24 Kasım 2010 Çarşamba

Tarih 25 Kasım 2010

Tarihimiz Her Zaman Geleceğimize Işık Tutmuştur.
"Türk çocuğu, atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır." Kemal Atatürk
Fes Tarihe Gömülüyor…

25 Kasım 1925 Şapka Kanunu
Falih Rıfkı Atay, “Mustafa Kemal bir tatlı su Türk’ü değildi. Fes ve şapkanın medeniyet demek olmadığını elbet biliyordu. Fakat, başlık değiştirmenin din ve iman değiştirmek olmadığını göstermek istedi” diye tanımlar bir devrimin gerekçesini.
Sultan İkinci Mahmut döneminde, Osmanlı sarayında Avrupalı gibi giyinme modası baş göstermiş, ancak, Avrupa usulü şapkaların namaz kılarken zorluk çıkarmaları, sipersiz bir şapka kullanımını gerekli kılmıştı. Sultan Mahmut’un fermanı üzerine, fes, imparatorluğun resmî şapkası olacak, 1840’lardan itibaren, süvari ve topçu hariç, Osmanlı askerlerinin üniformasının bir parçası haline gelecekti. Zamanla, özellikle din adamlarında fesin etrafına türban sarma geleneği ortaya çıkacak ve sarık gündelik hayata girecekti.
25 Kasım 1925 tarihinde “Şapka İktisası hakkında Kanun” TBMM’de kabul edildi.
Şapka ve kılık kıyafet devrimi yasaları, kafaların ya da bedenlerin dışlarına değil, içlerine yönelik devrimlerdi.
Gazi’nin, 25 Ağustos 1925’te başladığı Kastamonu gezisi sırasında atıldı. Burada ilk kez halkın karşısına şapkayla çıkan Mustafa Kemal, giyimi uygarlığın göstergesi sayan konuşmalar yaptı.
1925’te Kastamonu’da halka tanıtmış, kendisinden ve yakın çevresinden başlayarak, toplum şapka takmaya başlamıştı.
Bunu izleyen birkaç gün içinde bir bakanlar kurulu kararıyla memurların şapka giymesi şart koşuldu. Dinayet İşleri’nin verdiği desteğe rağmen bağnaz kesim arasında tepkilere yol açtı. Sivas’ta, Kayseri’de, Erzurum’da, Rize’de ve Maraş’ta baş gösteren isyanlar karşısında, yeni çıkarılan yasayla, şapkadan başka bir başlık giymekte direnmenin cezası üç aya kadar hafif hapis iken, kanunu protesto hareketleri, sistemin meşruluğuna karşı yönelen idamlık suçlar sayılacak, şapka istiklâl Mahkemeleri’nin en önemli konusu haline getirildi. Olaylarda halkı devrimlere karşı kışkırtan elebaşlarından bazıları yakalanarak idama mahkûm edildi.
Mustafa Kemal’in öngörüsü doğrulanmıştı. Bu bir giyimin değil, bir zihniyetin ifadesiydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder