kıtasının kulübü olan Muhafızgücü’nün çalışmalarını izlemekle sürdürüyordu. Muhafız komutanı ve Muhafızgücü başkanı, uzun yıllarda Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı ikinci başkanlığını da yürüten İsmail Hakkı Tekçe, Atatürk’ün tam 15 yıl spor danışmanlığını da yapmıştır.
Atatürk kurduğu cumhuriyet devrinde, spor konusunda bütün bilgi ve görüşleri İsmail Hakkı Tekçe’den edinmiş ve yine onun aracılığı ile emir ve direktifler vermiştir.
Muhafızgücü’nün, Ankara’da bugün Tandoğan Meydanı olan yerde bulunan İstiklâl sahasında yapılan spor karşılaşmalarını Atatürk izlemekten hoşlanıyor ve bu sahaya sık sık geliyordu. 
Hürriyet gazetesi tarafından 1974 yılında yayınlanan “Atatürk Albümü’nün 142 inci sayfasında “İlk Stad” başlığı altında şunları okumaktayız:
“Muhafız birliğinden iki erin boğuştuğunu görmüştü, sondu:
- Ne yapıyorsunuz?..
— Oyun oynuyoruz komutanım.
— Ne oyunu?
— Asker oyunu.
— Nedir asker oyunu?
— Güreş komutanım.
Çok hoşuna gitmişti. Bütün spor dallarına önem veriyordu.”

Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nın bu spora verdiği büyük önem ile zaman zaman Türk sporunda kuvvetli bir Muhafızgücü doğmuştur. Ancak, meydana gelen spor kadroları silâhaltında bulunan tamamı milli oyunculara dayanmakta olduğundan devamlı bir başarı sağlayabilmesi silâhaltına alınacak elemanların değerleriyle mümkün olabilecektir.
Muhafızgücü Spor Kulübü'nün faaliyette bulunduğu bazı branşlardan, basketbol de 1973–1974 sezonunda Türkiye Şampiyonu, Futbol’da 1927 ve 1957 yılında Türkiye Amatör Şampiyonu, Voleybol de 1974–1975 sezonunda Türkiye Şampiyonu, Binicilik’de Türkiye ve uluslararası şampiyonluklarını sayabiliriz.
Faaliyetlerde bulunduğu süre içersinde Muhafızgücü ile Askeri Güçlerin Türkiye Liglerinde Türk Sporuna sağladığı fayda da, askere giden milli sporcularımızın form tutabilme imkânlarını sağlamıştır.
En bereketli bir spor kaynağı olan kahraman ordumuz saflarında spora karşı gösterilen ilgiyi şükranla karşılamak gerekir. Ancak, bu arada özellikle Askeri Lise ve Harp okullarımızın yeni elemanlar yetiştirmek yolunda gösterecekleri gayretle Türk Sporunda hakiki manada fayda sağlayacaklarına da inanıyorum.
Kahraman ordumuz saflarından kuvvetli kadrolar çıkartıp unutulmaz yıldızları Türk Sporuna armağan eden değerli kumandan ve subayları burada takdir ve minnetle anarken o kuvvetli kadrolarıyla çeşitli yıllarda katıldıkları Ordulararası Dünya Şampiyonası turnuvalarında Türk Sporunun yüzünü ağartıcı sonuçlar alan Takımlarımızı da şükranla anıyorum.
Kaynaklar



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder