9 Kasım 2010 Salı

Halkevleri ve Köy Enstitüleri Günümüz Teknolojine Uygun Ülkemizde Niçin Olmasın?


28 Mayıs 2008 tarih s.10 Halk Aydınlanması Atatürk ve Halkevleri, 4 Haziran s.10 Bir Aydınlanmanın Meşaleleri Köy Enstitüleri yazılarımla, Yenigün Gazetesi okuyucularına Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında önemli bir yeri ve günümüzde dünya ülkelerince örnekleri alınan Halkevleri ve Köy Enstitülerinin ne amaçla kurulup nasıl kapatıldığını kısaca sunmuştum. Önceki yazılarda sizlere bahsetmediğim bu kuruluşların spor konusunda faaliyetlerinden bugünde bahsedeceğim.
Mustafa Kemal, Cumhuriyetin kuruluşundan 1930 yılına kadar ülke ve toplum için gerekli olan birçok inkılâplar yapmıştı. Hayatını adadığı milletini, devrim yapacağı bünyeyi, varacağı hedefi, gideceği yolu en ince ayrıntılarına kadar tespit etmişti. Bu inkılâpların millete kazandırılması, milletin ruhuna sindirilmesi, devrim ateşinden her Türkün ruhuna bir kıvılcım atılması lâzımdı. Halkevleri ve Köy Enstitüleri her Türk’te bir toplum yapısını daha sağlıklı duruma getirmek için yaptığı köklü değişiklikleri yaratmak üzere açıldılar.
Modern Türkiye'de halkın yeni Türk kültürü tarafından yoğrulmasında ve Atatürk inkılâplarının halk arasında yayılmasında eğitim açısından en önemli görevi Halkevleriyle Köy Enstitüleri yüklenmiş ve başarmıştır.
Halkevlerinin çalışma konuları halkın devlet politikasının ihtiyaçlarından doğmuştur. Evlerin bütün çalışma kolları millî eğitim ve halk eğitimi için çalışmışlardır. Metod olarak da halk arasındaki gerçek fikir ve zevk önderlerini bulup, bunlarla, şiddete başvurmadan halkı eğitmek yolu seçilmiştir.
Türk insanını "Türk milleti toprağında" yetiştirmeye çalışarak Millî dayanışmayı sağlamlaştırmış ve millî bünyeyi kuvvetlendirmiştir. Halkevleri, "Türk modernizmi"ni gerçekleştirerek çeşitli sosyal tabakaları birbirine yaklaştırmış, Türk kültürünü toplumun her tabakasına, gücünü ve yönünü Atatürk’ün ilkelerinden alan halkevlerinin 1932–1950 yılları arasında yaşanmış olup, bu dönemde kurulan 478 Halkevi ile bunlara bağlı açılan 4332 Halkodası Türk toplumunun uluslaşma ve uygarlaşma süresince yaymışlardır.
Halkevleri politik kurumlar olarak kurulmamıştır. Çok partili döneme kadar da bu özelliğini korumuştur.
Halkevleri, Halkodaları ve sonrasının Köy Enstitüleri üçlüsü “Halk Eğitiminin” Cumhuriyetin temelini oluşturmuşlardı. Bu kuruluşların, özellikle “Köy Enstitülerinin” görevi, köylüye yalnız okuma-yazma öğretmek değildi. Amaç, köylünün bütün yaşamını toplum içine almaktı. Güç de olsa başarıldı. Köy Enstitüleri bir sosyal sorumluluk projesiydi.
Halkevlerinin işlevinde güzel sanatlar, dil, edebiyat, tarih, spor, folklor, tiyatro ve sosyal içerikli konular vardı. Bireyler, istekleri, yapabilme ve yetenekleri üçlüsünde eğitiliyor ve yönlendiriliyorlardı. Gönüllü katılım ile halk yenileşerek aydınlanıyordu. Köylerde de “Halkodaları” kurulmuştu. Halkevlerindeki köycülük kolu halkodalarını destekliyordu. Köyün ve köylünün canlandırılması planlanıyordu.

Spor Şubeleri
Halkevleri öğreneğinde en çok yer alan şubelerden biridir. Gençlik ve ulusal eğitimin parçası olarak görülen spor ve beden eğitimine karşı ilgi uyandırmak ve bunları bir kütle hareketi haline getirmek amaçlanır. Spor şubesinde milli sporlara olarak güreş, yağlı güreş, cirit, avcılık desteklenir. Aynı zamanda boks, eskrim, yüzücülük, küreğe de yer verilir. Denizlerle çevrili olan ülkemizde herkesin yüzme bilmesi gerektiği vurgulanır. Bisikletli geziler düzenlenir. Batı sporlar tenis ve eskrim yapılır.  

"Yurttaşlara modern sağlık anlayışının esası olan ev ve oda jimnastikleri öğretmek ve bunun günlük yaşayışın en lüzumlu bir aracı olduğuna herkesi inandırmak şubenin önemli görevidir."

Türk halkında spor ve beden hareketlerine sevgi ve ilgi uyandırır, bunları bir kütle hareketi, millî bir faaliyet haline getirir. Türkiye İdman Cemiyetleri Birliği'ne dahil olan veya olmayan spor kuruluşlarının gelişme ve ilerlemesine yardım eder. Hiç kulüp bulunmayan yerlerde kulüp kurulmasını, gençlerin spor kulüplerine girmesini ve gerçek birer sporcu olarak yetişmesini teşvik eder. Vatandaşlara modern sağlık bilincinin esası olan ev ve oda jimnastikleri öğretir. Yer ve imkânına göre bir veya iki yılda bir yerel jimnastik günleri düzenler. Üç dört yılda bir büyük jimnastik bayramları yapar. Yaya veya vasıtalı geziler düzenler.
Bu ilkelere bağlı olarak halkevleri spora da önem vermiş, gelişmenin “beden, ruh ve kafa gelişmesiyle bir arada” olacağı ilkesinden hareket etmiştir. Spor, sadece heveskârların işi olmaktan çıkarılmış, halkın tamamının sporla ilgilenmesine çalışılmıştır. Bu şubeler vasıtasıyla senenin belirli günlerinde atletizm ve spor bayramları düzenlenmiş, federe olmayan amatör spor kulüpleri halkevleri himayesine alınmış, bölgesel ligler oluşturulmuş, başarılı kulüplere hediyeler verilmiştir. Bazı halkevlerinde spor salonları yapılmış, bazıları ise bir stadyumun işletmesini üstlenmiş, buralarda ihtisas sahibi öğretmenlerin kontrolünde toplu sportif etkinlikler yapılmıştır.
Tek parti döneminde bütün yurttaki spor faaliyetleri de Partinin kontrolünde idi. Cumhuriyet Halk Partisi, Türk Spor Kurumu Teşkilâtı ve Halkevleri aracılığıyla, spor çalışmalarını kendi yönetiyordu. 1932 ve 1936 Yönetmeliklerinde, Halkevlerinde spor ve jimnastiğin halka yayılması, halkın kitle sporuna alıştırılması, kulüp olmayan yerlerde spor kulübü kurulması gibi işler yapılacağı belirtiliyordu.

Halkevlerinde kitap ve fikre önem verildiği kadar spora da önem verilmiş; sokak koşulları, voleybol, basketbol, cirit vs. alanlarında çok önemli çalışmalar yapılmıştır. Halkevinin en çok üye toplayan kollarından biri, bu çalışma kolu idi. En yoğun çalışmayı da futbol alanında göstermiş, ayrıca avcılık ve atıcılık ile sportif geziler alanında da çalışılmıştır. Spor çalışmalarının yanı sıra binlerce spor dersi, spor filmleri, spor bayramları da Halkevlerinde yapılmıştır.

İşleviyle sönmeyen bir aydınlanma projesi olan Köy Enstitüleri, sorgulama kültürünü edinmiş, akıl, bilgi ve teknolojiyi birlikte kullanan bir yöntemdi.

Köy Enstitüleri, laik, demokratik, üretken yurttaşları aydınlanmacı bir anlayışla yetiştirilen, farklı bir okul türüydü.

Yeteneklerine uygun iş-sanat ve kültürel değişimlerde kız ve de erkek çocukların sosyal alanlarda gelişmeleri hedefleniyordu. Gençler demokratik bir toplumun bireyleri olarak eğitiliyor, bağnazlıktan arınmış çağdaş verilerle donanımlı bir geleceğe yürüyorlardı. Köy Enstitülerinin gün ışığına çıkmamış tüm birikimlerinin, eğitimimizin gelişmesi için yarınlara taşınması kaçınılmazlardır.
Ülke gerçeklerini ve olanaklarını o yılların eğitim biliminin içinde en iyi ve başarılı şekilde kullanan Köy Enstitüleri bugün, gerek duyulan eğitim arayışlarında önemli bir çözüm yöntemi olacaktır. Köy Enstitüler projesi sürdürülüyor olsaydı, bugün ülkemizde okulsuz köy, okulsuz çocuk kalmayacaktı. Yetişkinler yaygın eğitimle bilgilenecek, bilinçlenecek ve ışığa ulaşan vatandaş olacaklardı. Kurulan Yüksek Köy Enstitüleri birer “Bölge Üniversitesi” işlevinde olacaklardı. Doğu, Güneydoğu ve diğer kırsal kesimdeki vatandaşımız Ulasal bütüncüllüklerini çok önceden öğrenen yurttaş olacaklardı.

Köy Enstitüleri'nde gelişen demokratik ortamın belirleyici öğelerinden biri, önceden benzeri olmayan “sürekli yatılı-karma eğitim” modelidir. Enstitüler bölgelerindeki köylerde yaşamakta olan ulusal oyunları öğrencilere iyice örettikten sonra diğer enstitülere iletişim yoluyla öğretmekte olup böylece ulusal oyunlarımız Türkiye genelinde yayınması sağlanmaktadır. Köy Enstitüleri'nin eğitim sisteminde gençlere, sevgiyi, kardeşliği ve dostluk kavramlarını ediniyor, öğreniyor ve gelecekte de öğreniyorlardı. Bu programda “gözlem”, “deney”, ”araştırma”, “inceleme” ve  "tartışma” gibi öğrenme yöntem ve tekniklerine geniş bir yer verilmiştir. 1943 programı bu özelliğiyle, ezberci eğitimden kurtularak, öğrencileri düşünmeye, soruşturmaya, gerçekleri akılcı yollardan araştırmaya özendirici bir nitelik göstermektedir

Sonuç Olarak
Halkevleri tüm olanaklarıyla halka salonlarını bedelsiz açıyor, eğitiyor, çalıştırıcı ve malzemelerini veriyor. O dönemlerde geleneksel sporlardan güreş, okçuluk, diğer spor branşlarına daha sonraları folklorda dünya birinciliklerine imza atmamızın temelinde Halkevlerinin eğitimleri vardır.
Halkevleri de Cumhuriyetin spor kültürü'nü belirleyen sanat-spor-eğitim kalelerinden biriydi. Cumhuriyet devrimi, spor kültürünü bütünüyle ele alamadan, yaşama geçiremeden, yaşama geçen bölümü de olgunlaşamadan, dalga dalga yok edildi, yıkıldı. Köy enstitüleri 1937 de, Halkevleri 1932 de kuruldu. Yıkılma tarihleri ise Köy Enstitüleri, 1947de, Halkevleri ise 1952’dir.
Halkevlerinin bütün kentin, ilçenin mahalli bölgelerde şubeler açtığını, köylerde Köy Odalarıyla donatıldığını; Köy Enstitülerinin, bütün köyleri, giderek ilçe, kentleri de içine alabileceğini düşünürsek ülkemiz bugün neden olmasın!

Kaynak
  • İ. Gürşen Kafkas, Yeniden Köy Enstitüleri, Cumhuriyet Gazetesi 17.04.2008
  • Prof. Dr. Abidin Kumbasar, Demokrasilerde Oyların Eşitliği, Cumhuriyet Gazetesi Olaylar ve Görüşler, 12.04.2008
  • Ferhan Oğuzkan,“Köy Enstitüleri Öğretim Programları”, Kuruluşunun 50. Yılında Köy Enstitüleri, Eğit-Der Yayınları–2, 1990, s.12–37.
  • Niyazi Altunya, “Köy Enstitülerinin Tarihçesi”, Kuruluşunun 50. Yılında
  • Niyazi Altunya, Köy Enstitüsü Sisteminin Düşünsel Temelleri, 2. baskı, Ankara, 2000
  • Dilbilim-Edebiyat Teorileri-EBT Sözlüğü-Halkevleri-Akademik Çalışmalar
  • http://w3.balikesir.edu.tr/~mozsari/Halkevleri.htm#_Toc121732267
  • http://www.gazetevice.net/news/1469.html
  • http://www.kastamonu-gsim.gov.tr/Tarihce.htm
  • C.H.P. Yedinci Büyük Kurultay Tutanağı, Ankara:1948, ss. 199-202.
  • Yard. Doç. Dr., Nuray Bayraktar, Halk Terbiyesi ve Halkevleri, G.S. Üni.
  • Emre Kongar, 1982, 'Kültür Üzerine', Çağdaş Yayınları.
  • Tevfik Çavdar (1983) Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, c.4, İstanbul. İletişim Yayınları
  • Neşe G Yeşilkaya. (1999) Halkevleri: İdeoloji ve Mimarlık, İstanbul, İletişim Yayınları 
  • Türkoğlu, Tonguç ve Enstitüleri, Türkiye İşbankası Yayınları, 3. Baskı-2007,
  • Burhan Aytekin, Halkevleri ve Köy Enstitüleri Günümüz Teknolojine Uygun  Ülkemizde Niçin Olmasın?, 12 Haziran 2008, s. 15.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder